Filmin Künyesi:
YÜK | LOAD | Yönetmen: Erden Kıral / Oyuncular: Nadir Sarıbacak, Tansu Biçer, Tülin Özen / Türkiye / 2013 (Vizyon Tarihi) / Renkli / 80´
Filmin Künyesi:
YÜK | LOAD | Yönetmen: Erden Kıral / Oyuncular: Nadir Sarıbacak, Tansu Biçer, Tülin Özen / Türkiye / 2013 (Vizyon Tarihi) / Renkli / 80´
Filmin Künyesi:
SABIR TAŞI | SYNGUÉ SABOUR | THE PATIENCE STONE | Yönetmen: Atiq Rahimi / Oyuncular: Golshifteh Farahani, Hassina Burgan, Massi Mrowat / Afganistan-Fransa-Almanya / 2012 / DCP / Renkli / 98´
Filmin Künyesi:
SOĞUK | COLD | Yönetmen: Uğur Yücel / Oyuncular: Cenk Medet Alibeyoğlu, A. Rıfat Şungar, Valeria Skorokhodova, Yulia Vanyukova, Yulia Erenler, Şebnem Bozoklu, Ezgi Mola, Rıza Sönmez / Türkiye / 2012 / DCP / Renkli / 105´
Sinopsis:
Uğur Yücel´in Berlin´de dünya prömiyerini yapan son filmi Soğuk, karlar altında, karanlık bir atmosferde, tüm çıkışsızlığıyla Türkiye´nin sınır şehri Kars´ta geçiyor. Kafkas kültürünün sert ve acımasız ruhu yörenin soğuk iklimiyle uyum içindedir. Kışları çıkışsız bir şehre dönüşmektedir Kars. Üç Rus kız kardeş bu şehirde bir pavyonda çalışır. Hayatında karısından başka bir kadın bilmeyen bir trenyolu işçisi, kardeşlerden en küçüğüne âşık olur. Her şeyi terk edecek kadar tutkuyla bağlanır kıza. Erkek kardeşi ise şehrin belalılarından biridir. Evlenip yuva kurmasına rağmen gece hayatını terk etmemekte, bekâr hayatını sürdürmektedir. O da üç kız kardeşin etrafında dolaşır. Kız kardeşkerden en küçüğü İrina´nın sadece birkaç günü kalmıştır ülkesine dönmek için. Bundan sonrası ne kızların ne de yol işçisi âşığın dilediği gibi gider; işler iyice içinden çıkılmaz bir hal alır. Yücel, Soğuk´ta aile içindeki geleneksel kodları, kadınların maruz kaldığı her türlü şiddeti ve erkeklerin toplumdaki dokunulmazlığını sarsıcı bir etki yaratacak şekilde, tüm duyguları en gerçekçi halleriyle işleyerek resmediyor.
Filmin Künyesi:
KÜF | MOLD | Yönetmen: Ali Aydın / Oyuncular: Ercan Kesal, Tansu Biçer, Muhammet Uzuner / Türkiye / 2012 / HDCAM / Renkli / 93´
Filmin Künyesi:
DEVİR | THE CYCLE | Yönetmen: Derviş Zaim / Oyuncular: Ali Özel, Mustafa Salman, Ramazan Bayar / Türkiye / 2012 / DCP / Renkli / 76´
Filmin Künyesi:
YOZGAT BLUES | YOZGAT BLUES | Yönetmen: Mahmut Fazıl Coşkun / Oyuncular: Ercan Kesal, Ayça Damgacı, Tansu Biçer, Nadir Sarıbacak, Kevork Malikyan / Türkiye-Almanya / 2013 / DCP / Renkli / 96´
Filmin Künyesi:
KELEBEĞİN RÜYASI | THE BUTTERFLY´S DREAM | Yönetmen: Yılmaz Erdoğan / Oyuncular: Kıvanç Tatlıtuğ, Mert Fırat, Belçim Bilgin, Farah Zeynep Abdullah, Yılmaz Erdoğan, Ahmet Mümtaz Taylan, Taner Birsel, İpek Bilgin, Devrim Yakut, Aksel Bonfil, Servet Pandur, Ayten Soykök, Emin Gürsoy, Celalettin Demirel, Funda Şirinkal / Türkiye / 2013 / 35 mm / Renkli / 139´
Bu festival süresince ( 30 Mart – 14 Nisan 2013 ) toplam 49 tane film seyretmiş oldum. En beğendiğim yerli film “Yozgat Blues” oldu. “Çocuk Pozu” ise en beğendiğim yabancı film oldu. Tüm izlediğim filmlerin isimleri aşağıdaki gibidir. Beğendiğim filmleri koyu olarak renklendirdim.
BAYANLAR VE BAYLAR | FINAL CUT – HÖLGYEIM ÉS URAIM | FINAL CUT – LADIES AND GENTLEMEN
ERKEK AKLI | A GLIMPSE INSIDE THE MIND OF CHARLES SWAN III
LİZBON´A GECE TRENİ | NIGHT TRAIN TO LISBON
DERİN SULAR | DJÚPID | THE DEEP
GÜVENLİK SONRA GELİR | SAFETY LAST!
GEBO VE GÖLGE | O GEBO E A SOMBRA | GEBO AND THE SHADOW
BİR TÜRKE GÖNÜL VERDİM | I LOVED A TURK
GOLTZIUS VE PELİKAN KUMPANYASI | GOLTZIUS AND THE PELICAN COMPANY
SENİ GÖRDÜĞÜMDE | WHEN I SAW YOU
DEKAMERON | IL DECAMERON | THE DECAMERON
TELEKIZ | CALL GIRL
YARIM KALAN ŞARKI | SONG FOR MARION
KALBİMDEKİ IŞIK | NI GUANG FEI XIANG | TOUCH OF THE LIGHT
GÖRDÜĞÜNE İNAN | SUSPENSION OF DISBELIEF
BU AŞK FAZLA SÜRMEZ | I GIVE IT A YEAR
´ 45 RUHU | THE SPIRIT OF ‘45
YÜK | MU-GE | THE WEIGHT
ÖLÜ VE MUTLU | EL MUERTO Y SER FELIZ | THE DEAD MAN AND BEING HAPPY
VECİDE | WADJDA
BEŞİNCİ MEVSİM | LA CINQUÈME SAISON | THE FIFTH SEASON
CENNET: İNANÇ | PARADIES: GLAUBE | PARADISE: FAITH
BİR KADININ GÖZYAŞI | THÉRÈSE DESQUEYROUX
BİR HAYALİMİZ VARDI | GINGER & ROSA
GÜLEN ADAM | L´HOMME QUI RIT | THE MAN WHO LAUGHS
CENNET: UMUT | PARADIES: HOFFNUNG | PARADISE: HOPE
KON-TIKI | KON-TIKI
KURT ÇOCUK | NEUK-DAE-SO-NYUN | THE WEREWOLF BOY
BAŞKA BİR HAYAT | DANS LA MAISON | IN THE HOUSE
RADYO EVİ | LA MAISON DE LA RADIO
TRAVIATA VE BİZ | TRAVIATA ET NOUS | BECOMING TRAVIATA
BALDAN ACI | MORE THAN HONEY
ÇOCUK POZU | POZITIA COPILULUI | CHILD´S POSE
SABIR TAŞI | SYNGUÉ SABOUR | THE PATIENCE STONE
LEVIATHAN | LEVIATHAN
JAPONYA | JAPÓN | JAPAN
HER ŞEY O KADAR SESSİZ Kİ | BOVEN IS HET STIL | IT´S ALL SO QUIET
KÜF | MOLD
BİR HURDACININ HAYATI | EPIZODA U ZIVOTU BERACA ZELJEZA | AN EPISODE IN THE LIFE OF AN IRON PICKER
CENNETTE SAVAŞ | BATALLA EN EL CIELO | BATTLE IN HEAVEN
KULELİ EV | DOM S BASHENKOY | HOUSE WITH A TURRET
YOZGAT BLUES | YOZGAT BLUES
ÖĞRENCİ | STUDENT
BWAKAW | BWAKAW
DEVİR | THE CYCLE
PERDE | PARDÉ | CLOSED CURTAIN
UVERTÜR | OVERTURE
SOĞUK | COLD
KELEBEĞİN RÜYASI | THE BUTTERFLY´S DREAM
KARANLIKTAN AYDINLIĞA | POST TENEBRAS LUX
Filmin Künyesi:
VECİDE | WADJDA | Yönetmen: Haifaa Al Mansour / Oyuncular: Reem Abdullah, Waad Mohammed, Abdullrahman Al Gohani, Ahd, Sultan Al Assaf / Suudi Arabistan-Almanya / 2012 / 35 mm / Renkli / 97´
Filmimiz Suudi Arabistan’da geçiyor. Kahramanımız 10 yaşındaki sevimli bir kız olan Vecide. Vecide, Suudi Arabistan’da kadın olmanın sıkıntılarını daha o yaştayken yaşamaya başlayan biri. Kendisine biçilen roller ve sürekli uymak zorunda olduğu kurallar var.
Vecide aslında bu prangalı hayatta farklı olmak isteyen bir kız. En büyük isteği bir bisiklete sahip olmak. Bu çok masum bir istek ama maalesef Suudi Arabistan’da kızların bisiklete binmeleri yasaklı olan şeylerden biri. Maazallah bisiklet kullanırken kızların başlarına bir kaza gelebilir ( bekâretlerini kaybetmek gibi ). Vecide anne ve babasıyla tipik bir çekirdek ailedir. Babası eşini ve çocuğunu seviyor ama bir erkek çocuğa sahip olmaması kendi ailesi tarafından bir baskı unsuru oluşturuyor.
Vecide evlerinin yakınındaki bir dükkâna gelen yeşil bisiklete ilk görüşte vurulur. Para biriktirmeye çok önceden başlamıştır hazırladığı bileklikleri satarak ama bu yol ile bisiklet parasını biriktirebilmesi çok mümkün gözükmüyordur. Annesinden bisiklet konusunda yardım ister ama olumsuz cevap alır. Annenin bu arada kocasını elinden kaçırma endişesi de giderek artmaktadır. Garip gelecek ama Vecide’nin en yakın arkadaşı komşularının çocuğu Abdullah’tır. Tahmin edeceğiniz gibi Abdullah farklı bir okula gidiyordur ve tabii ki bir bisikleti vardır. Vecide’nin okulunda bir yarışma duyurusu olur: “En güzel Kuran okuma” yarışması. Vecide bu yarışmayı bir fırsat olarak görür çünkü büyük ödül bisikleti alabilmek için yeter de artar.
Vecide bir yandan harıl harıl yarışmaya hazırlanırken bir yandan da anne babası arasındaki problemlere tanık olmaktadır. Yarışma günü gelir ve Vecide kazanır. Artık bisiklete kavuşmaya çok az kalmıştır. Okul müdiresinin ödülü ne yapacağı sorusuna bisiklet alacağım demesi ile umutları daha yeşermeden solar. Bu cevap sonrasında ödülün Filistin’e yardım olarak gönderilmesinin en hayırlı yol olacağına karar verilir.
Vecide ne yazık ki başladığı noktaya geri dönmüştür. Tam da bu olayın üstüne bir de babasının başka bir kadınla evlendiğini öğrenmesi hem annesini hem de onu derinden yaralar. Ama annesinin umutları tekrar yeşertecek bir sürprizi vardır Vecide için. Çok beğendiği o yeşil bisiklet artık onundur. Abdullah ile beraber gelecek yarınlara doğru sokaklarda pedal çevirirlerken filmimiz de sona erer.
Bu film Suudi Arabistan’da bir kadın yönetmen tarafından çekilen ilk uzun metrajlı film. O nedenle sırf bu nedenle tüm ekibi tebrik ediyorum. Yönetmen Haifaa Al-Mansour’un bu filmi bir ilk film olarak bence başarılı olmuş. Film sırasında Suudi Arabistan’da kadın olmanın zorlukları ile ilgili pek çok örneğe rastlıyoruz. Vecide rolündeki Waad Mohammed çok başarılı bir performans sergilemiş. Kim bilir belki de Vecide Suudi Arabistan’da bir çeşit “Ayşecik” serisine dönüşüverir ilerde.
Bu ilk yazımı sinema tutkum ile ilgili hikayeme ayırdım. Sinema ile aslında çok küçük yaşlardan itibaren tanıştım. İlk tanışmam benim sinema tutkumda ve hayatımda önemli bir role sahip olan Kemal Sunal filmleri ile oldu. 90’ların ikinci yarısıydı. Hemen her gün Kemal Sunal’ın bir filmi televizyonda gösteriliyordu. Üstelik sadece akşamları da değil gündüz saatlerinde de oluyordu. Bir yandan derslerimi yaparken bir yandan da Kemal Sunal filmlerini izliyor ve daha sonradan sürekli zihnimde yer edinecek repliklere ilk kahkahalarımı atıyordum.
Açıkçası üniversite yıllarına kadar Kemal Sunal’lı ve Ertem Eğilmez önderliğinde hazırlanmış filmler dışında diğer filmlerle pek ilişkim olmamıştı. Yabancı filmlerden ise çok az film seyretmiştim. Üniversite yıllarında ise yabancı filmlerle daha haşır neşir oldum ve sinema ile ilgili hep daha çok merak ettim. Sinema ile ilgili kitaplar, yazılar okumaya başladım ve sanat filmlerine ve kült yönetmenlerin filmlerine karşı daha fazla ilgi duymaya başladım. Aslında bana çok garip geliyordu. Bir yanım Kemal Sunal’lı filmleri hep seviyor diğer yanımsa daha sanatsal filmlere ilgi duyuyor. Bilemiyorum belki de bir zenginlik olabilir bu benim için.
Sinemaya olan tutkum aslında gün geçtikçe artıyor. Elimden geldiğince sinema ile ilgili yeni şeyler öğrenmeye, okumaya ve takip etmeye çalışıyorum. Belki beğendiğim sinema eleştirmenlerinin film inceleme yazılarındaki o yoğun ve zengin içerik benim yazılarımda olmayacak. Ama en azından kendim için bir şeyler yazmaya çalışacağım. En kötü ileride bir hatıra olur benim için.
Yazıma benim için çok ayrı yerde duran iki insanın filmleri ile ilgili kareler ekledim. Kemal Sunal’ı hep sevmem ve rahmetle anmamı sağlayacak “100 Numaralı Adam” ve Nuri Bilge Ceylan’ın “Bir Zamanlar Anadolu’da” filmlerinden.