Benim Sinemalarım

7.5 out of 10 stars (7,5 / 10)

Film ile ilgili künye, özet ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

Benim Sinemalarım | Yönetmen: Füruzan, Gülsün Karamustafa / Senarist: Füruzan / Oyuncular: Hülya Avşar (Nesibe), Sema Aybars (Nesibe’nin Annesi), Ayşegül Uygurer (Ayşe, Nesibe’nin Komşusu), Yaman Okay (Recep, Nesibe’nin Babası), Yaman Tarcan (Bahriyeli Salih), Dilaver Uyanık (Plajdaki Müşteri), Güzin Çorağan (Nesibe’nin Komşusu), Ülkü Ülker (Atlas Pasaj’daki Marilyn Monroe Kıyafetindeki Kadın), Metin Sözer, Muhlis Asan (Lokantadaki Kasiyer), Esra Yıldız, Dilek Bayram / Türkiye / 1990 / Renkli / 105´ 

Özet:

Film, yoksulluktan kurtulmaya çalışan bir kadının savrulan hayatını konu edinir. Fakir bir ailenin kızı olan Nesibe, bir mağazada tezgâhtarlık yapmaktadır. Aldığı maaş az geldiği için para karşılığı insanlarla birlikte olmaya başlar. Nesibe, kendisini kontrol etmek isteyen ailesinin baskısından da usanır. Sık sık sinemaya giderek filmlerdeki hayata öykünür. Eve geç geldiği bir gün yediği dayak, onu yaşadığı hayattan uzaklaşmaya zorlayacaktır.

Not: Yukarıdaki paragraf TSA sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi oldukça başarılı buldum.
  • Filmin senaryosu Füruzan’ın aynı adlı hikayesinden uyarlanmıştır.
  • Film müziği güzel.
  • Filmin içerisinde adı geçen filmlerden bazıları:
    • “Kırmızı Değirmen | Moulin Rouge” (Yönetmen: John Huston)
    • “Niagara” (Yönetmen: Henry Hathaway)
    • “Otel Emperyal | Hotel Imperial” (Yönetmen: Robert Florey)
  • Filmden bir replik: “Ne olursa olsun sinemayı çok seviyorum ablacım”
  • Nesibe’nin aynada küçüklüğünü gördüğü sahne güzeldi.
  • “Nesibe Monroe”
  • “Kırmızı Çantalı Kız”

Sibyl

7 out of 10 stars (7 / 10)

Sibyl filmi ile ilgili künye, özet ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

SIBYL Yönetmen: Justine Triet / Senarist: Arthur Harari, David H. Pickering, Justine Triet / Oyuncular: Virginie Efira (Sibyl, Psikoterapist), Adèle Exarchopoulos (Margot Vasilis), Gaspard Ulliel (Igor, Margot’un Sevgilisi), Niels Schneider (Gabriel, Sibyl’nin Eski Sevgilisi), Sandra Hüller (Mika, Yönetmen), Laure Calamy (Edith) / Fransa / 2019 / Renkli / 100´ 

Özet:

Hastasının hikâyesini kendi romanında kullanmak üzere çalan bir terapist, ne kadar ileri gidebilir? Fransa’nın yükselen yıldızlarından Virginie Efira’nın canlandırdığı, filme adını veren psikoterapist Sibyl, takıntı haline getirdiği romanını yazmaya kendini ne kadar verse de yaratıcılığı tıkanmıştır. Planlamadan hamile kaldığı için bunalıma giren bir hastasının anlattıkları Sibyl’in ilgisini çeker ve kadının hikâyesini kendi erotik romanına dahil eder. Annelik, yaratıcılık, birliktelikler, tutku, orta yaş krizi, kişilik, hatta sinema gibi birçok konuya değinen filmin asıl esin kaynağı Woody Allen’ın Başka Bir Kadın filmi. İlk gösterimini Cannes’da ana yarışmada yapan bu ilginç komedi-dramın oyuncu kadrosunda İstanbul Film Festivali’ne yeni konuk olan Gaspard Ulliel de yer alıyor.

Not: Yukarıdaki paragraf İKSV sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Oyunculuklar başarılı.
  • Filmin en güzel bölümü Stromboli adasında geçen sahnelerdi.
  • Filmin içinde çekilen filmin adının “Stromboli” olması ile usta İtalyan yönetmen Roberto Rossellini’nin aynı adlı “Stromboli” filmine referans verilir. O filmle ilgili Öylecine Bir Aşk sayfasındaki değerlendirme yazısına buradan erişebilirsiniz.
  • Filmin içinde çekilen “Stromboli” filmi kadın – erkek ilişkileri açısından da başka bir usta İtalyan yönetmen Michelangelo Antonioni‘nin “Serüven | L’avventura” filmini hatırlatır.
  • Başka birinin yaşadıkları üzerine bir kitap yazma ve onun hayatına dahil olma gibi noktalar açısından bu film başka bir Fransız yönetmen François Ozon‘un “Evde” filmini hatırlatır.

Sibyl Filmi için Öylesine İsim Önerileri 

  • “Yanardağlar Kızı Sibyl”.

Napoli’nin Sırrı Filmi Üzerine Öylesine Notlar

Napoli'nin Sırrı filminde Adriana ve teyzesi

Napoli’nin Sırrı filmi ile ilgili künye, sinopsis ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

NAPOLİ’NİN SIRRI | NAPLES IN VEILS | NAPOLI VELATA | Yönetmen: Ferzan Özpetek / Senarist: Ferzan Özpetek, Gianni Romoli, Valia Santella  / Oyuncular: Giovanna Mezzogiorno (Adriana),  Alessandro Borghi (Andrea/Luca), Anna Bonaiuto (Adele), Peppe Barra (Pasquale), Biagio Forestieri (Antonio), Luisa Ranieri (Catena), Maria Pia Calzone (Rosaria), Carmine Recano (Domenico),  Lina Sastri (Ludovica), Isabella Ferrari (Valeria), Loredana Cannata (Liliana) / İtalya / 2017 / Renkli / 113´

Sinopsis:

Güzel bir kadın olan Adriana, Napoli’de gittiği bir partide Andrea adındaki bir adamla tanışır. Andrea, özgüveni yüksek olan, çekici bir adamdır. Geceyi Andrea ile geçiren Adriana, hayatının aşkını bulduğunu düşünür. Güzel kadın, hayatının değişeceğini, her şeyin güzel olacağını düşlerken, Andrea’nın buluşmaya gelmemesi genç kadını hayal kırıklığına uğratır. Hayatına geri dönen Adriana, otopsi yapmak için işe gittiğinde gizemli bir soruşturmanın ortasında kalır. Şüpheli bir cinayete kurban gitmiş bir bedeni inceleyen Adriana, bu karanlık sırrın gizemini çözebilecek midir?…

Not: Yukarıdaki paragraf Beyazperde sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Oyunculuklar başarılı.
  • Görsel atmosfer ve mekan kullanımı iyi tasarlanmış.
  • Filmin müzikleri oldukça güzel.
  • Arkeoloji müzesindeki sahneler güzel çekilmiş ve kurgulanmış.
  • Hikayenin bazı noktalarında inandırıcılık anlamında sıkıntılar yer almakta.
  • Kadın oyucunun filmin merkezinde olması ve izlenen tema “Tutku Oyunu” (Yönetmen: François Ozon) filmini hatırlatıyor. “Tutku Oyunu” filmi ile ilgili Öylecine Bir Aşk sayfasında yer alan yazıya buradan erişebilirsiniz.

Napoli’nin Sırrı Filmi için Öylesine İsim Önerileri 

  • “Cingöz Andrea”

 

Ava

image

Filmin Künyesi:

AVA | Yönetmen: Sadaf Foroughi / Senarist: Sadaf Foroughi / Oyuncular: Mahour Jabbari (Ava), Bahar Noohian (Bahar, Ava’nın Annesi), Vahid Aghapoor (Vahid, Ava’nın Babası), Parnian Akhtari (Anahita), Sarah Alimardani (Shirin),  Mona Ghiasi (Yasi), Houman Hoursan (Nima), Leili Rashidi (Bayan Dehkhoda), Shayesteh Sajadi (Melody)  / İran / 2017 / Renkli / 102´

Sinopsis:

Ava, Tahran’da ailesiyle birlikte yaşayan, oldukça programlı bir hayatı olan bir lise öğrencisidir. En büyük tutkularından biri keman çalmak olan Ava da her genç gibi arkadaşlarıyla vakit geçirmekten keyif alır. Kendi yaşındaki bir oğlanla görüştüğünü öğrenen annesi duruma aşırı tepki göstererek Ava’yı jinekoloğa götürür. Olayın travmasını atlatamayan Ava, annesinin de kendi yaşındayken yaptığı “uygunsuz” davranışları öğrenince, keman derslerini atlatmaya ve okulda düzeni bozacak davranışlarda bulunmaya başlar. Annesinin koyduğu sınırlar daraldıkça, Ava’nın başkaldırısı ve özgürlüğüne olan özlemi de katlanarak artacaktır.

Not: Yukarıdaki paragraf İstanbul Modern sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda vasat buldum.
  • Oyunculuklar başarılı.
  • Annesinin Ava’yı jinekoloğa götürdüğü andan sonra evdeki çekimlerde Ava’yı daha çok karanlık ışıkta görürüz. Öncesinde ise Ava ile ilgili evdeki sahneler daha aydınlıktır.
  • Evet, Ava sanatla ilgili. Keman çalıyor, klasik müzik dinliyor, bir piyanosunun olmasını istiyor. Öte yandan ailenin geri kalanında sanatla ilgili bir bağ, alaka pek görülemiyor.
  • Genellikle beyaz eldivenleri ile görülen okul müdürü eğitimi tırnak içinde ameliyat eden ama bunda da başarısız olan bir cerrah gibi gözüküyor. Ava’nın annesi de bir doktor/cerrah. O da kızının eğitimi üzerinde başarısız bir ameliyat gerçekleştiriyor.
  • Yakın zaman önce 37. İstanbul Film Festivalinde yer alan başka bir İran yapımı “Tarihsiz, İmzasız” (Yönetmen: Vahid Jalilvand) filmindeki gibi bu filmde de hikayenin bazı noktalarına inandırıcılık sorunları var.
  • “Odamdaki Kemancı”

Rodin

image

Filmin Künyesi:

RODIN | Yönetmen: Jacques Doillon / Senarist: Jacques Doillon / Oyuncular: Vincent Lindon (Auguste Rodin), Izïa Higelin (Camille Claudel), Séverine Caneele (Rose Beuret) / Fransa / 2017 / Renkli / 119´

Sinopsis:

Gelmiş geçmiş en büyük heykel sanatçılarından Rodin, ölümünün yüzüncü yıldönümünde yapıtlarının yanı sıra aşklarını da ele alan büyük bütçeli, göz alıcı bir filmle de gündemde. Dünya prömiyerini Cannes’da yapan Rodin, “Düşünen Adam” ve “Öpücük” gibi şaheserlerinin temeli olan “Cehennemin Kapıları”nı Paris’te henüz tamamlayan usta sanatçı Auguste Rodin’i sanatı ve çalkantılı özel hayatı prizmasından bakarak gözlemliyor. Rodin, bu benzersiz ustayı hayatını paylaştığı eşi Rose, yetenekli öğrencisi ve sonradan metresi Camille Claudel’e duyduğu tutku ve bugün, çağdaş heykel sanatının dönüm noktası olarak değerlendirilen yapıtlarıyla ele alıyor. Filmde Rodin’i İnsanın Değeri ile tanıdığımız Vincent Lindon, muhteşem bir performansla canlandırıyor.

Not: Yukarıdaki paragraf Film Ekimi sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel olarak başarılı buldum.
  • Oyunculuklar başarılı.
  • 19. yy’ye ait bir Evlilik Sözleşmesi de görmüş oluyoruz filmde.
  • Camille Claudel, eserlerinin sergilenmesi ve kabul edilmesi konusunda cinsiyet ayrımına maruz kalıyor çoğunlukla. Dönemin Fransız toplumu Camille’ye diyor ki “Elinin kili ile erkek işine karışma”
  • Auguste Rodin’e heykel modelliği yapmak için yarışan/kapışan genç kızlar Yeşilçam’dan tanık olduğumuz artist/manken olmak için evden kaçan genç kızların halini anımsattı.
  • “Heykellerim, Aşkım ve Sen”

Anahtar Ev Ayna

image

Filmin Künyesi:

ANAHTAR EV AYNA | KEY HOUSE MIRROR | NØGLE HUS SPEJL | Yönetmen: Michael Noer / Senarist: Anders Frithiof August, Michael Noer / Oyuncular: Ghita Nørby (Lily), Sven Wollter (Piloten), Trine Pallesen (Katrine) / Danimarka / 2015 / Renkli / 92´

Sinopsis:

Lily ve Max 50 yıldan beri evlidirler. Max’in inme geçirmesinden bu yana profesyonel bakıma bağımlı olduğu bir huzurevinde birlikte yaşamaktadırlar. “Pilot” isimli bir adam yan odaya yerleştiğinde, onun hayata olan bağlılığı Lily’i cezbeder. Bununla birlikte, hem ailesi hem de huzurevinin diğer sakinleri, bu yeni konuktan hoşlanmazlar.

Not: Yukarıdaki paragraf Akbank Sanat sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda başarılı buldum.
  • Lily karakterini canlandıran oyuncunun simasını ve genel duruşunu Füsun Erbulak’a benzettim.
  • Sattığını unuttuğu yazlığa giden Lily kendini rüzgara bırakır. Geçmiş hatıralar, anımsayamadığı zamanlar uçup gitsin diye belki de.
  • “Hareketli Bir Hayat”

Lady Macbeth

image

Filmin Künyesi:

LADY MACBETH | LADY MACBETH | LADY MACBETH | Yönetmen: William Oldroyd / Senarist: Alice Birch / Oyuncular: Florence Pugh (Katherine), Cosmo Jarvis (Sebastian), Naomi Ackie (Anna), Paul Hilton (Alexander), Christopher Fairbank (Boris) / İngiltere / 2016 / Renkli / 89´

Sinopsis:

İngiltere’nin önemli genç kuşak oyun yazarlarından Alice Birch ile tiyatro yönetmeni William Oldroyd, Nikolai Leskov’un novellası Mtsensk İlçesi’nin Lady Macbeth’i’ni modern bir yaklaşımla sinemaya uyarlıyor. Bu soğukkanlı ve erotik gerilim filmi, Shakespeare’in tragedyasıyla doğrudan bağlantısı olmayan bir hikâye anlatıyor. Katherine, ailesi tarafından kendisinden yaşça büyük ve zengin bir adamla evlendirilir. Kocasının aşağılayıcı davranışlarına katlanmaya çalışırken, çiftlikteki işçilerden Sebastian ile tutkulu bir ilişki yaşamaya başlar. Bu ilişkiyi sürdürebilmek için her şeyi, hatta cinayeti bile göze almaya hazırdır.

Not: Yukarıdaki paragraf İKSV sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Genel anlamda başarılı bir film olmuş.
  • Oyunculuklar oldukça iyi bir seviyede.
  • Katherine’nin arada bir gelip kanepede oturarak kameraya baktığı sahneleri onun günah çıkarma ritüelleri gibi yorumladım.
  • Filmin karanlık atmosferi ve gerilimi “Bir Liderin Çocukluğu” (Yönetmen: Brady Corbet) filmini hatırlatıyor.
  • Film odağına bir kadın karakterin tutkusunu, hırsını alması açısından “Miss Julie | Aşk ve Tutku” (Yönetmen: Liv Ullmann) filmini hatırlatıyor.
  • “Bir Katilin Genç Kızlığı”

Aşıklar Şehri

image

7 out of 10 stars (7 / 10)

Filmin Künyesi:

AŞIKLAR ŞEHRİ | LA LA LAND | Yönetmen: Damien Chazelle / Senarist: Damien Chazelle / Oyuncular: Ryan Gosling (Sebastian), Emma Stone (Mia), Callie Hernandez (Tracy), J.K. Simmons (Bill) / A.B.D / 2016 / Renkli / 128´

Sinopsis:

Hayatlarında yön bulmaya çalışan iki tutkulu insan Sebastian ve Mia’nın yolları, Los Angeles’ta trafiğin sıkışık olduğu bir gün kesişir. Her ikisi de sanat tutkunu olan bu iki insan, hayallerini gerçekleştirme yolunda düşe kalka ilerlemektedir.

Sebastian geleneksel cazın kolonlardan yükseldiği bir kulüp açma hayalinde, Mia ise kafesinde çalıştığı film platosunda kendine uygun tüm oyunculuk seçmelerine katılarak bir rol kapma telaşındadır. Bu iki insanın kalpleri birbiri için atmaya başladığında ortaya çıkan manzarayı hayat şartları bozacak, onları yavaş yavaş hayallerinden uzaklaştırmaya başlayacaktır.

Not: Yukarıdaki paragraf Beyazperde sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Çok çok abartıldığı kadar olmasa da filmi beğendim. İzlemeye değer bir film olmuş.
  • Oyunculuklar başarılı.
  • “İlk Çalışta Aşk”
  • “Sebastian Kanadıkırık”

Carol

image

Filmin Künyesi:

CAROL | Yönetmen: Todd Haynes / Oyuncular: Cate Blanchett (Carol Aird), Rooney Mara (Therese Belivet), Kyle Chandler (Harge Aird), Sarah Paulson (Abby Gerhard) / ABD / 2015 / Renkli/ 118´

Sinopsis:

1950’lerin New York’unda geçen filmde bir mağazada tezgahtarlık yapan ve daha güzel bir hayat düşleyen Therese (Rooney Mara), yürümeyen evliliğinden bunalmış çekici Carol (Cate Blanchett) ile tanışır. Birbirlerine bağlanan iki kadın için eski hayatlarını bir çırpıda geride bırakıp her şeyden uzaklaşmak kolay olmayacaktır.

Not: Yukarıdaki paragraf Başka Sinema sayfasından alınmıştır.

Artılar

  • Oldukça başarılı bir film olmuş.
  • Oyuncu performansları oldukça iyi seviyede.
  • Filmin görüntü yönetimi iyi yapılmış.

Eksiler

  • Harge’nin, eşi Carol’un Abby ile olan arkadaşlığına karşı çıkması pek iyi anlatılamıyor.

Keşif

  • Carol ile Therese’nin birlikte yer aldıkları sahneler çok güzel.
  • Temaslar ve dokunuşlar çok iyi kullanılmış filmde.
  • Filmdeki müzik kullanımını beğendim. Çağan Irmak filmlerinin müzikle kurduğu ilişkiyi hatırlattı bu film.

Öylesine

  • “Sen Fotoğraflarını Çek | Inside Therese Belivet”

Dolunay

image

Filmin Künyesi:

DOLUNAY | Yönetmen: Şahin Kaygun / Oyuncular: Macit Koper (Ömer), Aslı Altan (Biriçim), Kenan Bal (Biriçim’in Kocası) / Türkiye / 1987 / Renkli / 100´

Sinopsis:

Biriçim, severek evlendiği kocasıyla bir türlü mutluluğa ulaşamamıştır. İçinde bulunduğu depresyon nedeniyle resme olan aşkından bile uzaklaşmaktadır. Kendisinin dahi ne aradığını bilemeyen Biriçim’in hayatı,evlerine gelen bir konukla değişir. Geçmişinden gelen bir portre misali bu konuk, kaybolmuş anılarını tekrar canlandıracak ve Biriçim’i sonu belli olmayan bir tutkuya sürükleyecektir. Varoluşçu bir sorunsalı irdeleyen “Dolunay”, kapalı bir alanda, bireysel krizler, boşluklar ve taşıdığı tuhaf melankoliyle 80’ler sinemasının iyi bir temsilidir de. Cannes Film Festivali’nde Semaine de la Critique seçkisine dahil edilen film için eleştirmen Alain Bellet “Egzotizm ve iyi duygularla yüklü folklorik Türkiye, sahneyi terk ediyor” diyerek yabancıların etnik susuzluklarını bileyen yönetmenlerden sonra Kaygun’un filminin salt var olma sorununu görkemli bir şekilde ele aldığını ekler.

Not: Yukarıdaki paragraf İstanbul Modern’in sayfasından alınmıştır.

Artılar

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Senaryodaki edebi yönü başarılı buldum.
  • Macit Koper ve Aslı Altan oldukça iyi bir performans sergilemişler.

Eksiler

  • Biriçim’in geçmişine dair gördüğümüz sahnelerde Dayısı ile hiç konuşmuyor olması pekiyi ifade edilemiyor.
  • Biriçim ile Ömer arasındaki yakınlaşma çok çabuk verilmiş filmde.

Keşif

  • Biriçim sanki en iyi resmini yaptıktan sonra tıkanan bir karakter gibi geldi bana. Tıpkı “Muhteşem Güzellik” (Yönetmen: Paolo Sorrentino) filmindeki Jep Gamberdella’nın (Toni Servillo) büyük övgüler alan ilk romanı sonrası tıkanma yaşaması gibi.
  • Biriçim bana Michelangelo Antonioni’nin filmlerinde Monica Vitti’nin hayat verdiği karakterleri hatırlattı.
  • Biriçim ile Ömer arasındaki yakınlaşmalar oldukça şiirsel ve romantikti.
  • Biriçim’in, Ömer ile olan kimi sahnelerde çok benzediği Dayısı ile olan anılarına ilişkin yapılan sahne geçişleri güzeldi.
  • Biriçim’deki ruhsal bunalım durumu bana biraz “Aynanın İçinden” (Yönetmen: Ingmar Bergman) filmindeki Karin (Harriet Andersson) karakterini anımsattı.

Öylesine

  • “Biriçim Güzellik”
  • “Tuvalin İçinden”
  • Ömer biriçim(de) gidiverdi.