Sibyl

7 out of 10 stars (7 / 10)

Sibyl filmi ile ilgili künye, özet ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

SIBYL Yönetmen: Justine Triet / Senarist: Arthur Harari, David H. Pickering, Justine Triet / Oyuncular: Virginie Efira (Sibyl, Psikoterapist), Adèle Exarchopoulos (Margot Vasilis), Gaspard Ulliel (Igor, Margot’un Sevgilisi), Niels Schneider (Gabriel, Sibyl’nin Eski Sevgilisi), Sandra Hüller (Mika, Yönetmen), Laure Calamy (Edith) / Fransa / 2019 / Renkli / 100´ 

Özet:

Hastasının hikâyesini kendi romanında kullanmak üzere çalan bir terapist, ne kadar ileri gidebilir? Fransa’nın yükselen yıldızlarından Virginie Efira’nın canlandırdığı, filme adını veren psikoterapist Sibyl, takıntı haline getirdiği romanını yazmaya kendini ne kadar verse de yaratıcılığı tıkanmıştır. Planlamadan hamile kaldığı için bunalıma giren bir hastasının anlattıkları Sibyl’in ilgisini çeker ve kadının hikâyesini kendi erotik romanına dahil eder. Annelik, yaratıcılık, birliktelikler, tutku, orta yaş krizi, kişilik, hatta sinema gibi birçok konuya değinen filmin asıl esin kaynağı Woody Allen’ın Başka Bir Kadın filmi. İlk gösterimini Cannes’da ana yarışmada yapan bu ilginç komedi-dramın oyuncu kadrosunda İstanbul Film Festivali’ne yeni konuk olan Gaspard Ulliel de yer alıyor.

Not: Yukarıdaki paragraf İKSV sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Oyunculuklar başarılı.
  • Filmin en güzel bölümü Stromboli adasında geçen sahnelerdi.
  • Filmin içinde çekilen filmin adının “Stromboli” olması ile usta İtalyan yönetmen Roberto Rossellini’nin aynı adlı “Stromboli” filmine referans verilir. O filmle ilgili Öylecine Bir Aşk sayfasındaki değerlendirme yazısına buradan erişebilirsiniz.
  • Filmin içinde çekilen “Stromboli” filmi kadın – erkek ilişkileri açısından da başka bir usta İtalyan yönetmen Michelangelo Antonioni‘nin “Serüven | L’avventura” filmini hatırlatır.
  • Başka birinin yaşadıkları üzerine bir kitap yazma ve onun hayatına dahil olma gibi noktalar açısından bu film başka bir Fransız yönetmen François Ozon‘un “Evde” filmini hatırlatır.

Sibyl Filmi için Öylesine İsim Önerileri 

  • “Yanardağlar Kızı Sibyl”.

Napoli’nin Sırrı Filmi Üzerine Öylesine Notlar

Napoli'nin Sırrı filminde Adriana ve teyzesi

Napoli’nin Sırrı filmi ile ilgili künye, sinopsis ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

NAPOLİ’NİN SIRRI | NAPLES IN VEILS | NAPOLI VELATA | Yönetmen: Ferzan Özpetek / Senarist: Ferzan Özpetek, Gianni Romoli, Valia Santella  / Oyuncular: Giovanna Mezzogiorno (Adriana),  Alessandro Borghi (Andrea/Luca), Anna Bonaiuto (Adele), Peppe Barra (Pasquale), Biagio Forestieri (Antonio), Luisa Ranieri (Catena), Maria Pia Calzone (Rosaria), Carmine Recano (Domenico),  Lina Sastri (Ludovica), Isabella Ferrari (Valeria), Loredana Cannata (Liliana) / İtalya / 2017 / Renkli / 113´

Sinopsis:

Güzel bir kadın olan Adriana, Napoli’de gittiği bir partide Andrea adındaki bir adamla tanışır. Andrea, özgüveni yüksek olan, çekici bir adamdır. Geceyi Andrea ile geçiren Adriana, hayatının aşkını bulduğunu düşünür. Güzel kadın, hayatının değişeceğini, her şeyin güzel olacağını düşlerken, Andrea’nın buluşmaya gelmemesi genç kadını hayal kırıklığına uğratır. Hayatına geri dönen Adriana, otopsi yapmak için işe gittiğinde gizemli bir soruşturmanın ortasında kalır. Şüpheli bir cinayete kurban gitmiş bir bedeni inceleyen Adriana, bu karanlık sırrın gizemini çözebilecek midir?…

Not: Yukarıdaki paragraf Beyazperde sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Oyunculuklar başarılı.
  • Görsel atmosfer ve mekan kullanımı iyi tasarlanmış.
  • Filmin müzikleri oldukça güzel.
  • Arkeoloji müzesindeki sahneler güzel çekilmiş ve kurgulanmış.
  • Hikayenin bazı noktalarında inandırıcılık anlamında sıkıntılar yer almakta.
  • Kadın oyucunun filmin merkezinde olması ve izlenen tema “Tutku Oyunu” (Yönetmen: François Ozon) filmini hatırlatıyor. “Tutku Oyunu” filmi ile ilgili Öylecine Bir Aşk sayfasında yer alan yazıya buradan erişebilirsiniz.

Napoli’nin Sırrı Filmi için Öylesine İsim Önerileri 

  • “Cingöz Andrea”

 

Atölye

image

Filmin Künyesi:

ATÖLYE | L’ATELIER | THE WORKSHOP | Yönetmen: Laurent Cantet / Senarist: Robin Campillo, Laurent Cantet / Oyuncular: Marina Foïs (Olivia Dejazet), Matthieu Lucci (Antoine), Florian Beaujean (Etienne), Mamadou Doumbia (Bouba), Mélissa Guilbert (Lola), Warda Rammach (Malika), Julien Souve (Benjamin), Julien Souve (Fadi), Olivier Thouret (Teddy Chauvin, Antoine’nin Kuzeni) / Fransa / 2017 / Renkli / 113´

Sinopsis:

Marsilya yakınlarındaki küçük La Ciotat kasabası, mevsim yaz… Bir grup genç yazar adayı, bir atölye çalışması için ünlü yazar Olivia Dejazet’in rehberliğinde bir araya gelir. Gençlerden kasabanın endüstriyel geçmişiyle de bağ kuracak bir suç romanı yazmaları istenir. Romanında yarattığı katil karakterle kendini rahatsız edici şekilde özdeşleştiren ve asabi tavırlarıyla sivrilen genç Antoine, atölyenin gidişatını tamamen değiştirecektir. Fransız sinemasının en önemli yönetmenlerinden Laurent Cantet, kurgu ve yaratıcısı arasındaki ilişkiyi masaya yatırdığı, Cannes’da Belirli Bir Bakış bölümünde gösterilen yeni filminin senaryosunu, Kalp Atışı Dakikada 120 ile dikkat çeken Robin Campillo ile birlikte yazdı.

Not: Yukarıdaki paragraf Başka Sinema sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Oyunculuklar başarılı.
  • Hikayedeki çatışma ortamı iyi yaratılmış.
  • Bir başka Fransız yönetmen François Ozon’un çalışması “Evde” filmini hatırlatıyor zaman zaman.
  • “Atölyede”

Günübirlik Sevgili

image

Filmin Künyesi:

GÜNÜBİRLİK SEVGİLİ | LOVER FOR A DAY | L’AMANT D’UN JOUR | Yönetmen: Philippe Garrel / Senarist: Jean-Claude Carrière, Caroline Deruas-Garrel, Philippe Garrel, Arlette Langmann / Oyuncular: Eric Caravaca (Gilles), Esther Garrel (Jeanne), Louise Chevillotte (Ariane), Paul Toucang (Matéo) / Fransa / 2017 / Siyah-Beyaz / 76´

Sinopsis:

Fransız sinemasının en saygın isimlerinden Philippe Garrel yine aşkın ve âşıkların gizemli girdabına dalarak karmaşık ilişkileri ele alıyor; siyah-beyaz romantik filmin odak noktasında Garrel’in kızı Esther’in canlandırdığı, sevgilisinden ayrılan genç öğrenci Jeanne yer alıyor. Aşk acısı çeken Jeanne, üniversitede felsefe hocası olan babasının yanına taşınır. Evde ilk karşılaştığı, babasının yeni kız arkadaşı Ariane’dır. Ariane, Jeanne’la yaşıt, üstelik babasının öğrencisidir. Aynı evde farklı aile dinamikleriyle aşk ilişkisi çakışınca ortaya yönetmen Garrel’in alametifarikası, bir yanıyla komik bir yanıyla trajik insani durumlar ortaya çıkar.

Not: Yukarıdaki paragraf Film Ekimi sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Oyunculuk performansları başarılı.
  • Siyah-Beyaz renk kullanılması güzel bir tercih olmuş.
  • Sade bir hikayeye sahip film sade bir senaryo ile harmanlanmış.
  • Ariane karakterini bir başka Fransız filmi “Genç ve Güzel” (Yönetmen: François Ozon) deki Isabelle (Marine Vacth) karakterine yakın buldum.
  • Louise Chevillotte’nin simasını ve tavırlarını Hale Soygazi’ye yakın buldum.

Dağların Tepelerin Ardında

image

Filmin Künyesi:

DAĞLARIN TEPELERİN ARDINDA | ME’EVER LAHARIM VEHAGVAOT | BEYOND THE MOUNTAINS AND HILLS | Yönetmen: Eran Kolirin / Senarist: Eran Kolirin / Oyuncular: Alon Pdut (David Greenbaum), Mili Eshet (Yifat Greenbaum), Shiree Nadav-Naor (Rina Greenbaum), Noam İmber (Omri Greenbaum), Yoav Rothman / İsrail / 2016 / Renkli / 90´

Sinopsis:

Greenbaum ailesi görünüşte sorunsuz bir hayat sürdürmektedir. Ne var ki, baba David’in 27 yıl hizmet verdiği İsrail ordusundan ayrılıp sivil hayata dönüşüyle birlikte ailenin tüm bireylerine ve aslında topluma sızmış olan huzursuzluk, kendini gösterecektir. Eran Kolirin, üçüncü filminde devleti yozlaşmaya yüz tutmuş aile mefhumu üzerinden tartışmaya açıyor. Cannes’da Belirli Bir Bakış bölümünde dünya prömiyerini yapan Dağların Tepelerin Ardında, nedensiz ve isimsiz bir suçluluk duygusunun en iyi yansıtıldığı filmlerden..

Not: Yukarıdaki paragraf İKSV sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Vasat düzeyde bir film olmuş.
  • David’in eşi ile öğrencisi arasındaki cinsel çağrışımlı edebi ilişki “Evde” (Yönetmen: François Ozon) filmini hatırlattı.
  • David’in eşinin öğretmenlik yaptığı okuldaki sınıf ortamı “Hababam Sınıfı Dokuz Doğuruyor” (Yönetmen: Kartal Tibet) filmini hatırlattı.
  • Yifat Greenbaum’a hayat veren Mili Eshet sima olarak “Devlet Kuşu” (Yönetmen:  Memduh Ün) filminde Hülya karakterini oynayan Mehtap Ar’a benziyor.

Lolo

image

Filmin Künyesi:

LOLO | Yönetmen: Julie Delpy / Oyuncular: Julie Delpy (Violette), Dany Boon (Jean-René Graves), Vincent Lacoste (Violette’nin Oğlu, Lolo), Karin Viard (Ariane) / Fransa / 2015 / Renkli/ 99´

Sinopsis:

Violette, 40 yaşında, hayatını moda sektörüne adamış başarılı bir kadındır. Yıllar boyunca farklı farklı sebeplerden dolayı uzun soluklu bir ilişkisi olamayan Violette, tatil için gittiği spa tesisinde şans eseri, bir bilgisayar dahisi olan Jean-René ile tanıştığında en sonunda aradığını bulur. Jean-René moda dünyasından ve Violette’in alışık olduğundan çok daha farklı biri olmasına rağmen, ikilinin arasında inkar edilemez bir kimya vardır. Ancak ilişkilerinin ciddiye binmesiyle Jean-René’nin aşması gereken bir engel daha vardır; Violette’in bir tanecik oğlu Lolo… Dışarıdan çok tatlı ve ilgili gözükmesine rağmen Lolo, Jean-René’yi bir türlü sevemez ve annesine layık bulmadığı bu adamı uzaklaştırmak için gizli bir harekat başlatır! Romantik filmlerin unutulmaz aktrisi Julie Delpy bu sefer hem yönetmen, hem senarist, hem de başrol olarak büyülüyor!

Not: Yukarıdaki paragraf Başka Sinema sayfasından alınmıştır.

Artılar

  • Genel anlamda vasat bir film olmasına karşın keyifliydi. Karakteristik Fransız komedisi yanı var filmin.
  • Oyunculuklar başarılı.

Eksiler

  • Senaryo/hikaye tasarımı daha iyi yapılabilirmiş.

Keşif

  • Filmin jeneriği eğlenceliydi.
  • Filmin komedi tarzı ve Lolo karakterinin filmdeki yer alma biçimi François Ozon filmlerindeki karakterleri anımsattı.
  • Lolo’nun, annesi Violette’nin müstakbel eş adaylarıyla aralarını bozma oyunları “Gelinlik Kızlar” (Yönetmen: Atıf Yılmaz Batıbeki) ve “Gülşah Küçük Anne” (Yönetmen: Orhan Elmas) filmlerini hatırlattı.

Öylesine

  • “Lolo Hakkında Konuşmalıyız”

Aşkın Dili

image

Filmin Künyesi:

AŞKIN DİLİ | GEMMA BOVERY| GEMMA BOVERY | Yönetmen: Anne Fontaine / Oyuncular: Gemma Arterton (Gemma Bovery), Fabrice Luchini (Martin Joubert), Jason Flemyng (Charlie Bovery), Niels Schneider (Hervé de Bressigny), Mel Raido (Patrick), Elsa Zylberstein (Wizzy) / Fransa / 2014 / Renkli / 99´

Sinopsis:

Posy Simmonds’ın aynı adlı resimli romanından uyarlanan Gemma Bovery, gerçek hayat ve edebiyatın iç içe geçtiği bir komedi drama. Bir edebiyat tutkunu olan ama özellikle de Flaubert’in Madame Bovary’sine bayılan Martin Joubert’in Normandiya’da küçük bir kasabadaki heyecansız hayatı, yeni komşuları sayesinde renklenir. Gemma ve Charles Bovery adındaki bu İngiliz çift ona elbette en sevdiği romanı anımsatır. Martin, Madame Bovary’den yaptığı alıntılar aracılığıyla komşularının yaşantısına müdahale etmekten kendini alamaz. Anne Fontaine’in yeni filmi özellikle İngiliz sinemasının en revaçtaki oyuncularından Gemma Arterton’ın baş döndürücü güzelliğiyle ilgi topladı.

Not: Yukarıdaki paragraf İKSV sayfasından alınmıştır.

Artılar

  • Filmi genel anlamda başarılı buldum.
  • Oyunculuklar başarılı.

Eksiler

  • Bressigny’nin mektup konusundaki muamması ve Paris’e dönme isteği film içerisinde pek uygun konumlandırılamıyor sanki.

Keşif

  • Gemma da bir Normandiya çıkarması yapmaya çalışıyor ama başaramıyor.
  • Gemma’nın ölümüne neden olan ekmek lokmasında hayatındaki dört erkeğin de bir şekilde etkisi oluyor.
  • Filmin içindeki hayata müdahale ve hayatı röntgenleme hali “Evde” (Yönetmen: François Ozon) filmini hatırlattı. İki filmde de Gustave Flaubert’in ‘Madame Bovary” eseri esin kaynağı olmuş.
  • Filmin sonunda mevsimin kışa dönmesi ve yeni esin kaynağı olarak Lev Tolstoy’un “Anna Karenina” eserine yapılan atıf güzeldi.

Öylesine

  • “Dilin ekmeği yok”
  • “Ekmek aşığın ağzında”

Hayat Altmışından Sonra

image

Filmin Künyesi:

HAYAT ALTMIŞINDAN SONRA | MISS SIXTY| MISS SIXTY | Yönetmen: Sigrid Hoerner / Oyuncular: İris Berben (Luise Jansen), Edgar Selge (Frans Winther), Carmen Maja Antoni (Doris Jansen), Björn Von Der Wellen (Max Winther), Jördis Richter (Romy von Cramm) / Almanya / 2014 / Renkli / 98´

Sinopsis:

Yapımcı kimliğiyle tanınan Sigrid Hoerner’in ilk yönetmenlik denemesi olan bu film, yaşına meydan okuyan iki kişiyi anlatıyor. Yaşlı sayıldıkları için dışlandıkları topluma yeniden uyum sağlamaya karar veren bu ikiliden Louise, 60 yaşında hamile kalıp bir bebek sahibi olmak ister. Frans ise modern sanatın yükselen yıldızı olmayı kafaya koymuştur. Yaşlanmanın aslında psikolojik olduğunu iki sıradışı insan üzerinden müjdeleyen Hayat Altmışından Sonra, oldukça keyif verici bir komedi.

Not: Yukarıdaki paragraf İKSV sayfasından alınmıştır.

Artılar

  • Filmi vasatın az üstü olarak değerlendirdim.
  • İris Berben ve Maja Antoni’nin oyunculukları başarılı.

Eksiler

  • Filmin mizahi yönü daha başarılı olabilirdi.
  • Frans ve Luise karakterlerinin geçmişleri hakkında biraz daha bilgi verilse fena olmazdı.

Keşif

  • Luise bir süre annelik aşerdikten sonra bu sevdadan vazgeçiyor.
  • Filmdeki modern sanat açmazları “Evde” (Yönetmen: François Ozon) filmini hatırlattı.
  • Luise karakterinde biraz “Gloria” (Yönetmen: Sebastián Lelio) filmindeki hava hakimdi özellikle minik çılgınlıklar anlamında.

Öylesine

  • “Altmışından sonra azanı moleküler biyoloji paklar”

Yatak Dersleri

image

Filmin Künyesi:

YATAK DERSLERİ | BEST IN BED | Yönetmen:  Delphine de Vigan  / Oyuncular:  Laurence Arné (Emma Dorian), Eric Elmosnino (Tristan), Didier Bezace (Paul), Valérie Bonneton (Bene Dorian), Jérémy Lopez (Yann), Julia Faure (Agathe), Eric Boucher (Benjamin), François Morel (Docteur Gipch), Loïc Corbery (Tom Lesage), Sophie De La Rochefoucauld (Michèle), Yolande Folliot (Françoise), Riton Liebman (Thierry), Damien Ferrette (Bob Clark), Aude Briant (Nicole), Delphine Chuillot (Catherine) / Fransa / 2014 / Renkli / 91´

Sinopsis:

Emma işinde başarılı, kendine güvenen ve her zaman istekli bir kadın-dı, artık değil. Art arda gelen başarısız tek gecelikler onu ciddi bir problemi olduğuna ikna eder. Şimdi ise Emma’nın tek bir amacı vardır: O da yatakta en iyisi olmak… Biz kahramanımızın mucizeler yaratamayacağını biliyoruz ama yine de bu tuttuğunu koparan kadını kahkahalarla izleyeceğinize eminiz.

Artılar

  • Genel anlamda vasatın biraz üstü bir film olmuş.
  • Oyunculukları başarılı buldum.
  • Senaryoda olayların birbirlerine bağlanması ile ilgili yapılan ince ayarlamaları beğendim.

Eksiler

  • Filmin komedi yönü daha da güçlü olabilirdi.
  • Filmin açılış sahnesinde ilk ve son defa Emma ve babasını birlikte görüyoruz. Daha sonra Emma babasını kaybetmiş yetişkin bir kadın olarak karşımıza çıkıyor. Gördüğüm kadarıyla babanın Emma üzerinde önemli bir ağırlığı ve etkisi var aslında. Ama film içerisinde Emma’yı, babası ile ilgili bir yad etme ya da eski anıları hatırlama gibi eylemlerde görmüyoruz.

Keşif

  • Filmde cinselliğin kullanılışı/ele alınışı bana biraz François Ozon filmlerini hatırlattı.
  • Filmde bir ekonomi dergisinde sürekli seks temalı makalelerin ele alındığını görüyoruz. Seks ve ekonomi birleşirse: Seksonomi
  • Emma’nın çalıştığı dergideki patronun, yazı ekibine ekonomi ve seks konusundaki araştırmalar ile ilgili sürekli öneri ve yardımlarda bulunması (başkalarından öğrendiğini kastederek) fikri güzel bir uygulamaydı.
  • Filmdeki Bene karakterini canlandıran Valérie Bonneton’u sima ve tavır olarak, daha çok “Arka Sokaklar” dizisinde Komiser Hüsnü Çoban’ın (Özgür Ozan) eşi Suat Çoban olarak tanınan emektar oyuncu Figen Evren’e benzettim.
  • Eskort Kız Agathe rolünde Julia Faure oldukça başarılıydı. Bu filmdeki üniversiteli eskort kız figürü bana benzer bir konunun ele alındığı “Kadınlar” (Yönetmen: Malgorzata Szumowska) filmini hatırlattı.

Öylesine

  • “Seksen Dakikada Devr-i Alem”
  • “Emma Mutlu Son İstiyor”

Genç ve Güzel

image

Filmin Künyesi:

GENÇ VE GÜZEL | YOUNG & BEAUTIFUL | JEUNE & JOLIE | Yönetmen: François Ozon / Oyuncular:  Marine Vacth, Geraldine Pailhas, Frederic Pierrot, Fantin Ravat, Johan Leysen, Charlotte Rampling  / Fransa  / 2013 / DCP / Renkli / 95’

Sinopsis:
En son İstanbul Film Festivali’nde ve ardından vizyonda izlediğimiz Evde ile formunu hiç kaybetmediğine tanık olduğumuz François Ozon, Cannes Film Festivali’nde prömiyerini gerçekleştiren Genç ve Güzel ile Altın Palmiye için yarıştı. “4 mevsim ve 4 şarkıyla 17 yaşındaki bir kızın çağdaş portresi” olarak tanımladığı son filminde Ozon, Buñuel’in meşhur Gündüz Güzeli filmini çağrıştıran bir öyküyü ele alıyor. Filmin merkezindeki Isabelle, ergenlikten henüz çıkmıştır ve cinsel uyanışıyla aşk arayışını bir fahişe olarak yaşamayı tercih eder. Beden, ergenlik, aile ve cinsellik kavramlarını tartışmaya açan filmde geçen her bir mevsime bir Françoise Hardy şarkısı eşlik ediyor.

Artılar

  • “Isabelle” rolünde Marine Vacth ve annesi “Sylvie” rolünde Géraldine Pailhas oyunculukları başarılı.

Eksiler

  • Yakın zamanda izlediğim yönetmenin  “Başka Bir Evde” filminden sonra çıta biraz düşmüş sanki.

Keşif

  • Isabelle’in fahişelik yapması “kadın bedeninin metalaştırılması” konusunu düşündürürken; Isabelle’in fahişeliğe başlangıç serüveni ve erkeklere yaklaşımı acaba onun da “erkek bedenini metalaştırması” olarak yorumlanabilir mi diye düşündüm.
  • Isabelle ile ölümüne neden olduğu “Georges” (Johan Leysen)  karakterinin eşinin aynı otel odasında bulundukları sahne güzel ve önemli. Yatakta yan yana uzandıkları bölümde birbirlerine bakmaktadırlar. Isabelle karşı tarafta kendi yaşlılığını; Georges’un eşi de Isabelle’de kendi gençliğini görüyordur belki de.
  • Kimi açılardan “Uyuyan Güzel” (Yön: Julia Leigh) filmini çağrıştırdı
  • Isabelle kendi yaşıtındaki erkeklere karşı bir “aşk suçu” işliyor sanki. Çünkü yaşıtlarıyla cinsel birliktelik yaşadıktan sonra onlardan ayrılıyor.

Öylesine

  •  Isabelle için Teoman’dan geliyor: “Daha On Yedi”.
  • “Akşamüstü Güzeli”.