Filmin Künyesi:
KÖRLÜK | BLIND| BLIND | Yönetmen: Eskil Vogt / Oyuncular: Ellen Dorrit Petersen (Ingrid), Henrik Rafaelsen (Morten), Vera Vitali (Elin), Marius Kolbenstvedt / Norveç / 2014 / Renkli / 96´
Sinopsis:
Joachim Trier’in Reprise / Tekrar ve Oslo, 31 Ağustos gibi birçok ödüllü filminin senaryosunda imzası bulunan Norveçli yönetmen Eskil Vogt’un ilk uzun metrajlı filmi Körlük, görme duyusunu kaybedince eve kapanan bir kadın yazarın aklını da kaybetmemek için gerçekliğe sıkı sıkı sarılma mücadelesini işleyen, gerilimli olduğu kadar mizah unsurlarını da kullanan bir dram. Görüntü yönetmenliğini Dogtooth / Köpekdişi’nin de kameramanlığını üstlenen Thimios Bakatakis’in yaptığı ve yalnızca görme değil yazma ve yalnızlık üzerine de bir film olan Körlük, gerçeküstü atmosferi, seyrek diyalogları ve sürprizli mizahıyla son derece özgün. “Filmde körlük nasıl gösterilir? En bariz yöntem ekranı karartmak, izleyiciyi sesle yönlendirmek olacaktır. (…) Bense çokça, bir ayrıntıyı soyutlama ya da bir görüntüyü daha fazla tutma yoluyla görsel beslemeyi kısıtladım. Filmin biçimi ve biçeminin kilidi bu oldu. Ve körlük, çelişkili de olsa, çok sinemasal aslında; sinemanın en temel yanlarını içeriyor: görmek, görülmek, aydınlık, karanlık…” –Eskil Vogt
Artılar
- Genel anlamda başarılı buldum.
- Ellen Dorrit Petersen’in oyunculuğu başarılı.
- Filmin sakin tonda çekilen ve sessizliğin huzur içinde kullanıldığı sahneleri beğendim.
Eksiler
- Filmin başında körlük ile ilgili yumuşak bir girişin ardından birden kendimizi Einar’ın cinsel açmazlarında buluyoruz. Hem bu sert geçişi hem de bu geçiş bölümüne ayrılan sürenin uzunluğunu olumsuz karşıladım.
- Elin’in hikayeye dahil olması sonrasında, onun Ingrid’in zihnindeki bir karakter mi yoksa gerçek hayatta Ingrid’in bir yansıması mı olduğunu anlamakta oldukça güçlük çekiyoruz. Tamam, belki de bu bulanıklık filme gizemli bir hava katıyor ama izlediğim sırada benim zihnimi biraz zorlamıştı 🙂
Keşif
- Kendime itiraf etmesi zor biraz ama Einar karakterinde yer yer kendimi gördüm sanki kimi hareketlerini tasvip etmesem de 🙂
- Bir sahnede otobüste/trende olan Elin’in Morten ile cep telefonu ile mesajlaşmasını izliyoruz. Bu sahnede yaşananlar olayın kendisi acıklı olmasına rağmen eğlendiriciydi.
- Körler için tasarlanmış teknolojik ürünlerin film içerisindeki kullanımları oldukça iyiydi.
- Ingrid’in çıplak bir şekilde evin penceresinde durduğu sahneyi başarılı buldum.
Öylesine
- “Işıkla Karanlık Arasında”
Bu kadar olur! Festivalde kaçırdığıma hayıflandığım, vizyon zamanını heyecanla beklediğim Blind’i yazıyı okuyunca daha da merak ettim şimdi. Kendime not, izleyince tekrar oku olsun. Klavyenize sağlık!
Sağol Burcu. Umarım vizyon bulur. Hiç olmadı Başka Sinema ile belki vizyona girer.
Senin de yorumuna sağlık.