Filmin Künyesi:
ARABANI | Yönetmen: Adi Adwan / Oyuncular: Eyad Sheety (Yusuf), Daniella Niddam (Smadar), Tom Kelrich (Eli), Zuhaira Sabbagh (Afifa), Shadi Mari (Samer), Lucy Aharish (Yusra) / İsrail / 2013 / Renkli / 84´
Sinopsis:
“Arabani” Arapça ve İbranice karışımı bir dildir. İsrailli araplar ve Dürzi halkları bu dili kullanır.
40 yaşındaki Dürzi Joseph 17 yıl sonra, 16 yaşındaki kızı Smadar ve 14 yaşındaki oğlu Eli ile birlikte doğduğu köye geri döner.
Joseph’ in köyünden ayrılma sebebi Dürzi din kurallarına aykırı olan Yahudi bir kadınla evlenmesidir. Joseph eşinden ayrılmasından sonra Dürzi kabul edilmeyen iki çocuğuyla beraber annesiyle yaşamak için köyüne geri döner. (Dürzi olabilmek için Dürzi anne ve Dürzi babadan olmak gerekir.)
Joseph ‘in geri dönüşü kavgalara neden olur. Başta annesi Afifa onları kabul etmez ancak daha sonra fikrini değiştirir ve bütün köyün geleneksel kurallarına ve dini liderlerine karşı çıkar. Bu karşılaşma köyün sakinleri ve yeni gelenler arasında çatışmalara sebep olur.
Eli, Arap dili ve mentalitesine karşı kin besler, görüşleri aşırılaşır ve bu Eli’nin gençlik davranışlarını etkiler. Köyde geleneksel Yahudi kostümleriyle dolaşmaya başlar.
Diğer taraftan Smadar bütün tehlikelere karşı köyün 18 yaşındaki genç delikanlısı Samir’le aşk yaşamaya başlar.
Afifa dua etmek için Hilwe (Dürzi şapeli)’e geldiğinde oradan kovulur. Joseph çocukluk arkadaşı Sami’den yardım ister. Sami de köyün diğer yaşayanlarında farklı bir tepki vermez. Joseph ve ailesine şiddet bunlarla sınırlı kalmaz. Joseph ve ailesini taşlarlar, duvarlara “domuzlar evinize dönün ” yazarlar. Joseph iki adam tarafından saldırıya uğrar ve “iki gün içinde köyü terket” diye tehdit alır.
Son gece aile arasında tansiyon yükselir. Evinizi yakarız tehditleri gerçek olmak üzeredir.
Artılar
- Filmin görsel estetiğini beğendim.
- Filmdeki sakin ilerleyiş başarılıydı.
Eksiler
- Genel anlamda vasat bir filmdi.
- Eli’nin yeni geldikleri Dürzi köyünde gençlerle hemen kaynaşması pek inandırıcı gelmedi bana.
Keşif
- Yaşını başını almış Yusuf’un küçük bir çocuk gibi annesinin dizlerine başını koyduğu sahne oldukça dokunaklıydı.
- Bir sahnede salondaki kanepede Yusuf, Smadar’ın sevgilisi, Smadar ve Yusuf’un annesi yan yana oturuyorlar. Derken bir süre sonra herkesin bir işi çıkıp kanepeden kalkıyor. Sadece Yusuf’un annesi kanepede kalıyor. Yusuf’un yokluğunda yıllardır yalnız oturduğu gibi…
- Farklı boyutlarda da olsa Yusuf’un istenmeyen bir evlilik yaptığı için evden kovulması, köyde onu seven Yusra’nın olması gibi öğeler bana zaman zaman “Babam ve Oğlum” (Yönetmen: Çağan Irmak) filmini anımsattı.
Öylesine
- “Annem ve Oğlum”
– Ona bir oda ver anne, bir evi olsun. ama zaman zaman da çıkıp Dürzi olmayan biriyle evlenebilsin.