Filmin Künyesi:
DERİNİN ALTINDA | UNDER THE SKIN | Yönetmen: JONATHAN GLAZER / Oyuncular: SCARLETT JOHANSSON (Laura), ANTONIA CAMPBELL-HUGHES, PAUL BRANNIGAN (Andrew) / İngiltere / 2013 / Renkli / 107´
Sinopsis:
Scarlett Johansson dünyaya erkek otostopçuları yakalamak için gönderilmiş bir uzaylıyı oynuyor. Ne kadar donuk ve buz gibi görünse de, dolgunkırmızı rujlu dudaklardan kürk mantosuna noir filmlerinden çıkma bir femme fatale’den çok farkı yok aslında. İskoçya’nın ıssız mahallelerinde arabasüren bu seksi kadının neyin peşinde olduğu ya da kim olduğu hakkında bir fikrimiz yok. Kült filmleri ve videolarıyla tanıdığımız Jonathan Glazer uzunyıllar sonra gene tuhaf ve görselliğiyle zihin açıcı bir filmle karşımızda. Halüsinatif ve rüya gibi sıfatlarını sonuna kadar hak eden film, sosyal gerçekçibir arkaplanda oldukça tensel ve duyusal bir biçimde sizi yavaş yavaş içine çekiyor. Michel Faber’in aynı adlı kült romanından uyarlanan film, insan olmaya ve hissetmeye dair bir meditasyon adeta. Yarattığı etkiyle uzun bir süre derinizin altında kalacağı kesin!
Artılar
- Filmdeki müzik kullanımını ve ses kurgusunu beğendim.
- Scarlett Johansson’un oyunculuğunu başarılı buldum.
- Filmin ilk başlarında “Laura” karakterinin ölü bir kadının yerine geçmesi sırasında, elbise değişiminin yapıldığı sahnenin tasarımı ve çekimi oldukça güzel. Beyaz bir fon üzerinde derinin altında dolaştık.
- “Laura” karakterinin erkekleri baştan çıkarıp onları paralel bir dünyaya/mekana götürdüğü ve onların derisine/derinine indiği sahneler çok güzel ve fantastik bir biçimde çekilmiş.
- Genel yapısı itibari ile sıra dışı bir film olmuş.
Eksiler
- Filmin ikinci yarısından itibaren hikayenin takibi biraz zorlaşıyor gibi geldi bana.
Keşif
- “Laura” karakterinin zaman zaman donuk kaldığı kimi karelerdeki hareket ve tavırları bana “Japon İşi” (Yönetmen: Kartal Tibet) filmindeki şarkıcı “Başak Billurses”in (Fatma Girik) robot versiyonu olan karakteri anımsattı. Scarlett’in yüzü de Fatma Girik’e benziyor hani 🙂
- Çağlayan nehirlerin/derelerin, karlarla kaplı yüksek tepelerin olduğu görüntülerin yer aldığı bölümler bana, “Faust” (Yönetmen: Aleksandr Sokurov) filminde “Faust” (Johannes Zeiler) ve “Şeytan”ın benzer görsellikteki bir evrende dolaştıkları sahneleri anımsattı.
- Filmin birçok yerinde kullanılan gerilim müziği bana “Tarkan Viking Kanı” (Yönetmen: Mehmet Aslan) filminden kulağımın aşina olduğu şu müziği anımsattı.
- “Laura” karakterinin erkekleri baştan çıkararak onları yok etmesi/öldürmesi “Tarkan Gümüş Eyer” (Yönetmen: Mehmet Aslan) filmindeki “Büyücü Gosha” (Eva Bender) karakterini anımsattı.
- Yönetmenin filmde “Laura” karakterine yüklediği misyon ve nihai amaç tam olarak kestirilemiyor diye düşünüyorum.
Öylesine
- “Uzay İşi”.