Filmin Künyesi:
ZEVK UĞRUNA | LE BON PLAISIR| LE BON PLAISIR | Yönetmen: Francis Girod / Oyuncular: Catherine Deneuve (Claire Després), Michel Serrault (İçişleri Bakanı), Jean-Louis Trintignant (Cumhurbaşkanı), Michel Auclair (Herbert), Hippolyte Girardot (Pierre) / Fransa / 1984 / Renkli / 108´
Sinopsis:
Günün birinde Fransız Cumhurbaşkanı’nın kulağına, eski bir metresinden gayrimeşru bir oğlu olduğu haberi gelir. Şanına leke sürülmesin diye her türlü kanıtı ortadan kaldırmaya karar veren Cumhurbaşkanı gizli servisi işin içine sokar. Lakin, geçmişinden ne kadar kaçmaya çalışsa da kriz gitgide büyür ve beyefendinin düşüşü hızlanır. İçinde kara komedi de barındıran bu göz alıcı siyasi gerilim filmi “hükümet üzre Fransız usulü bir deneme” olarak da tarif edilebilir.
Artılar
- Oyunculuklar oldukça başarılı.
- Claire rolünde Catherine Deneuve oldukça başarılı, güzel ve zarifti.
- Cumhurbaşkanı rolünde Jean-Louis Trintignant oldukça iyiydi.
- Filmdeki müzik kullanımını başarılı buldum. Filmin tonunu yumuşatan ve sakinleştirici etkisi olan bir müzikti.
- Senaryoyu ve özellikle de diyalogları beğendim.
Eksiler
- Pierre ile Herbert arasındaki dostluğu/ilişkiyi tam olarak adlandıramıyoruz.
- Cumhurbaşkanı ile tartıştıktan sonra bir anda ortadan kaybolan eş ile ilgili belki bir bölüm daha olabilirdi.
- Kimi özelliklerinden dolayı pek sevilmeyen biri olduğunu gördüğümüz Cumhurbaşkanının, filmde belirtildiği kadar aşırı derecede kötü biri olarak nitelenmesine ilişkin daha elle tutulur, somut örnekler verilse daha iyi olurdu.
- Belki biraz zor kullanılarak da olsa Claire’in oğlu Mike ile babası Cumhurbaşkanını buluşturmasını yadırgadım.
Keşif
- Gizli mektup olayının kahramanı Pierre’in Claire’ye yazdığı mektup dikkatimi çekti. Mektupta Pierre, Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında çeşitli şekillerde onun karşısına çıkanın kendi olduğunu itiraf ediyor. Bu durum bana “Cingöz Recai” (Yönetmen: Safa Önal) filminde “Cingöz Recai” (Ayhan Işık) karakterinin düşmanlarına karşı oynadığı benzer bir oyunu hatırlattı. Düşmanı, Cingöz Recai’ye şöyle diyordu bir sahnede: “Trendeki adam, taksideki adam, evimdeki adam, simdi gene buradasın!”. Hatta “Cingöz Recai” filmi ile bu filmdeki karakterler arasında garip bir ilişki/benzerlik de kurdum aşağıdaki gibi.
Selma (Sema Özcan) – Claire
Cingöz Recai (Ayhan Işık) – Pierre
Selim Nahit (Feridun Çölgeçen) – Cumhurbaşkanı
Mehmet Rıza – İçişleri Bakanı - Cumhurbaşkanının bel ağrısından dolayı kendisini karşılayan çocuğu eğilip öpemediği sahne güzeldi.
- Claire’in filmdeki iki sahnede kırmızı renkli elbise giymesini anlamlı buldum. İlki, mektup olayından 10 yıl sonra eski sevgilisi Cumhurbaşkanı ile ilk defa karşılaştıkları sahneydi. İkincisi ise Cumhurbaşkanı ile vedalaştığı, son kez görüştüğü sahne.
- Claire’in eski sevgilisi Cumhurbaşkanını evinde ağırladığı sırada konuşmaları kaydettiğini anladığımız sahne beklenmedikti.
- Cumhurbaşkanının devlet malı diyerek karısının parçalamasına izin vermediği değerli vazoyu daha sonra kendisinin parçaladığı sahne iyiydi.
- Cumhurbaşkanı konutunda kaybolan kedi için yapılan kısa süreli seferberlik hoş bir sahneydi.
- Mike ileride olur da Cumhurbaşkanının babası olduğunu öğrenirse ikili arasında, “Benim Babam, Benim Oğlum” (Yönetmen: Hirokazu Koreeda) filmindeki mühendis baba ile doğum sırasında karışmış çocuğu arasındaki gibi bir ilişki olabilir.
- Claire ile İçişleri bakanının evdeki ilk karşılaşmaları sırasındaki sahneler oldukça güzeldi.
Öylesine
- “Cumhurbaşkanı Öteki Fransa’da”
- “Bir Mektubun 10 Yıl Hatırı Vardır”
- Oldukça renkli ve cıvıl cıvıl giyinen Claire’in, biricik oğlunu göremeye giderken giydiği kıyafet hiç olmamış 🙁