Peri: Ağzı Olmayan Kız

7.5 out of 10 stars (7,5 / 10)

Peri: Ağzı Olmayan Kız filmi ile ilgili künye, özet ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

PERİ: AĞZI OLMAYAN KIZ | GIRL WITH NO MOUTH | Yönetmen: Can Evrenol / Senarist: Can Evrenol, Kutay Ucun / Oyuncular: Denizhan Akbaba (Kaptan), Elif Sevinç (Perihan), Özgür Civelek (Yusuf), Kaan Alpdayı (Porsuk), Sermet Yeşil (Perihan’ın Babası), Mehmet Yılmaz Ak (Kemal, Onbaşı, Perihan’ın Amcası), Özay Fecht (Çavuş’un Eşi) / Türkiye / 2018 / Renkli / 97´ 

Özet:

Baskın ve Housewife gibi cesur filmlerle korku janrında yetkinliğini kanıtlamış, müstakil sinema dilini kurmayı başarabilmiş Can Evrenol, üçüncü uzun metrajında cesur ve eklektik bir tür denemesi yapıyor. Peri: Ağzı Olmayan Kız’da; distopik, zamansız bir mekanda “Büyük Dünya Savaşı” devam ederken on yıl önceki bir santral patlamasıyla tüm dengesi bozulmuş küçük bir kasabada yaşayan bir grup “öteki” çocuğun hikayesi anlatılıyor. Santral patlamasından sonra bazı çocuklar eksik uzuvlarla dünyaya gelir. Santral yönetimini kendileri hakkında kötü algının canlı kanıtı olarak gördükleri bu çocukları yok etmeye başlar. Bu süreçte babasıyla ormanın için herkesten uzak bir yaşam süren Perihan, hayatta kalmayı başarır ancak babasının öldürülmesiyle birlikte hiç hazırlıklı olmadığı bir maceranın içine düşer. Yolda kendisi gibi üç çocukla daha tanışan Perihan ve “çetesi” ile dünyanın dehşet verici haline dört çocuğun gözünden tanıklık ederiz.

Not: Yukarıdaki paragraf !f İstanbul sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Oyunculuklar başarılı.
  • Senaryo ve hikayedeki kurguyu başarılı buldum.
  • Makyaj çalışması başarılı.
  • Filmdeki çocuk tayfası “Bremen Mızıkacıları” masalındaki karakterleri anımsatır. Bu film biraz da fabl türünde bir çalışma gibi düşünülebilir.
  • Filmdeki masalsı, maceracı ve renkli üslup Wes Anderson filmlerini hatırlatır. Örneğin “Yükselen Ay Krallığı | Moonrise Kingdom” filmi gibi. O filmle ilgili Öylecine Bir Aşk sayfasındaki değerlendirme yazısına buradan erişebilirsiniz.
  • Film kurduğu distopik atmosfer açısından yakın zaman önce çekilmiş diğer bir Türk filmi “Yuva” (Yönetmen: Emre Yeksan) çalışmasını hatırlatır. O filmle ilgili Öylecine Bir Aşk sayfasındaki değerlendirme yazısına buradan erişebilirsiniz.

Peri: Ağzı Olmayan Kız Filmi için Öylesine İsim Önerileri 

  • “Peri’nin Labirenti”

Pause

Pause filminde Elpida karakterine hayat veren Stela Fyrogeni
7.5 out of 10 stars (7,5 / 10)

Pause filmi ile ilgili künye, özet ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

PAUSE | Yönetmen: Tonia Mishiali / Senarist: Tonia Mishiali, Anna Fotiadou / Oyuncular: Stela Fyrogeni (Elpida), Andreas Vassiliou (Costas), Popi Avraam (Eleftheria), Andrey Pilipenko (Boyacı), Georgina Tatsi (Irini) / Kıbrıs / 2018 / Renkli / 96´ 

Özet:

Kısa filmleriyle uluslararası çapta övgüler toplayan Mishiali, ilk uzun metrajı Pause’ta günümüz toplumunda mevcudiyetini sürdürmeye çalışan bir kadının rolünü irdeliyor. İsteklerini ve ihtiyaçlarını cevapsız bırakan vurdumduymaz bir koca ile sevgisiz bir evliliğe hapsolmuş orta yaşlı bir ev hanımı olan Elpida monoton bir yaşam sürmektedir. Premenopoz sürecinin mental ve fiziki sonuçlarıyla baş etmeye çalışan Elpida; seksüel arzuları, bedeni, benliği ve kocası arasına gün geçtikçe biraz daha sıkışır. Bu sıkışmışlıkta ona bir kaçış noktası teşkil eden fantezi dünyası ve içinde yaşadığı realite arasındaki hudutlar ise git gide bulanıklaşmaya başlar. Kıbrıslı yönetmen Mishiali, aşina olduğumuz bir toplum yapısı içinde yetişirken yaptığı gözlemler yoluyla meydana getirdiği bu sosyolojik okumasında aslında bize Elpida’yı ne denli yakından tanıdığımızı gösteriyor.

Not: Yukarıdaki paragraf !f İstanbul sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Elpida karakteri başta olmak üzere tüm oyunculuklar başarılı.
  • Hem disko sahnesi hem de Elpida’nın arkadaşı Eleftheria karakteri “Gloria” (Yönetmen: Sebastián Lelio) filmini ve Gloria (Paulina García) karakterini hatırlatır. O filmle ilgili Öylecine Bir Aşk sayfasındaki değerlendirme yazısına buradan erişebilirsiniz.
  • Elpida’nın eşi Costas’ın evdeki tek ilgilendiği şey mavi kuşu. O da herhalde kuş konuşamadığı için.
  • Elpida karakterine hayat veren Stela Fyrogeni sima olarak çeşitli dizilerden tanıdığımız (Masum, Bozkır) oyuncu Esra Kızıldoğan Uygur’u anımsatır.
    Stela Fyrogeni, Esra Kızıldoğan Uygur

Pause Filmi için Öylesine İsim Önerileri 

  • Bulunamadı.

Kadın Olmanın Günahı

Kadın Olmanın Günahı filmine ait bir afiş
6 out of 10 stars (6 / 10)

Kadın Olmanın Günahı filmi ile ilgili künye, özet ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

KADIN OLMANIN GÜNAHI | THE SIN OF BEING A WOMAN | Yönetmen: Ümran Safter / Senarist: Ahsen Diner / Oyuncular: Aysel Yıldırım (Nezihe Muhittin) / Türkiye / 2018 / Renkli / 60´ 

Özet:

Kadın Olmanın Günahı, Cumhuriyet Dönemi’nde Kadın Halk Fırkası’nı kurarak döneminin ötesinde ayrıksı fikirlere sahip, vizyoner bir feminist olan Nezihe Muhittin’in özyaşam öyküsüne odaklanan bir belgesel. Yönetmenliğini Ümran Safter’in yaptığı, senaryosunu Ahsen Diner’in yazdığı Kadın Olmanın Günahı, yalnızca tarih kitapları tarafından örtbas edilmeye çalışılan ve ısrarla anılmayan bir kadını, Nezihe Muhittin’i anmak ve tanıtmakla kalmıyor; aynı zamanda yaşadığımız coğrafyanın hala güncelliğini koruyan erk yapısına karşın “Ben buradayım!” diyen tüm kadınlar için de güçlü bir ilham kaynağı teşkil ediyor.

Not: Yukarıdaki paragraf !f İstanbul sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Filmde yer verilen animasyon bölümleri güzel olmuş.
  • Filmin müzikleri güzel olmakla birlikte sonda çalan şarkıyı çok beğenmedim.
  • Aysel Yıldırım’a yapılan makyaj pek başarılı olmamış.
  • Nezihe Muhittin’in 1929 yılı sonrasındaki yaşamı ile ilgili çok bir bilgi elde edilemiyor. Oğlu Malik ile olan iletişimi ile ilgili de pek bir bilgi yok.

Kadın Olmanın Günahı Filmi için Öylesine İsim Önerileri 

  • “Bir Feminist Kayboldu”

Görülmüştür

Görülmüştür filminde Zakir ile Emel
8 out of 10 stars (8 / 10)

Görülmüştür filmi ile ilgili künye, özet ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

GÖRÜLMÜŞTÜR | PASSED BY CENSOR | Yönetmen: Serhat Karaaslan / Senarist: Serhat Karaaslan / Oyuncular: Berkay Ateş (Zakir), Saadet Işıl Aksoy (Selma), Füsun Demirel (Zakir’in Annesi), İpek Türktan Kaynak (Emel), Erdem Şenocak (Kenan), Müfit Kayacan (Adnan), Banu Fotocan (Gülten), Emrah Özdemir (Ahmet) / Türkiye / 2018 / Renkli / 95´ 

Özet:

Yönetmen Serhat Karaaslan, gerçekleştirdiği kısa filmlerinin ardından ilk uzun metraj deneyimi olan Görülmüştür filminde, mahkum mektuplarını denetleyen Zakir karakteri ile sansür konusuna değinmiştir. Hikaye anlatıcılığıyla ilgilenen Zakir’in rutin hayatını, denetlediği bir mektubun içinden çıkan fotoğraf değiştirir. İlham umudu ile başlayan bu fotoğrafın hikayesi; Zakir için bir takıntı alırken, izleyiciyi ise algılanan gerçeklikten koparmaya başlar. Öncesinde varlığını hissetmediğimiz tutku, artık Zakir karakterinin mukavemetini temsil eden önemli bir parçasıdır. Yazın hayatı ile gerçekliği girift bir kurgu ile bağlayan film üzerinden, kontrol etme pratiğiyle gelişen tutkulu bir hikayeyi izlemek mümkün.

Not: Yukarıdaki paragraf !f İstanbul sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi oldukça beğendim.
  • Oyunculuklar genel anlamda başarılı. Selma rolündeki oyuncunun performansını pek başarılı bulmadım açıkçası.
  • Karakter tiplemeleri oldukça başarılı.
  • Saç kurutma makinesi ile çorabı kurutma sahnesi eğlenceliydi.
  • Zakir’in, annesi ile evde yemek yedikleri sahnede TV dizileri ile ilgili konuştukları sahne eğlenceliydi.
  • Bir sahnede Zakir’in mektup üzerinde “Hak” kelimesini karalamaya çalışırken kaleminin bitmiş olması güzel bir detaydı.
  • Bir sahnede Selma’nın evini teftiş sonrası Emel çekip gider. Zakir’in onun ardından baktığı yönde kameranın gösterdiği duvarda yazan “Seni Seviyorum” güzel bir detaydı.
  • Zakir’in, annesi ile yaşadığı evde kapı ile ilgili güvenlik önlemleri bir bakıma hapishane ortamı gibidir.
  • Diyaloglardaki nüktedan yapı Mahmut Fazıl Coşkun (“Anons”,”Yozgat Blues”, “Uzak İhtimal) filmlerini hatırlatır. “Yozgat Blues” ile ilgili Öylecine Bir Aşk sayfasındaki değerlendirme yazısına buradan erişebilirsiniz. “Anons” filmi için de buradan erişebilirsiniz.
  • Zakir’in birdenbire Selma’nın hayatına dahil olması/olmaya çalışması “Saç” (Yönetmen: Tayfun Pirselimoğlu) filminde Hamdi’nin (Ayberk Pekcan) Meryem’in (Nazan Kesal) hayatına dahil olmasını hatırlatır.
  • Filmde yer verilen “görülmek” olgusu ile ilgili şöyle bir çıkarım yapılabilir belki: “Görülenle alay eder görülmemiş olan”

Görülmüştür Filmi için Öylesine İsim Önerileri 

  • “Ben Bir Garip Gardiyanım”
  • “Uzak Görüş”

Kader Postası

Kader Postası filminde Zeynep (Boncuk Yılmaz))
7.5 out of 10 stars (7,5 / 10)

Kader Postası filmi ile ilgili künye, özet ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

KADER POSTASI | FATED HEARTS | Yönetmen: Elif Akarsu Polat, Çiğdem Bozali / Senarist: Elif Akarsu Polat, Çiğdem Bozali / Oyuncular: Boncuk Yılmaz (Zeynep), Benian Dönmez (Kerime, Zeynep’in Annesi), Şahin Ergüney (Zeynep’in Babası), Rana Kayaçan (Zeynep’in Gençlik Hali), Koray Efe Yazgan (Yusuf’un Gençlik Hali), İdil Yade Kırnık (Zeynep’in Çocukluk Hali), Baran Salman (Yusuf’un Çocukluk Hali), Sedef Akalın (Emel), Tansel Öngel (Yusuf), Görkem Yeltan (Zeynep’in Teyzesi) / Türkiye / 2019 / Renkli / 104´ 

Özet:

Kader Postası, küçük bir kasabada yasayan Zeynep’in çocukluk ile başlayıp, ergenliğe ve oradan da yetişkinliğe uzanan hayat hikayesini anlatır. Zeynep’in çocukluğunun en yakın arkadaşı Yusuf, ergenliğinde Zeynep’in ilk aşkına dönüşür. Yusuf’un kasabadan zamansız ayrılışıyla ikisinin yolları ayrılır. Bu ayrılık Zeynep’i yetişkinliğinde yalnız bir kadına dönüştürür. Zeynep kaybettiği sevgiyi mahkumlara yazdığı mektuplarda arar. Mektuplar, Zeynep’i müebbet bir mahkuma götürür. Bu mahkum Yusuf’tan başkası değildir.

Not: Yukarıdaki paragraf !f İstanbul sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi oldukça beğendim.
  • Bir ilk film olarak oldukça iyi bir iş kotarılmış.
  • Senaryo başarılı olmuş.
  • Oyunculuklar ve oyuncu seçimi başarılı.
  • Filmin müziklerini beğendim.
  • Yusuf’un kasabadan ayrıldıktan sonra Zeynep ile hiç iletişim kur(a)mamış olmaları pek iyi aktarılamıyor.
  • Filmin hem başlangıcı hem de sonu bir Kurban Bayramının 1. Gününe denk geliyor.
  • Filmin hem başlangıcında hem de sonunda Zeynep’in elbisesinin rengi beyazdır.
  • Filmden bir replik: “Büyümek de bazen keyifliymiş”
  • Filmdeki karakter gözlemlemeleri oldukça iyi yapılmış. Bu açıdan yakın zaman önce kaybettiğimiz büyük usta Umur Bugay (1941 – 2019) film ve dizilerindeki karakterleri hatırlatır.
  • Çocuklukta filizlenen aşk, aşkı ifade etmek için o dönemin simgelerinden kaset kullanılması, Anne – Kız ilişkisi gibi yönler açısından bu film “Karışık Kaset” (Tunç Şahin) filmini yer yer hatırlatır. Bu film ondan daha az karışık ve daha çok başarılı bir çalışma olmuş denilebilir. “Karışık Kaset” filmi ile ilgili Öylecine Bir Aşk sayfasındaki değerlendirme yazısına buradan erişebilirsiniz.
  • Zeynep ve Annesi arasındaki iletişim problemleri ya da şekilleri “Ana Yurdu” (Yönetmen: Senem Tüzen) filmini hatırlatır. O film ile ilgili Öylecine Bir Aşk sayfasındaki değerlendirme yazısına buradan erişebilirsiniz.
  • Çocukluktan itibaren bir büyüme hikayesi/süreci anlatması açısından film “Çocukluk | Boyhood” (Yönetmen: Richard Linklater) filmini de hatırlatır. O film ile ilgili Öylecine Bir Aşk sayfasındaki değerlendirme yazısına buradan erişebilirsiniz.
  • “Müebbet” kelimesini filmdeki birçok durum ile ilişkilendirebiliriz.
    1. Zeynep’in Babası için yaşadığı kasaba
    2. Onu sevmeyen biri ile evlenmiş olan Emel
    3. Onu dinlemeyen biri ile evli olan Zeynep’in Annesi
    4. Kaybettiği ilk aşkını yüreğinde taşıyan Zeynep

Kader Postası Filmi için Öylesine İsim Önerileri 

  • “Karışık Mektup”
  • “Kader Kurbanları”
  • “Fakat Müebbet Bu Derin Bir Tutku”
  • “Mailhood”

İstila

image

Filmin Künyesi:

İSTİLA | INVASION | Yönetmen: SHAHRAM MOKRI / Senarist: NASIM AHMADPOUR, SHAHRAM MOKRI / Oyuncular: ABED ABEST, ELAHE BAKHSHI, BABAK KARIMI / İran / 2018 / Renkli / 90´

Sinopsis:

Aynı dövmelere sahip ve metal düğmeli siyah üniformalar giyen bir çete, eski bir stadyumu mesken tutmuştur. İki arkadaşlarının öldürülmesinin ardından çetenin lideri Saman ortalıktan kaybolur. Gizemli cinayetleri araştıran polis, çete üyelerinden olay günü yaşadıkları her şeyi yeniden canlandırmalarını ister. O gün stadyumda yaptıkları her konuşmayı, her hareketi defalarca tekrar ederler. Kendisini bir anda başrolde bulan Ali, oyununu tekrarladıkça Saman ve onun ikiz kardeşi Negar’ın gizledikleri sırları çözmeye başlar. Ali büyük gizemi çözebilecek midir” 2014’te ilk uzun metrajı Balık ve Kedi ile Keş!f Uluslarası Yarışma’yı kazanan Shahram Mokri !f’e geri dönüyor. İstila!, seyirciyi her an şüpheye düşürmeyi başaran, tek plan çekilmiş bir bilimkurgu gizem/polisiye.

Not: Yukarıdaki paragraf İf İstanbul sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi beğenemedim. Yönetmen ilk filmi “Balık ve Kedi” çalışmasından sonra benzer bir tek plan çalışması yapmış yine. Bu sefer başarılı olamamış ne yazık ki.
  • Filmi izlemek de zihnimize yapılan bir istila oldu.
  • Filmin genel anlamda kötü olmasına karşın senaryo metni ve diyaloglar başarılı.

Hayata Rövaşeta Çeken Adam

image

Filmin Künyesi:

HAYATA RÖVAŞETA ÇEKEN ADAM| EN MAN SOM HETER OVE | Yönetmen: HANNES HOLM / Senarist: HANNES HOLM / Oyuncular: ROLF LASSGÅRD (Ove), FILIP BERG (Genç Ove), IDA ENGVOLL (Sonja), BAHAR PARS (Parvaneh), TOBIAS ALMBORG (Patrick), KLAS WILJERGARD (Jimmy), CHATARINA LARSSON (Anita), BORJE LUNDBERG (Rune) / İsveç / 2015 / Renkli / 116´

Sinopsis:

Ove’u tanıyorsunuz; onun gibi sinirli ve yaşlı bir adam komşunuz olmuştur mutlaka. Birkaç yıl önce apartman yöneticiliğinden bir darbeyle indirilmesine rağmen hâlâ yönetici gibi davranmaya devam etmekte ve komşularına kök söktürmektedir. Bir gün, karşısındaki daireye yeni taşınan İranlı Parvaneh arabasıyla geri geri giderken yanlışlıkla Ove’un posta kutusuna çarpınca, hiç beklenmedik bir arkadaşlığın kapıları aralanır. Hannes Holm’ün yazar Frederick Backman’le birlikte, Backman’ın İsveç’te çok satan romanından uyarladığı Hayata Röveşata Çeken Adam’ın samimi ve insancıl bir kalple anlatılan sade ve mizahî hikâyesini izlediğinizde, sinema salonundan yüzünüzde uzun süre kalacak bir gülümsemeyle ayrılacaksınız. Bu ilginç ve dokunaklı film, Yabancı Dilde En İyi Film kategorisinde Oscar adayları arasında!

Not: Yukarıdaki paragraf !f İstabul sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi oldukça beğendim.
  • Diyaloglar başarılı hazırlanmış.
  • Müzikler güzeldi.
  • Ove ile Parvaneh arasındaki ilişki ve süreç “Ben, Daniel Blake” (Yönetmen: Ken Loach) filminde Daniel ile Katie arasındaki ilişkiyi hatırlattı.
  • “Ben, Ove Blake”
  • Ove’nin milliyetçi duyguları hem araba seçimine (Saab, Volvo – İsveç Otomobil Markaları) hem de kıyafetlerine (mavi ve sarı renkli – İsveç Bayrağı renkleri) yansıyor.
  • Ove’nin filmin başında ve sonunda Sonja ile karşılaşma sahneleri güzel olmuş. Hatta biraz Bunuelvari.

Aşkın Çekimi

image

Filmin Künyesi:

AŞKIN ÇEKİMİ | THEIR FINEST | Yönetmen: LONE SCHERFIG / Senarist: GABY CHIAPPE / Oyuncular: GEMMA ARTERTON (Catrin Cole), SAM CLAFLIN (Tom Buckley), BILL NIGHY (Ambrose Hilliard), JACK HUSTON (Ellis Cole), HELEN MCCRORY (Sophie Smith), EDDIE MARSAN (Sammy Smith), JAKE LACY (Carl Lundbeck), RACHEL STIRLING (Phyl Moore), RICHARD E. GRANT (Roger Swain) / İngiltere / 2016 / Renkli / 110´

Sinopsis:

40’ların Londra’sındayız; her gece Alman uçaklarından bombalar düşüyor, insanlar kendilerini korumak için koşturuyor, herkes çok karamsar. Catrin, akıllı ama özgüveni zayıf genç bir kadın. İstihbarat Bakanlığı’nın savaşa dair söylemlerini ileten ‘iyimserlik aşılayıcı’ ve ‘ikna edici’ savaş propagandası filmlerinde çalışmak üzere işe alınıyor. Asıl görevi, bu filmlerdeki kadın karakterler için o zamanlar ‘lapa’ olarak adlandırılan türden diyaloglar yazmak. İlk işi ise, Dunkirk açıklarında batmakta olan bir donanma gemisindeki askerleri alkolik babalarının teknesiyle kurtarmayı başarmış iki kız kardeşin öyküsünü araştırmak. Yönetmen Lone Scherfig bir kez daha, temkinli ama kararlı bir şekilde kendi yolunda yürüyen bir kadın karakterle karşımızda; savaş günlerinde etrafı onun gücünden habersiz bir sürü erkekle çevrili bir kadın. Aşkın Çekimi, Catrin ve ona ilgi duyan iki erkek arasında geçen bir romantik komedi olarak görülebilir bir yandan. Ama daha önemlisi, sinemaya yazılmış bir aşk mektubu bu. Kadınların bakış açısı işin içine girdiği, girebildiği zaman, filmlerde anlatılan öykülerin ve o öyküleri dinleyenlerin nasıl dönüşebildiğini gösteren bir aşk mektubu.

Not: Yukarıdaki paragraf !f İstabul sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi oldukça başarılı buldum.
  • Oyunculuklar başarılı.
  • Bir diğer İngiliz yönetmen Terence Davies filmlerini bana çağrıştırdı.
  • “Yetenekli Bay Buckley”
  • Filmin konusu içerisinde sinemaya dair ögelerin yer alması çok hoş olmuş.
  • Fikir ve senaryo önerileri ile Bakanlığın takdirini toplayan Catrin  karakteri “Yüz Numaralı Adam” (Yönetmen: Osman Fahir Seden) filminde reklam veren holding patronlarının takdirini kazanan Ayşe (Oya Erdoğan) karakterini hatırlattı.
  • Catrin’in Ellis’ten ayrılırken dile getirdiği onun resimlerinde hep küçük olarak yer alması, perspektif olarak ona uzak olması söylemi güzeldi.

Aquarius

image

Filmin Künyesi:

AQUARIUS | Yönetmen: KLEBER MENDONÇA FILHO / Senarist: KLEBER MENDONÇA FILHO / Oyuncular: SÔNIA BRAGA (Clara), MAEVE JINKINGS (Ana Paula), IRHANDIR SANTOS (Roberval), HUMBERTO CARRÃO (Diego) / Brezilya / 2016 / Renkli / 145´

Sinopsis:

İlk uzun metraj filmi Komşu Sesler ile !f 2013 Keş!f Yarışması’nı kazanan Kleber Mendonça Filho, !f’çiler için tanıdık bir isim. Filho’nun 2016’da Cannes Film Festivali’nin resmi yarışmasında prömiyerini yapan ikinci uzun metrajı Aquarius, yalnız yaşayan, 60’lı yaşlardaki emekli müzik eleştirmeni Clara’nın son derece etkileyici hikâyesini anlatırken bir yandan da günümüz Brezilya’sının toplumsal meselelerine ayna tutuyor. Yaşını dert etmeyen, geçmişi hatırlayan ancak geçmişe saplanıp kalmayan, evinin her yerine yayılan eski plakları da telefonuna indirdiği şarkıları da dinleyen, cinselliğini özgürce yaşayan Clara, kendisini canlandıran Sônia Braga’nın eşsiz performansının da etkisiyle, bu yıl sinemada yaratılmış en tastamam, en güçlü karakter olabilir. Sinema salonundan ayrıldıktan sonra, filmin müziklerini dinleyip Clara gibi bir arkadaşınız olduğunu hayal etmeye başlamanız çok mümkün.

Not: Yukarıdaki paragraf !f İstabul sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Filmde kullanılan müzikler keyifliydi.
  • Filmin müzik ve plaklarla kurduğu ilişki Çağan Irmak (Issız Adam, Unutursam Fısılda) filmlerini hatırlattı.
  • Filmin özellikle son (3.) bölümü oldukça iyi.
  • Yönetmen için filmdeki ses tasarımı ve kullanımı oldukça önemli diye düşünüyorum. “Komşu Sesler” filminde de benzer bir çabası vardı.
  • Yaşlı ve enerjik bir kadını odağına alması açısından “Gloria” (Yönetmen: Sebastián Lelio) filmini hatırlattı bu film bana.
  • Clara’yı evden çıkarmak inşaat firması yetkililerinin uyguladığı yöntemler “Kılıbık” (Yönetmen: Uğur İnan) filmini hatırlattı.

Kırmızı Kaplumbağa

image

Filmin Künyesi:

KIRMIZI KAĞLUMBAĞA | LA TORTUE ROUGE | Yönetmen: MICHAËL DUDOK DE WIT / Senarist: PASCALE FERRAN, MICHAËL DUDOK DE WIT / Seslendirenler: Yok / Fransa / 2016 / Animasyon / 80´

Sinopsis:

Oscar ödüllü Hollandalı animasyon film yönetmeni Midhaël Dudok de Wit ve Studio Ghibli güçlerini bu diyalogsuz, sade, ama hipnotize edici animasyon için birleştiriyor! Cannes’ın Belirli Bir Bakış bölümünden Jüri Özel Ödülü’yle dönen Kırmızı Kablumbağa, bir animasyon filmde aradığınız her şeye sahip neredeyse: Büyüleyici mizansenler, aksiyon dolu bir hikâye ve her detayı düşünülmüş gözünüzü alamayacağınız çizgiler. Film, kaplumbağalar, yengeçler ve kuşlarla dolu bir ıssız adaya düşen bir adamın Robinson Cruose gibi hayatta kalma mücadelesini anlatıyor. Midhaël Dudok de Wit’in insanın içini ısıtan neşeli bir öykünün içinde felsefi sorular soran filmi, Ghibli filmlerinin yalınlığının ve içtenliğinin büyüsüne sahip.

Not: Yukarıdaki paragraf !f İstanbul sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda beğendim. Görsel tasarımı oldukça başarılı buldum.
  • Yan roldeki yengeçlerin filme katkısı oldukça iyiydi.
  • Su Kaplumbağasının varlığı “Nadide Hayat” (Yönetmen: Çağan Irmak) filmini hatırlattı.
  • Ormanın kenarlarındaki çalılıklar da kaplumbağa şeklini andırıyordu.
  • “Uyuyan Kaplumbağa”