Filmin Künyesi:
ÖZÜR DİLERİM | Yönetmen: Cemil Ağacıkoğlu / Oyuncular: Güven Kıraç, Sema Poyraz, Köksal Engür, Gökhan Kıraç, Deniz Denker, Serkan Ercan, Gamze Süner Atay, Ayten Uncuoğlu, Batur Belirdi / Türkiye / 2013 / DCP / Renkli / 85´
Sinopsis:
İlk uzun metrajlı filmi Eylül ile Altın Koza´dan En İyi Yönetmen ödülü alan Cemil Ağacıkoğlu, ikinci filminde zihinsel engelli bir adamın hüzünlü hikâyesini anlatıyor. Hayatı boyunca birine bağımlı yaşamak zorunda olan Selim´in geleceği, annesi Neriman Hanım´ın en büyük endişesidir. Zafer, kardeşi Selim´in sorunları yüzünden yıllardır aile içinde hep ikinci plana itilmiş hissediyordur kendini. Evlilik hazırlığı içinde olduğu Hale, annesiyle sorunlarından kaçmak için Zafer´e tutunmaya çalışmaktadır. Evde başlayan düğün hazırlıkları ve telaş, ailedeki gündemi değiştirir. Düğün yeri, salona doluşan kalabalık, gürültü ve telaş arasında Selim açılan kapıdan çıkar ve kaybolur. Selim´in gidişiyle ailede çözülmeler, iç hesaplaşmalar yaşanmaya başladığında, aileyi bir arada tutan bağın Selim olduğunun farkına varırlar. “Bizler tüm duyguları içimizde barındırdığımızı unutsak da Selim´ler her zaman bunu bize hatırlatacaktır. Gerçeğin ortasından baktığımızda bilinen ve en gerçek olan yol ilgi ve şefkattir.” – Cemil Ağacıkoğlu
Artılar
- Selim rolünde Güven Kıraç’ın ve Neriman rolünde Sema Poyraz’ın oyunculukları başarılı.
Eksiler
- Zafer (Gökhan Kıraç) ve Hale’nin (Deniz Denker) evlilik sonrasındaki planlarından bahsedildiği kimi sahnelerde konunun seyirciye aktarılmasında eksiklikler olduğunu düşünüyorum. Diğer yandan Zafer ve Hale karakterleri de aslında bu konuda tabi pek net değiller 🙂
Keşif
- Kaybolan Selim’i arama çalışmaları sırasında Hale’nin Selim’e ilk defa “Selim abi” diye seslenişini duyuyoruz. Hale için Selim’in varlığı değil de sanki yokluğu bir anlam ifade ediyor diye düşündüm.
- Zafer’in ailesinin ve Hale’nin annesi Serap’ın (Gamze Süner Atay) bir arada olduğu akşam yemeğinde en renkli giyinen karakterin Selim olmasını anlamlı buldum.
- Selim’in zihinsel engeli var ama filmdeki diğer karakterlerin yaşamlarında da hep engeller olduğunu görüyoruz.
- Baba Tevfik’in (Köksal Engür) yine aynı akşam yemeğinde oğlu Zafer’in evlenip gidecek olması üzerine eşine dönüp söylediği “Neriman, bir başımıza kalacağız.” cümlesi önemli. Buradan Tevfik’in diğer oğlu Selim’i önemsemediği ya da yok saydığı anlamını çıkarabiliriz.
- Anne Neriman’ın neredeyse her sahnesinde yüzünde yer alan “acı” ifadeyi görmek mümkün. Özellikle iki sahneyi öne çıkarmak istiyorum:
Evin balkonunda elini başına dayayıp tek başına oturduğu sahne.
Gece yatağa girdiği bir sahnede kameraya doğru baktığı an. - Düğün gününde iki annenin de (Neriman ve Serap) siyah renkte elbise giymelerini iki şekilde yorumladım
İki anne de aslında bu evliliği çok onaylamıyor.
Siyah giyerek sanki bir matemi çağırdılar ve Selim kayboldu. - Bu filmdeki Tevfik – Neriman çiftini benzer şekilde engelli bir çocuğa sahip olan “Tamam Mıyız” (Yönetmen: Çağan Irmak) filmindeki İsmail – Feride (Gürkan Uygun – Zuhal Gencer Erkaya) çiftine benzettim. İki filmdeki “anne” ve “baba” karakterlerinin engelli çocuklarına gösterdikleri tepki ve duygular benzer.
- Final sahnesinde Zafer, Hale ve Koray (Serkan Ercan) karakterlerini araba içerisinde uyuklarken görüyoruz. Ve sonrasında kamera bize arka planda yer alan karmaşık bir İstanbul siluetini gösteriyor. Bu görüntüyü, Selim’in bulunmasının imkansız ya da çok zor olması şeklinde yorumladım.
Öylesine
- “Bir Engelin Peşinde”.