Köksüz

image

Filmin Künyesi:

KÖKSÜZ | NOBODY´S HOME   | Yönetmen:  Deniz Akçay Katıksız / Oyuncular: Ahu Türkpençe (Feride), Lale Başar (Nurcan), Savaş Alp Başar (İlker), Sekvan Serinkaya (Gülağa), Mihriban Er (Gülten), Melis Ebeler (Özge) / Türkiye / 2012 / Renkli / 81´

Sinopsis:

Köksüz, bir kaybın ardından yeniden aile olmayı başaramayan, gün geçtikçe kendini yok eden dört kişinin kaybolma hikâyesidir. Nurcan, kocasının ölümünden sonra üç çocuğu ile baş başa kalır; büyük kızları Feride, ailede baba rolünü üstlenmek zorunda kalır. Zaten tutunacak bir dala ihtiyacı olan Nurcan bu duruma dört elle sarılır, Feride´yi neredeyse kocası yerine koyar ve tüm sorumluluğu ona yıkar. Babasına taparcasına hayran olan evin tek erkeği 17 yaşındaki İlker, evdeki idarenin ablasına geçmesine tepki olarak hızla aileden uzaklaşır. Ergenlik çağında, ailesine en ihtiyaç duyduğu zamanda ne annesine ne ablasına yaklaşabilen evin en küçüğü Özge ise bir kenarda unutulur ve varlığını hatırlatabilmek için çaba harcar durur. Feride´nin evin yükünden bunalıp, kendisiyle evlenmek isteyen Gülağa´nın teklifini çıkış yolu olarak görüp kabul etmesiyle evdeki dengeler alt üst olur. Yönetmen Deniz Katıksız kendi sözleriyle ilk filminde, “arada kalmış, kendine rol biçememiş insanların başkalarınca giydirilen rolleri beceriksizce taşıma çabalarının hikâyesini” anlatıyor.

Artılar

  • Filmdeki oyunculukları oldukça başarılı buldum.

Eksiler

  • Anneannenin, kızı ve torunları ile daha çok didaktik formda geçen konuşmaları sanki biraz yapay olmuş.

Keşif

  • Feride’nin annesi Nurcan bana hem sima hem de itilmiş yapısı itibarı  ile efsanevi Yasemin Yalçın tiplemesi “Kakılmış” karakterini çağrıştırdı. Temizlik takıntısının da payı var tabi bunda.
  • Filmde planların birbirlerine bağlandıkları birçok kesme hareketi görüyoruz. Bunlardan özellikle 3 tanesi dikkatimi çekti.
    1. Feride’nin ofis mutfağında elindeki su bardağını tutarken kamera hemen sonrasında Gülağa’nın suyu yudumlamasını gösteriyor.
    2. İlker, arkadaşının annesi ile sevişirken ritmin yükseldiği anda kamera annesi Nurcan’ın evde mutfak lavabosundaki su tıkanıklığını fark ettiği sahneye kesme yapıyor.
    3. İlker’in klasikleşen sevişme serüvenlerinden birinde heyecanın dorukta olduğu anda kamera İlkerlerin evinde annesi Nurcan’ın resminin yer aldığı saatin duvara asılmasına kesme yapıyor.
  • Nurcan’ın kendini eve kapatıp mümkünse hiç dışarıya çıkmak istememe davranışı bana “Karanlıktakiler” (Yönetmen: Çağan Irmak) filmindeki “Gülseren” (Meral Çetinkaya) karakterini hatırlattı.
  • Oyunculuk performanslarının tavan yaptığı aşağıdaki 5 sahne dikkatimi çekti.
    1. Feride’nin, annesi Nurcan’a Gülağa’nın evlenme teklifini kabul ettiğini söylediği sahne.
    2. Nurcan’ın yine Feride’yi iğnelediği sahnelerin birinde Feride’nin elindeki kirli tabakları bilerek yere düşürdüğü sahne.
    3. Nişan törenini hasta olan Nurcan’ın yatakta geçirdiği sahne.
    4. Filmin sonlarına doğru düğün sahnesinde kelimelerden çok gözlerin konuştuğu, farklı oktavlarda iç ve dış ağlamaların yer aldığı sahne.
    5. Gülağa ve Nurcan’ın hastane  koridorunda yürüdükleri sahne.
  • Temizlik/titizlik hastası Nurcan düğün sırasında eve gidip birçok ilaç içiyor (intihar girişimi mi?) ve sonrasında ilaç kutularını muntazam bir şekilde yerleştirmeyi de ihmal etmiyor.
  • Yönetmen filmde kardeşlerin kendi iç heyecanları ve hayatla olan mücadelelerine eşit şekilde yer vermeye çalışmış gibi geldi bana.

Öylesine

  • “İzmir’in Mor Gülü”
  • Feride’nin çıldırma noktasına geldiği kimi sahnelerde Emel Sayın’ın “Feride” şarkısının çaldığını hayal ettim.