Yarım Kalan Şarkı

image

Filmin Künyesi:

YARIM KALAN ŞARKI | SONG FOR MARION | Yönetmen: Paul Andrew Williams / Oyuncular: Terence Stamp, Vanessa Redgrave, Gemma Arterton, Christopher Eccleston / İngiltere / 2012 / 35 mm / Renkli / 93´

Tekrar Çal Arthur

Filmin girişinde yaşlı Arthur – Marion (Terence Stamp – Vanessa Redgrave) çiftinin sevgi dolu yaşamlarına konuk oluyoruz.  Marion, bir yandan kanser hastalığı ile boğuşurken bir yandan da yaşlılardan oluşan bir koroya devam etmektedir. Kocası Arthur aslında bu koro işinden pek de memnun değildir ama Marion’un hatırı için çok fazla ses çıkarmaz (elinden geldiğince). Arthur belki de karısının bu son aylarını kendisi ile baş başa geçirmesini istemektedir. Ayrıca eşinin koroda kendisini yorup güçsüz düşmesine de gönlü razı gelmemektedir.

Filmimizdeki bu yaşlı çift bana geçtiğimiz yılın en iyi filmlerinden biri olan “Aşk”taki (Yönetmen: Michael Haneke) yaşlı çiftimiz Georges ve Anne’i (Jean-Louis Trintignant ve Emmanuelle Riva) anımsattı. “Aşk” filmindeki çiftimizde de Anne felç geçirince kocası Georges ona tüm sevgisi ile destek olmuştu. “Aşk” filminde Georges ve Anne hastalık sonrasında dış dünyaya kapılarını olabildiğince kapatıp kendi başlarına mücadelelerine devam etmeyi seçmişlerdi. Bu filmde ise tam tersi bir durum söz konusu diyebiliriz. Arthur her ne kadar “Aşk”taki Georges gibi davranmak istese de Marion elinden geldiğince dışarıdaki dünyanın içinde olmaya çalıştı (koroda solo performans sergileyecek kadar).

Marion’un ayrıca solo performansı ile de eşlik ettiği koro elemeleri geçer ve ulusal yarışmaya katılmaya hak kazanır. Ne yazık ki Marion bu zaferden kısa bir süre sonra yaşama veda eder. Arthur tam anlamıyla yıkılmıştır. Arasının çok iyi olmadığı oğlu ile de daha çok uzaklaşmışlardır. Arthur için artık hayatın anlamı pek kalmamış gibidir. Arada bir koro çalışmalarının yapıldığı yere gidip gizlice çalışmaları dinler. Belki de sevgili Marion da koronun içinde bir yerlerdedir ve Arthur için söylüyordur şarkısını.

Bu zor dönemde Arthur’un dert ortağı ise koronun genç öğretmeni Elizabeth (Gemma Arterton) olmuştur. Bir süre boyunca beraber vakit geçirip birbirlerinin yaralarını sarmaya çalışırlar. Yine bu dertleşmelerden birinde Arthur bir şarkı mırıldanır. Elizabeth Arthur’a sesinin hiç de fena olmadığını söyler ve onu koroya katılmaya ikna eder. Arthur ilk başlarda çok istekli olmasa da koroya katılır. Arthur bir bakıma içe kapanıklılığını, insanlarla arasındaki duvarları şarkılarla yıkmayı deneyecektir.  Bununla birlikte Arthur koroya katılmakla kalmayıp bir de solo performans sergilemek için ekstradan Elizabeth ile beraber çalışmalara başlar.

Ulusal yarışmanın günü gelip çatmıştır.  Kıyafetleri nedeniyle o günkü ilk prova sırasında kabul edilmeyip yarışmadan çıkarılan koromuz için tam umutlar bitti derken Arthur tüm ekibi de cesaretlendirip sahneye aniden çıkarma yaparlar. Koronun eğlenceli performansı ve Arthur’un solosu salondaki izleyiciler tarafından alkış tufanına tutulur.  Alkışlayanlar arasında Arthur’un oğlu ve sevimli torunu da vardır. Bu görkemli performansın sonucunda da yarışmada 3. olurlar. Belki ufak bir ayrıntı olabilir ama koromuzun klişe bir şekilde 1.lik ile değil de 3.lük ile ödüllendirilmeleri dikkatimi çeken bir nokta oldu.

Yönetmen filmde hem duygusal hem de komedi unsurlarını harmanlamış. Hiç kuşkusuz komedi tarafında yaşlı bir koro olması ve bu koronun Rock’n Roll ve Rap söylemeleri oldukça iyi birer malzeme olmuş film için. Oyunculukların da oldukça dengeli olduğunu söyleyebilirim.

Bir cevap yazın