Filmin Künyesi:
BELA | BORGMAN | Yönetmen: Alex Van Warmerdam / Oyuncular: Jan Bijvoet (Camiel Borgman), Hadewych Minis (Marina), Jeroen Perceval (Richard), Alex Van Warmerdam (Ludwig), Tom Dewispelaere (Pascal), Sara Hjort Ditlevsen (Stine), Eva van de Wijdeven (Ilonka), Annet Malherbe (Brenda), Elve Ljibaart (Isolde), Dirkje van der Pijl (Rebecca), Pieter-Bas de Waard (Leo), Gene Bervoets (Bahçıvan), Mike Weerts (Arthur Stornebrink), Ariane Schluter (Bahçıvanın Eşi) / Hollanda / 2013 / Renkli / 113´
Sinopsis:
Kendilerini toplumdan tamamen soyutlayan bir topluluğun üyesi olan Camiel Borgman, toprağın altında insanlıktan uzak bir ritüelde yaşadığı gizli evinin yabancılar tarafından keşfedilmesi sonrasında ormanı terk eder. Borgman, uzun zaman sonra ilk kez yollara düşer ve gördüğü ilk evin kapısını çalar. Varlıklı bir aileye ait olan ev, kendini bir şekilde kabul ettirmeyi başaran bu beklenmedik misafirin gelişiyle esrarengiz ve ürkütücü olaylara ev sahipliği yapmaya başlar. Borgman arkadaşlarının da yardımıyla alışılmadık yöntemlerle düzenin parçası olan her şeyi ele geçirmeyi başararak olağandışı bir sistem kuracaktır.
Sıradışı konu ve atmosferleriyle Alex van Warmerdam’ın yazıp yönettiği ‘Bela’nın başrollerini Jan Bijvoet, Hadewych Minis ve Jeroen Perceval paylaşıyor.
Not: Sinema salonundaki teknik bir aksaklıktan dolayı filmin son bölümünü izleyemedim. Bu nedenle yazı içerisindeki yorumlarım izlenen bölüme kadar geçerlidir. Bilgilerinize.
Artılar
- Jan Bijvoet’in oyunculuğu başarılı.
- Hadewych Minis’in oyunculuğu oldukça başarılı.
Eksiler
- Marina’nın Borgman’a uzattığı yardım elinin çok uzun sürmesi tam olarak açıklığa kavuşmuyor sanki.
- Öykünün vadettiği kadar iyi bir film olmamış.
- Filmin çok gizli kapaklı ilerlemesi tam olarak varılmak istenen hedefin anlaşılmasını güçleştiriyor.
- Marina’nın oyuncak bir ayı için çocuğu Isolde üzerinden attığı mesaj kaygılı tirat pek yavan kalıyor sanki.
Keşif
- Borgman’ın eski bir tanıdık ayağına kapısını çaldığı evin hayatına zorla dahil olması bana bu yönüyle “Balayı” (Yönetmen: Jan Hrebejk) filminde nikaha davetsiz misafir olarak gelen ve evli çiftin hayatını zindana çeviren karakteri hatırlattı.
- Çetenin kadın elemanlarının erkeklere göre daha zor işleri üstlenmelerini (Bahçıvan ve karısının kafalarını çimentoya gömme, cinayet işleme vb.) ilginç buldum
- Bir nevi melek görünümlü şeytan olan Borgman karakteri bana “Aile Doktoru | Wakolda” (Yönetmen: Lucía Puenzo) filmindeki Josef Mengele (Àlex Brendemühl) karakterini anımsattı.
- Film boyunca Marina hiç evden/evin bahçesinden ayrılmıyor.
- Tüm aile ile beraber bakıcı Stine ve sevgilisinin, Borgman ve çete üyelerinin yer aldığı yemek sahnesi iyi çekilmiş.
- Borgman ve çetesinin, kurbanlarının başlarını çimentoya gömüp denizin altına göndermeleri ilginç bir uygulamaydı. Sanırım Borgman jargonunda toprağın altı yaşam, denizin altı ise ölüm 🙂
- Marina’nın mahrem yeri ile ilgili mutsuzluğu hayatının odak noktasını kaydırmış.
- Filmin tekinsizliği ve şiddet/cinayet sahneleri bir Quentin Tarantino filmini andırıyor. Bu filmde sadece fışkıran kanları göremiyoruz 🙂
Öylesine
- “Borgman Geliyorum Demez”
- Toprağın altında yaşamayı seven Borgman için MFÖ’den gelsin : “Bodrum Bodrum” ya da “Borgman Borgman” 🙂