Beni Adınla Çağır

image

7 out of 10 stars (7 / 10)

Filmin Künyesi:

BENİ ADINLA ÇAĞIR | CALL ME BY YOUR NAME | Yönetmen: Luca Guadagnino / Senarist: James Ivory (Senaryo), André Aciman (Roman’ın Yazarı) / Oyuncular: Armie Hammer (Oliver), Timothée Chalamet (Elio), Michael Stuhlbarg (Elio’nun Babası), Amira Casar (Annella), Esther Garrel (Marzia), Victoire Du Bois (Chiara), Vanda Capriolo (Mafalda), Antonio Rimoldi (Anchiese), André Aciman (Mounir), Peter Spears (Isaac) / İtalya / 2017 / Renkli / 130´

Sinopsis:

1983 yazında, İtalya’nın kuzeyinde 17 yaşındaki Elio Perlman (Timothée Chalamet) günlerini, ailesinin 17. yüzyıldan kalma villasında geçirmektedir. Miskince notaların kopyasını çıkarıp, arkadaşı Marzia (Esther Garrel) ile flörtleşmektedir. Bir gün, doktora tezi üzerinde çalışan 24 yaşındaki Oliver (Armie Hammer) Greko-Roman kültür alanında çalışan Elio’nun babasına (Mark Stuhlbarg) yardım etmek için yanlarına gelir. Elio ve Oliver kısa bir süre içinde bu yazın, hayatlarını sonsuza dek değiştireceğini fark ederler.

Not: Yukarıdaki paragraf Başka Sinema sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel olarak başarılı buldum.
  • Oyunculuklar başarılı.
  • Filmin geçtiği mekanlar oldukça pastoral ve güzel.
  • Filmdeki müzikler güzel olmakla birlikte belki biraz fazla kullanılmış olabilir.
  • İkinci bölümde tempo bir ara düşer gibi olsa da sonlara doğru yine gücüne kavuşuyor film.
  • Elio’nun fizyonomisi antik dönem heykellerine benzemekte. Oliver’in aradığı ya da bulmaya çalıştığı heykeldir bu belki de.
  • Günümüz döneminde geçen “Mavi En Sıcak Renktir” (Yönetmen: Abdellatif Kechiche) filminde, aşkı yaşama şekli çağa uygun olarak daha hızlıyken; 1980’lerde geçen bu filmde ise yine çağına uygun olarak aşk daha sakin olarak yaşanmakta.
  • “Call Me By Later”
  • “83′ Yazı”

Thelma

image

Filmin Künyesi:

THELMA | Yönetmen: Joachim Trier / Senarist: Eskil Vogt, Joachim Trier / Oyuncular: Eili Harbo (Thelma), Kaya Wilkins (Anja), Henrik Rafaelsen (Trond), Ellen Dorrit Petersen (Unni) / Norveç / 2017 / Renkli / 116´

Sinopsis:

Norveç’in son dönemlerde öne çıkan yönetmenlerinden Joachim Trier yeniden bir büyüme hikayesi ile karşımızda. Şehirde üniversiteye gitmek için köydeki evinden ve tutucu ailesinden ilk defa ayrılan çekingen Thelma’nın yaşadıklarını izliyoruz. Thelma, sınıflarından birindeki başka bir kıza aşık olmasıyla hem yaşadığı duygu yoğunluğuna hem de açığa çıkan doğa üstü güçlerine anlam vermeye çalışıyor. Yetiştiriliş tarzından içine işlemiş doğrular, ailesinin baskıcı tutumu ile iç dünyasında yaşadıklarının çatışması arasında kendini bulmaya çabalıyor. Açılış sahnesinden itibaren izleyiciyi kendine bağlayan bu etkileyici film dünya prömiyerini Toronto Film Festivalinde yapmıştı.

Not: Yukarıdaki paragraf İstanbul Modern sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Eili Harbo’nun oyunculuğu oldukça başarılı.
  • Filmin görsel estetiğini başarılı buldum.
  • Filmdeki müzik kullanımı iyi tasarlanmış.
  • Kameranın kimi sahnelerde yukarıdan gerçekleştirdiği çekimler Thelma’nın Tanrısal varlığına dair bir gönderme olabilir.
  • Film kimi açılardan “Mavi En Sıcak Renktir” (Yönetmen: Abdellatif Kechiche) kimi açılardan ise “Bahçe” (Yönetmen: Martin Šulík) filmini hatırlattı bana.
  • “Bu Nöbetler Neden Thelma”
  • “Köyden İndim Kente”

Mavi En Sıcak Renktir

image

Filmin Künyesi:

MAVİ EN SICAK RENKTİR | BLUE IS THE WARMEST COLOUR | LA VIE D’ADÈLE CHAPITRE 1 ET 2 | Yönetmen: Abdellatif Kechiche / Oyuncular:  Léa Seydoux, Adèle Exarchopoulos, Salim Kechiouche, Mona Walravens, Jérémie Laheurte  / Fransa  / 2013 / DCP / Renkli / 179’

Sinopsis:
Mavi renge bambaşka bir anlam yükleyen Abdellatif Kechiche’in son filmi, ilk kez gösterildiği Cannes Film Festivali’nde hem eleştirmenler hem de izleyiciler tarafından büyük ilgi görerek festivalin büyük ödülünü kazandı. Başkanlığını Steven Spielberg’in üstlendiği jüri, yönetmen Kechiche’le birlikte başrol oyuncuları Adèle Exarchopoulos ile Léa Seydoux’yu da Altın Palmiye’ye layık gördü. Cinselliğe çekincesiz yaklaşımı ve gerçekçiliğiyle sansür ve sanat tartışmalarına yol açan Mavi En Sıcak Renktir, biri henüz lise öğrencisi diğeri ise mavi saçlı bir sanatçı olan iki genç kızın yıllara yayılan birliktelikleri üzerinden yaşamı ve aşkı sorguluyor.

Artılar

  • “Adèle” rolünde Adèle Exarchopoulos ve “Emma” rolünde Léa Seydoux olağanüstü bir performans sergilemişler.

Eksiler

  • Filmde Adèle’in liseden sonraki üniversite hayatının atlanıp birkaç yıl sonrası ile devam edilmesi tercihinden çok emin olamadım.
  • Filmin ikinci yarısı olarak niteleyebileceğimiz Adèle ile Emma’nın birlikte yaşamaya başladıkları evrede, ikilinin aileleri ile olan ilişkileri hakkında pek bilgi alamıyoruz.

Keşif

  • Kamera genellikle yakın plan çalışmış. Özellikle film süresince adeta Adèle ile birlikte dolaşıyoruz. Bu durum bana “Zerre” (Yön: Erdem Tepegöz) filmini hatırlattı. Bu filmin her zerresinde de Adèle var.
  • Adèle’in final bölümünde Emma’nın sergi açılışına giderken tercih ettiği elbisenin mavi renkli olması anlamlı. Mavi’nin sıcaklığı Emma ile başlamıştı artık Adèle ile devam ediyor.
  • Adèle’in  cinsel tercih döngüsü:
    • Heteroseksüel »1» Homoseksüel
    • Homoseksüel  »2» Heteroseksüel
    • Heteroseksüel »3» Homoseksüel
    • Homoseksüel  »4» Heteroseksüel (?)
  • Büyük kavga sonrası ayrılan Adèle ve Emma’nın kafede buluşma sahnesi bana “Issız Adam” (Yön: Çağan Irmak) filmindeki benzer bir sahneyi anımsattı. Acaba karakterlerimize “Issız Adam” filmindeki gibi bir kafa sesi uyarlaması yapsak nasıl olurdu?
    • Adèle: Sen beni kovduktan sonra annen ve üvey babanın evine gittim. Babandan istiridye tarifi öğrenip, şarap tavsiyesi aldım.
    • Emma: Aslında Lise ile hiç mutlu değiliz. Çocuğu beni hiç sevmiyor. Gizli gizli senin öğretmenlik yaptığın anaokuluna gidip oradaki çocukları sevdim.
  • Kamera birçok defa Adèle uyurken onun aralık halindeki dudaklarını bize ilk olarak yakın plan gösteriyor. Belki de Adèle’i en masum yerinden izlemeye başlıyoruz her defasında.
  • Yönetmen Adèle – Emma arasındaki ilişkiyi kadın – erkek ilişkisindeki tüm evrelerden geçirmeye çalışmış.

Öylesine

  • “Adèle Gibi Sevenler”
  • “Çığlıklar ve Ağlamalar”
  • Adèle, “Yasak Emma”yı mı yemiş oldu acaba?