Filmin Künyesi:
BALIK | FISH | Yönetmen: Derviş Zaim / Oyuncular: Bülent İnal (Kaya), Sanem Çelik (Filiz), Myroslava Kostyeva Akay (Deniz), Gizem Akman (Deniz’in Teyzesi), Melih Sezgin, Coşkun Tamer, Rıza Sönmez / Türkiye / 2013 / Renkli / 84´
Sinopsis:
Kaya, göl kıyısındaki bir köyde yaşayan bir balıkçıdır. Kaya’nın ve karısı Filiz’in küçük kızları Deniz konuşamamaktadır. Filiz kızını iyileştirmek için eskiden kalan alternatif bir yöntem denemeye karar verir. Şifalı olduğuna inanılan bir cins balığı kıza yedirirse kızının iyileşeceğini düşünmektedir. Ancak aradığı şifalı balık o civarlarda yoktur. Filiz bu şifalı balığı bulmak için başka bir göle gider. Sonunda aradığı ender balıktan sekiz tanesini yakalar. Kızına şifa bulsun diye yedirmeye başlar.
Kaya balıkların varlığını keşfedince bu balıklardan bir çiftlikte yetiştirip bu işten para kazanmayı düşünür. Ön araştırma yapılması için balıkların birkaç tanesini karısından gizli olarak şehirdeki su ürünleri fakültesine götürür. Fakültedekilerden balıkların nasıl çoğalacağını anlamak için yardım ister. Ancak balık çiftliğini kurmak için paraya gereksinimi vardır. Yasadışı şekilde kimyasal malzeme kullanarak balık avlamaya başlar.
Artılar
- Genel anlamda başarılı ve izlemeye değer bir film olmuş.
- Filmin görsel estetiğini çok beğendim. Bu açıdan filmi yönetmenin “Cenneti Beklerken” ve “Nokta” filmlerine yakın buldum.
- Oyunculuk anlamında Myroslava Kostyeva Akay ve Bülent İnal oldukça başarılıydı.
- Kaya’nın kimyasalı göle dökerken doğanın verdiği tepkiyi yönetmenin gösteriş biçimi oldukça güzeldi.
- Bursa şehrine ait enfes görüntüler filmin içerisine ustaca yerleştirilmiş.
Eksiler
- Tamam, ailemiz balıkçılıkla geçiniyor ama her öğün de balık yenmez ki 🙁
- Kaya’nın, Filiz’in bahsettiği balıklara birden ilgi duymaya başlamasını pek anlamlandıramadım açıkçası.
- Kaya’nın zehirli balıklarının, Dumrul Dede ya da bir başkası tarafından pekala kolayca temin edilebileceği fikri oldukça kuvvetli bir ihtimal bence. Kaya’nın bunu düşünemiyor olması ya da önemsememesi senaryodaki bir açık gibi geldi bana.
Keşif
- Bir Derviş Zaim filmi olduğu kendini hissettiriyor.
- Ekranda Sanem Çelik’i görmeyi özlemişiz.
- Kaya ve Filiz’in çocuklarının isminin Deniz olması oldukça manidar.
- Filiz karakterindeki bilgelik ile kaçıklık arasındaki çizgide gezinme hali bana “Ulak” (Yönetmen: Çağan Irmak) filmindeki Meryem-Rabia (Hümeyra Akbay) karakterini hatırlattı.
- Zehirli Turna balığını yiyerek yaşama veda eden Filiz’in sahnesi oldukça iyiydi. Filiz’in balık yerken ayağının altında bir ileri bir geri yuvarladığı plastik topun Filiz’in fenalaşmasıyla göle doğru yuvarlanmasını bir metafor olarak yorumladım. Top bir bakıma auta çıkarak Filiz’in bu dünyadan ayrılışına, Kaya’nın cezaevine girmesine neden oluyor. Diğer yandan bu metafor bana aynı zamanda “Bir Zamanlar Anadolu’da” (Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan) filmindeki yuvarlanan elma metaforunu hatırlattı.
- Filmin sonunda Kaya balık avlanmasını engelleyen demirleri geç de olsa buz tutmuş gölün üstüne koyuyor. Bu sahne bana yönetmenin “Nokta” filminde Ahmet’in (Mehmet Ali Nuroğlu) Tuz Gölü’nün ortasındaki çaresizliğini hissettirdi.
- Filiz’in zehirli balığı yedikten sonra yerde bir balık gibi çırpındığı sahnede kamera bize aynı zamanda akvaryumdaki Deniz’e emanet edilen balığı da gösteriyor. Çok iyi bir sahneydi bu.
- Tabi ki yönetmen tercihidir ama sanki filmin finali Kaya’nın, eşi Filiz’in mezarı başına geldiği ve kızı Deniz’in konuşabildiğini öğrendiği sahne de olabilirdi.
- Filmin senaryosunu Derviş Zaim’in izlediğim diğer filmlerine (Devir, Gölgeler ve Suretler, Nokta, Cenneti Beklerken) göre daha az başarılı buldum.
- Filmde balıkların yanı sıra kuşlar da önemli bir rol üstleniyor.
- Doğanın dengesini bozan Kaya ailesinin de düzenini bozmuş oluyor.
Öylesine
- “Searching for Fisherman (Bir Balığın Peşinde)”
- “Kaya topu tut”