Filmin Künyesi:
İKİ GÜN, BİR GECE | TWO DAYS, ONE NIGHT | DEUX JOURS, UNE NUIT | Yönetmen: Jean-Pierre Dardenne & Luc Dardenne / Oyuncular: Marion Cotillard (Sandra), Fabrizio Rongione (Manu), Pili Groyne (Estelle), Simon Caudry (Maxime), Olivier Gourme (Jean-Marc) / Belçika / 2014 / Renkli / 95´
Sinopsis:
Dardenne Kardeşler’in Altın Palmiye için yarışan son filmleri, Variety dergisine göre “Belçika işçi sınıfına dair yine güclü bir yapıt; her zamanki gibi harika bir toplumsal dram”. Marion Cotillard’ın canlandırdığı Sandra, depresyon yüzünden bir süre izin aldıktan sonra işine döner. Ne var ki o yokken patronu iş arkadaşlarına 1000’er Avro prim karşılığında Sandra’yı işten cıkarmayı teklif eder. Gizli oylama pazartesi yapılacaktır; Sandra’nın iş arkadaşlarını ikna etmek için sadece bir hafta sonu vardır. “Filmin genel çerçevesi bu” diyor yönetmenler: “Performans takıntısı ve çalışanlar arasındaki vahşi rekabet. Bunu her yerdeki işyerlerinde görüyoruz.”
Artılar
- Marion Cotillard’ın oyunculuğu harika.
- Senaryoyu başarılı buldum.
- Sandra’nın Timur ile olan sahnesi oldukça duygusal ve başarılıydı.
Eksiler
- Sandra’nın, birkaç yakın mesai arkadaşının dahi telefon numarasını bilemiyor olması tuhaf geldi bana.
Keşif
- Filmi izlerken Arzu Film’in kalabalık kadrolu aile filmlerindeki (Bizim Aile, Aile Şerefi vb.) sıcaklığı hissettim.
- Cüneyt Arkın’lı Battal Gazi filmlerinden birinde şöyle bir olay vardır. Battal, babasını öldüren 17 kahpe yara için Bizans imparatorunu 17 kez kılıçtan geçirir. Sandra’nın intihar sahnesinde de acaba dedim Sandra 16 tane mi hap içti? 16 haksız oylama için 16 hap
- Sandra’nın tek tek aileleri gezmesi sırasında yönetmen bizlere farklı etnik gruplardan insanları ve de mekanları gösteriyor.
- Sandra için oylama yapacak mesai arkadaşlarından birçoğunun da geçinebilmek için ek işler yaptıklarını görmemiz filmdeki çatışmayı daha da besliyor.
- Bir sahnede Sandra arabanın camından başını sarkıtıp rüzgarın onu ayıltmasını bekliyor. Bu sahne bana “Üç Maymun” (Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan) filminde İsmail’in (Ahmet Rıfat Şungar) tren vagonunun penceresinden kafasını sarkmasını hatırlattı.
- Bir sahnede Sandra daldaki öten kuşları fark edince keşke onların yerinde olabilsem diyor.
- Filmin sonunda Sandra’nın, patronu Dumont’a yaptığı ders verircesine konuşması bana efsane haline gelmiş “Bizim Aile” (Yönetmen: Ergin Orbey) filminde Yaşar Usta’nın (Münir Özkul) fabrikatör Saim Bey’e (Saim Alpago) olan sözlerini anımsattı. “Bizim Aile” filmindeki bu sahneyi gelin bu filme uyarlamayı deneyelim.
– Dumont, sen mi büyüksün? Hayır, ben büyüğüm, ben Sandra usta. Dokunma mesai arkadaşlarıma, dokunma ikramiyelerine. Eğer işçilerden birinin başına bir şey gelirse, o hapları sana içiririm ve dönüp arkama bakmam bile. - Filmin isminde olduğu gibi Sandra’nın çabaları da iki ileri bir geri mehter marşı şeklinde ilerliyor.
Öylesine
- “Kader utanmasın, kader utansın”
- “Sandra Nasıl Kurtulur”
- “Beni böyle işe al alacaksan
Olduğum gibi kalacaksam
Dokunma işçiye, dokunma ikramiyeye
Bu ne masraflı diyeceksen”