Kurak Günler

8.5 out of 10 stars (8,5 / 10)

Film ile ilgili künye, özet ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

Kurak Günler | Yönetmen: Emin Alper / Senarist: Emin Alper / Oyuncular: Selahattin Paşalı (Emre, Savcı), Ekin Koç (Murat, Gazeteci), Erol Babaoğlu (Şahin, Avukat/Selim’in Oğlu), Sinan Demirer (İlhan, Komiser), Selin Yeninci (Zeynep, Hakime), Eylül Ersöz (Pekmez), Ali Seçkiner Alıcı (Pekmez’in Babası), Erdem Şenocak (Kemal, Dişçi), Nizam Namidar (Selim, Belediye Başkanı), Hatice Aslan (Emre’nin Annesi), Onur Gürçay, Görkem İpek, Mehmet Kervancı, Enver Hüsrevoğlu, İsmail Bahadır Peker / Türkiye / 2022 / Renkli / 129´ 

Özet:

Emre, Yanıklar kasabasına yeni tayin olmuş çiçeği burnunda bir savcıdır. Bekleyen işlere büyük bir ciddiyetle sarılan Emre, başta belediye başkanı Selim Bey olmak üzere kasaba eşrafı tarafından büyük bir saygıyla karşılanmıştır. Ancak bu hoş karşılamaya rağmen ilk günden itibaren bazı tuhaflık ve gerginlikler yaşanır. Belediye başkanlığı seçimleri yaklaştıkça kasabadaki gerginlik iyice artar. Emre, siyasi çekişmelerde taraf olmak istemese de ona karşı yükselen homurtular, onu yavaş yavaş kasabanın muhalif gazetecisi Murat’a yaklaştırır ve genç savcı kısa süre sonra kısır bir döngüye sıkışıp kalır.

Not: Yukarıdaki paragraf Başka Sinema sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi oldukça beğendim.
  • Oyuncu kadrosu seçimi ve oyunculuklar başarılı.
  • Suyun mülkiyeti konusuna değinilmesi açısından “Susuz Yaz” (Yönetmen: Metin Erksan) filmini bana hatırlattı.
  • “Bir Zamanlar Anadolu’da” (Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan) filmi ile kimi güzel yakınlıklar kurdum.
    • Savcı – Polis – Doktor üçgeni.
    • İçecek olarak kola ikramı.
    • Gece araba ilerleyişindeki far ve ışık kullanımları.
  • Final sahnesi giriş sahnesindeki kovalamacanın başka bir versiyonuydu adeta. Eğlenenler/kovalayanlar aynı ama kovalananlar farklıydı.
  • “Beni Savcınla Çağır”
  • “Kurak Yaz”
  • “Bir Zamanlar Obrukta”
  • “Fareli Köyün Savcısı”

İhtiras Fırtınası

7.5 out of 10 stars (7,5 / 10)

Film ile ilgili künye, özet ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

İhtiras Fırtınası | Yönetmen: Halit Refiğ / Senarist: Nezihe Araz / Oyuncular: Gülşen Bubikoğlu (Şeref, Recai Bey’in Kızı), Zuhal Olcay (Müjgan, Recai Bey’in Kızı ), Cihan Ünal (Feyyaz), Haluk Kurtoğlu (Recai Bey), Raik Alnıaçık (Haşim), Diler Saraç (Recai Bey’in Eşi), Meri March, Renan Fosforoğlu (Doktor), Niyazi Er, Necip Tekçe (General), Zeki Alpan, İhsan Gedik (Haşim’in Adamı), Cevdet Balıkçı (Haşim’in Adamı), Eren Erenci, Salih Eskicioğlu (Jöntürk Üyesi), Celal Yonat (Zindancı), Damla İra (Melina) / Türkiye / 1983 / Renkli / 92´ 

Özet:

Filmde, siyasi çalkantılarla dolu bir dönemde yaşanan bir aşkın öyküsü konu edilir. Şeref, Osmanlı paşası Recai Bey’in kızıdır. Padişahı devirmek isteyenlerce düzenlenen gizli toplantılara katılır. Toplantılara katılanlardan biri de tanınmış gazeteci ve musikişinas Feyyaz’dır. Recai Bey, genç adamdan kızlarına müzik dersi vermesini ister. Bir süre sonra Feyyaz ile Recai Bey’in kızı Şeref birbirlerine âşık olur. Ancak Feyyaz’ın padişaha düzenlenen bir suikast sonrası şüpheli olarak yakalanması hayatlarını altüst edecektir.

Not: Yukarıdaki paragraf TSA sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • “Şeref Meselesi”
  • “Ah Müjgan Ah”

Bir Gün Mutlaka

6 out of 10 stars (6 / 10)

Bir Gün Mutlaka filmi ile ilgili künye, özet ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

Bir Gün Mutlaka | Yönetmen: Bilge Olgaç / Senarist: Yılmaz Güney / Oyuncular: Oktay Sözbir (Akif), Semra Özdamar (Sultan, Akif’in Eşi), Güven Şengil (Binali), Azra Balkan (Şarkıcı Sevim Şensay), Birtane Güngör (Hatice, Binali’nin Kardeşi), Mümtaz Ener (İsa, Gardiyan), Renan Fosforoğlu (Salih), Muadelet Tibet, Garibe Gündem, Güzin Özyağcılar / Türkiye / 1975 / Renkli / 80´ 

Özet:

Film, Akif isimli bir işçi liderinin mücadelesi için gösterdiği fedakârlığı anlatır. Akif ve arkadaşları işçi sınıfının hakları için mücadele eden bir grup devrimcidir. Film gösterimleri, toplantılar, afiş ve gazete çalışmaları ile işçileri bilinçlendirmeye çalışırlar. Bir süre sonra Akif, ailesine gereken ilgiyi gösteremez hâle gelir. Bu yüzden karısı Sultan ile arası bozulur. Karısına örgüt ile ilgili gerçekleri anlatamayan Akif, bir gün terk edilir. Birkaç gün sonra Akif polisler tarafından tutuklanır. Ancak tahliye olduktan sonra mücadelesine devam edecektir.

Not: Yukarıdaki paragraf TSA sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda vasat seviyede buldum.
  • Oyunculuklar biraz teatral yapıda kalmış diye düşünüyorum.
  • Senaryoyu başarılı bulmadım. Parçaların bir bütünü oluşturamama hissi var.
  • Filmde kullanılan müzikleri de filmin dili ile çok uyumlu bulmadım.
  • “Bizimkiler” dizisinde “Yandan Çarklı Halil” karakterini oynayan Oktay Sözbir’in ilk sinema filmi. Genel anlamda başarılı bir oyunculuk sergilemiş.
  • Hastane sahnesinde Binali’nin sedye ile götürülmesi sırasındaki görüntüler, yüz ifadeleri ve ses kullanımı dikkat çekici.

Bir Gün Mutlaka Filmi için Öylesine İsim Önerileri 

  • Bulunamadı.

Alice ve Belediye Başkanı

7.5 out of 10 stars (7,5 / 10)

Alice ve Belediye Başkanı filmi ile ilgili künye, özet ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

ALICE VE BELEDİYE BAŞKANI | ALICE AND THE MAYOR | ALICE ET LE MAIRE Yönetmen: Nicolas Pariser / Senarist: Nicolas Pariser / Oyuncular: Fabrice Luchini (Paul Théraneau, Belediye Başkanı), Anaïs Demoustier (Alice Heimann), Antoine Reinartz (Daniel), Léonie Simaga (Isabelle Leinsdorf), Nora Hamzawi (Mélinda) / Fransa / 2019 / Renkli / 103´ 

Özet:

Hem düşündüren hem güldüren bu politik komedi, La Fontaine’in “Kurt ile Köpek” fablından esinlenerek birbirine zıt iki ana karakter etrafında kurulmuş. Lyon Belediye Başkanı Paul Théraneau, meslekte ve siyasette geçirdiği 30 yılın ardından artık iyi fikirler geliştiremediğini fark eder. Bu “varoluşsal mesele”yi halledebilmek için felsefe mezunu genç, akıllı, parlak Alice’i danışman olarak işe alır. Kendine bir misyon yükleyen ama derinlemesine düşünmeyen Paul ile çokça düşünen ama hayatta bir amacı olmayan Alice hep çatışacak ama sonuçta iyi fikirler üretecektir. Bir yandan nesiller arasındaki uçurumları gülümseterek inceleyen bu tatlı film, bir yandan da siyasette düşüncenin yerini ve gücün ağırlığını sorguluyor.

Not: Yukarıdaki paragraf İKSV sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Oyunculuklar başarılı.
  • Diyaloglar başarılı yazılmış.
  • Hikayede Alice’nin hızlı yükselişi sanki biraz hızlı olmuş gibi.
  • Filmin son bölümünde Alice’nin Paul’a hediye ettiği kitap: “Katip Bartleby” (Yazar: Herman Melville). Katip Bartleby’nin hayat felsefesini dile getiren cümlesi şudur: “Yapmamayı tercih ederim.” Paul Théraneau karakteri de aslında bir noktadan sonra hayatında bu felsefeyi uygulamıştır diye düşünülebilir.

Alice ve Belediye Başkanı Filmi için Öylesine İsim Önerileri 

  • “Sen Filozofsun Büyük Düşün”
  • “Alice Harikalar Belediyesinde”

Soğuk Savaş

Soğuk Savaş filmi ile ilgili künye, sinopsis ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

SOĞUK SAVAŞ |  COLD WAR | Yönetmen: Pawel Pawlikowski / Senarist: Pawel Pawlikowski , Janusz Glowacki, Piotr Borkowski/ Oyuncular: Joanna Kulig (Zula), Tomasz Kot (Wiktor), Borys Szyc (Kaczmarek), Agata Kulesza (Irena), Cédric Kahn (Michel), Jeanne Balibar (Juliette) / Polonya / 2018 / Siyah-Beyaz / 88´

Sinopsis:

“Ida” ile En İyi Yabancı Film Oscar Ödülü kazanan Pawel Pawlikowski’nin Cannes Film Festivali’nden En İyi Yönetmen Ödülü ile ayrılan filmi Soğuk Savaş’ta, Zula ve Wiktor savaştan harabe halinde çıkan Polonya’da karşılaşır. Farklı geçmişlere ve karakterlere sahip olan kahramanlarımız birbiriyle asla anlaşamayacak tiplerdir, ama kader yollarını ayrılmayacak şekilde birbirine bağlamıştır. 50’li yılların Polonya, Berlin, Yugoslavya ve Paris’inin soğuk savaş atmosferini kendine fon edinen Soğuk Savaş; politik görüş, kişilik özellikleri ve kaderin cilveleriyle savrulan bir çiftin, imkânsız zamanlarda geçen imkânsız aşk hikâyesi.

Not: Yukarıdaki paragraf Başka Sinema sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Görsel atmosfer ve görüntü yönetimi başarılı.
  • Oyunculuklar başarılı.
  • Filmin giriş bölümünü pek beğenemedim.
  • Filmin bölümlendirmeleri arasındaki geçişler daha yumuşak olabilirdi.
  • Halk partisi sonrası eğlencede kameranın camdan/aynadan Zula ile Wiktor çiftinin bakışmalarını göstermesi güzel olmuş.
  • Wiktor ve Zula çifti “Artist” (Yönetmen: Michel Hazanavicius) filmindeki George Valentin (Jean Dujardin) – Peppy Miller (Bérénice Bejo) çifti ile benzerlikler taşır. İki filmde de en başta meşhur/saygın olan taraf erkeklerdirKadınlar ise sonradan daha meşhur olurlar.
  • Benzer şekilde Wiktor ve Zula ikilisi sanatsal bir çift olmak, hayallerinin peşinden gitmek gibi noktalar açısından “Aşıklar Şehri | La La Land”  (Yönetmen: Damien Chazelle) filmindeki Sebastian (Ryan Gosling) ile Mia (Emma Stone) ikilisini anımsatır. Bu filmle ilgili Öylecine Bir Aşk sayfasındaki yazıya buradan erişebilirsiniz.
  • Joanna Kulig’in yüzü ünlü Fransız oyuncu Julie Delpy’yi hatırlatır.

    Soğuk Savaş filminin bir sahnesinde Zula (Joanna Kulig)
    Joanna Kulig

    Julie Delpy
    Julie Delpy

Soğuk Savaş Filmi için Öylesine İsim Önerileri 

  • “Polonya Ateşi”
  • “Soğuktu ve Türkü Söylüyordu”
  • “Po Po Land”

 

Renksiz Rüya

image

Filmin Künyesi:

RENKSİZ RÜYA | HEWNO BERENG | Yönetmen: Mehmet Ali Konar / Senarist: Mehmet Ali Konar / Oyuncular: Civan Güney Tunç (Mirza), Bilal Bulut (Mir Ahmed), Orhan Alıcı, Cuma Karaaslan / Türkiye / 2017 / Renkli / 80´

Sinopsis:

90’lı yılların karanlık politik olaylarının ortasında kalan Mirza, bu uğursuz, süreğen durumun mağduru olmaktan kurtulamamıştır. Annesinin ölümünün ardından iyice içine kapanıp gördüğü kötü rüyalarla savaşmaya çalışan Mirza’nın hayatı, Mir Ahmed’in bir süreliğine evlerine misafir gelmesiyle değişir. Renksiz Rüya, kuşatılmış bir zaman aralığında çocukluk, matem ve hayallerin hikâyesini, bir çocuğun yaşam ritmi ve farkındalığı üzerinden anlatıyor.

Not: Yukarıdaki paragraf Başka Sinema sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Oyunculuklar sade, doğal ve başarılı.
  • Senaryoyu dengeli buldum.
  • Çocuk oyuncu Civan Güney Tunç bakışları ile bile oynuyor pek çok yerde.
  • Mir Ahmed evin çatısında gördüğü Mirza’ya “haykır” diye bir tavsiyede bulunur. O anda olmasa bile filmin sonunda bu tavsiyeyi sessiz bir şekilde uygular Mirza.
  • Görsel atmosfer ve bir çocuğun yetişkinlerle olan iletişimini ele alma açısından bu yapım “Rauf” (Yönetmen: Soner Caner, Barış Kaya) filmini hatırlatıyor. Öte yandan “Renksiz Rüya” filminin daha başarılı olduğunu düşünüyorum.
  • Bingöl’e ait bir halk oyunu olan Kartal’a filmde yer verilmesi güzel olmuş.
  • Film için Ajda Pekkan’dan geliyor: “Haykıracak Nefesim Kalmasa Bile”
  • “Siyah Giyme Söz Olur”
  • “Siyah Giyen Adamlar”

Utanç

image

Filmin Künyesi:

UTANÇ | SKAMMEN | SHAME | Yönetmen: Ingmar Bergman / Senarist: Ingmar Bergman / Oyuncular: Liv Ullmann (Eva Rosenberg), Max von Sydow (Jan Rosenberg), Sigge Fürst (Filip), Gunnar Björnstrand (Jacobi, Belediye Başkanı), Birgitta Valberg (Jacobi’nin Eşi), Hans Alfredson (Fredrik Lobelius), Ingvar Kjellson (Oswald) / İsveç / 1968 / Siyah-Beyaz / 103´

Sinopsis:

Savaşın ortasında kalmış bir çiftin birbirlerine tutunma hikâyesi üzerinden utanç, ahlaki çöküntü ve şiddet kavramlarını ele alan Utanç, Bergman’ın ender distopya filmlerinden biri. Apolitik, sanatçı çift Eva ve Jan, savaştan olabildiğince uzak kalabilmek için ıssız bir adaya yerleşmişlerdir. Ancak eninde sonunda onlara ulaşan savaşın çiftin üzerindeki etkisi son derece yıkıcı olacaktır. Vietnam Savaşı’nın en sıcak döneminde çekilen film, savaşın kendisinden çok, birey üzerindeki psikolojik etkilerine değiniyor. Bergman, kendi yaşadığı ıssız Farö adasında çektiği Utanç’ta asıl savaşın hemen çeperinde süregiden “küçük savaş” kavramına yoğunlaştığını söylüyor.

Not: Yukarıdaki paragraf İstanbul Film Festivali sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Oyunculuklar ve yaratılan atmosfer başarılı.
  • Genelde Bergman filmlerinde pek rastlamam ama bu filmin ikinci yarısında senaryoda yer yer aksaklıklar yer alıyor.
  • Jacobi karakteri sima olarak Stalin’i andırıyor.
  • Jan karakterinin bir benzerini yakın dönem çalışmalarından “Turist” (Yönetmen: Ruben Östlund) filmindeki Tomas (Johannes Kuhnke) karakterinde görmek mümkün.
  • Bencil ve korkak olan Jan, Eva’nın elinden kayıp gitmemesi için bencilliğinden vazgeçmeden korkaklığını yenmeye çabalıyor.

Zirve

image

Filmin Künyesi:

ZİRVE | THE SUMMIT | LA CORDILLERA | Yönetmen: Santiago Mitre / Senarist: Mariano Llinás, Santiago Mitre / Oyuncular: Ricardo Darin (Hernán Blanco), Dolores Fonzi (Marina Blanco), Erica Rivas (Luisa Cordero), Alfredo Castro (García), Christian Slater (Dereck McKinley) / Arjantin / 2017 / Renkli / 113´

Sinopsis:

And Dağları zirvesinde psikolojik gerilimle siyasi gerilimi harmanlayan Zirve, başrolündeki Arjantin’in en önemli oyuncularından Ricardo Darin’in güçlü performansıyla izleyiciyi etkisi altına alıyor. Filme adını veren Latin Amerika devletleri zirvesinde gündem petrol ve küresel güç iken Arjantin devlet başkanı Hernán Blanco’nun aklı bambaşka şeylerle meşguldür. Damadı, Hernán’a şantaj yapmaktadır. Hernán, zirveye kızı Marina’yı da çağırmıştır. Hernán ile Marina geçmişlerini deşip sırları ortaya çıkardıkça aralarındaki huzursuzluk artacaktır. Zirve, ilk gösterimini Cannes’da Belirli Bir Bakış Bölümü’nde yaptı.

Not: Yukarıdaki paragraf Film Ekimi sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel olarak beğendim diyebilirim.
  • Oyunculuklar iyi bir seviyede, özellikle de Erica Rivas’ın ve Ricardo Darin’in oyunculukları.
  • Filmde hem maddi hem de manevi olarak bir zirve yaşanıyor. Özellikle de Arjantin’in başkanı Hernán Blanco için.

The Party

image

7.5 out of 10 stars (7,5 / 10)

Filmin Künyesi:

THE PARTY | THE PARTY | Yönetmen: Sally Potter / Senarist: Sally Potter / Oyuncular: Timothy Spall (Bill), Kristin Scott Thomas (Janet), Cillian Murphy (Tom), Patricia Clarkson (April), Bruno Ganz (Gottfried), Cherry Jones (Martha), Emily Mortimer (Jinny) / İngiltere / 2017 / Siyah-Beyaz / 71´

Sinopsis:

Muazzam bir oyuncu kadrosuyla yola çıkan Sally Potter, izleyicilerini az sonra patlayacak bir bombanın geri sayımıyla diken üstünde tutan bir vodville karşımızda. Janet, İngiltere’nin gölge kabinesinde bir bakan olarak atanarak politik kariyerinin zirvesine ulaşmıştır. Kocası Bill’le birlikte yakın arkadaşlarını çağıracakları bir kutlama hazırlığı yapmışlardır. Konuklar yavaş yavaş davete icabet ederlerken, bu partinin az sonra Bill’in yapacağı şok açıklamalarla başka bir boyut kazanacağının farkında değildirler. The Party, İngiltere’deki politik tufanı bir kahkaha tufanına dönüştürürken sivri dilini kullanmaktan bir an olsun geri durmuyor.

Not: Yukarıdaki paragraf Film Ekimi sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi çok başarılı buldum.
  • Sally Potter, “Ginger & Rosa” filminden daha iyi bir yapıtla aramıza dönmüş.
  • Oyunculuklar olağanüstü derecede iyi.
  • Diyaloglar oldukça iyi hazırlanmış.
  • Tek mekanda çok iyi bir atmosfer kurulmuş.
  • April ve Janet “Ginger & Rosa” filmindeki Ginger (Elle Fanning) ve Rosa (Alice Englert) karakterlerinin büyümüş hali sanki.

Karanlık Çöktüğünde

image

Filmin Künyesi:

KARANLIK ÇÖKTÜĞÜNDE | DAO KHANONG | Yönetmen: ANOCHA SUWICHAKORNPONG / Senarist: ANOCHA SUWICHAKORNPONG / Oyuncular: ARAK AMORNSUPASIRI, APINYA SAKULJAROENSUK / Tayland / 2016 / Renkli / 105´

Sinopsis:

İki kadın, etrafı ormanlarla ve dağlarla çevrili terk edilmiş bir eve varır. Genç olanı, 70’li yıllarda öğrenci hareketi içerisinde bulunmuş ve hayatı bunun etkisiyle değişmiş olan yaşlı yazar hakkında bir film yapacaktır. Yönetmen, senaryosunu şekillendirmek için yazarla yaptığı söyleşileri kaydetmektedir. Bu ikiliden sonra, yolları farklı yönlere ayrılan iki aktörle tanışırız. Sonra da, romantik bir kır kafesinde kahvaltı servis eden genç bir garson kadınla… Bu kadını daha sonra bir yolcu gemisinin dopdolu yemek salonunda çalışırken göreceğiz. Anocha Suwichakornpong, yavaş yavaş ve sabırla karakterlerini seyirciyle tanıştırırken, onların aralarındaki bağlantılar da ortaya çıkmaya başlıyor. Biz bu karakterlerin dünyasına kapılıp giderken, Karanlık Çöktüğünde giderek tuhaf ve inanılmaz güzellikte bir sinema deneyimine dönüşüyor. Suwichakornpong’un bu ikinci uzun metraj filmi, politik ve şiirsel bir yaklaşımla tarihe, geçmişteki şiddete ve belleğe odaklanırken, içinde yaşadığımız tuhaf zamanların karanlık duygularının içinden umut bulup çıkarıyor.

Not: Yukarıdaki paragraf !f İstabul sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi beğenmekle beğenmemek arasında kararsız kaldım. Şurası muhakkak ki tek seferde anlaşılması çok kolay bir film değil.
  • Oyunculuklar başarılı.
  • Filmden bir replik: “Ben yaşayan tarih değilim sadece yaşayan biriyim”