Truman

image

Filmin Künyesi:

TRUMAN | Yönetmen: Cesc Gay / Oyuncular: Ricardo Darín (Julián), Javier Cámara (Tomás), Dolores Fonzi (Paula) / İspanya / 2015 / Renkli / 108´

Sinopsis:

Öğretmenlik yapan Tomas, birkaç gün geçirmek üzere Kanada´dan Madrid´deki aktör arkadaşı Julian´ın yanına seyahat eder. İki eski dost (ve Julian´ın sadık köpeği Truman) ansızın bir araya gelmiştir ve birbirine zıt pek çok duyguyu bir arada yaşayacakları bir zaman diliminin fitili ateşlenmek üzeredir. Cesc Gay´in İspanya Feroz Ödülleri´nde senaryo ve oyuncu ödülleri kazanan filmi, hem izleyeni fena halde eğlendiren hem de duyguları can evinden vuran bir potansiyel taşıyor. Truman yılın en dokunaklı filmlerinden biri.

Not: Yukarıdaki paragraf İKSV sayfasından alınmıştır.

Artılar

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Oyuncu seçimleri ve oyunculuklar başarılı.

Eksiler

  • Paula karakterinin filmde ele alınışı biraz tereddütlü olmuş.

Keşif

  • Senaryo ve genel film yönetimi belirli bir dengeye sahip.
  • Tomas ve Julian karakterlerinin zıt yönleri filmin olay örgüsü içerisinde iyi ele alınmış.
  • Tomas’ın “Montreal 1976” yazan penyesi bana “Hababam Sınıfı Uyanıyor” (Yönetmen: Ertem Eğilmez) filminde benzer bir penyeyi giyen Badi Ekrem (Şener Şen) karakterini hatırlattı.

Öylesine

  • Bulunamadı.

Hazine

image

7 out of 10 stars (7 / 10)

Filmin Künyesi:

HAZİNE | THE TREASURE | COMOARA | Yönetmen: Corneliu Porumboiu / Oyuncular: Cuzin Toma (Costi), Adrian Purcarescu (Adrian), Corneliu Cozmei (Cornel), Cristina Toma (Raluca) / Romanya / 2015 / Renkli/ 89´

Sinopsis:

Corneliu Proumboiu’nun alaycı dramlarındaki sıradan kahramanlar, küçük bürokratlar ve Romanya’nın komünist geçmişinin uzun gölgelerini sevenler bu sevimli ve minimalist taşlamadan büyük keyif alacaklar. Hazine’nin ilham kaynağı, filmde Adrian’ı canlandıran Adrian Purcarescu’nun gerçek hazine arama hikâyesi. Filmde ise Adrian bir akşam, kendini bir kahraman, dürüstlerin savunucusu, mazlumların umudu olarak gören komşusu Costi’yi ziyaret eder. Bir sırrı vardır: Büyükbabasının bahçesinde gömülü bir define vardır. Duruma şüpheyle yaklaşan Costi sonunda defineyi Adrian’la birlikte aramayı kabul eder.

Not: Yukarıdaki paragraf Film Ekimi sayfasından alınmıştır.

Artılar

  • Filmi genel olarak oldukça beğendim.
  • Filmin mizahi tarafı başarılı.

Eksiler

  • Gömünün bulunmasından sonra filmde bir düşüş başlıyor.

Keşif

  • Diyaloglarda işlenen sistem eleştirileri güzeldi.
  • Filmin sonunda parkta oynayan çocuklar var. Onlar da hayatın bir hazinesi.
  • Hazineyi arama sırasındaki olaylar Nasrettin Hoca fıkrası gibi zaman zaman.
  • Hazineyi bulma serüveni “Salak Milyoner” (Yönetmen: Ertem Eğilmez) filmini hatırlara getiriyor. “Yine senet çıktı”
  • Yönetmenin bir önceki filmi “Bükreş’e Gece Çöktüğünde ya da Metabolizma”dan daha başarılı bir film olmuş.

Öylesine

  • “Üç Detektörler”

Birlikte Kalabilmek İçin Reçeteler

image

Filmin Künyesi:

BİRLİKTE KALABİLMEK İÇİN REÇETELER | CILANTRO Y PEREJIL | Yönetmen:  Rafael Montero  / Oyuncular:  Arceila Ramirez (Susana Limón), Demian Bichir (Carlos Rodríguez), German Dehesa (Psikiyatrist), Rodolfo Arias (Enrique), Maya Mishalska (Vicky), Juan Manuel Bernal (Jorge), Alpha Acosta (Nora/Alpha), Angélica Aragón (Teresa), Alfredo Sevilla (Rodrigo), Leticia Huijara (Melita), Plutarco Haza (Francisco), Mercedes Pascual (Adela), Alejandro Bichir (Genaro), Luis Felipe Tovar (Pablo), Felipe Colombo (Carlitos), Sherlyn (Mariana), Simón Guevara (Taquero)  / Meksika / 1997 / Renkli / 94´

Sinopsis:

Aşk ve ilişkiler, aynı aileye mensup üç kadının gözünden anlatılıyor. Susana on senelik ilişkisini bitirme kararı alırken, küçük kardeşi Nora bu ayrılığı bir film projesi olarak çeker, bu arada kendisi de müzisyen sevgilisiyle ilişkisi sorgular. Büyükanneleri ise yaşlı bir centilmene aşık olmuştur.

Artılar

  • Genel anlamda beğendiğim ve eğlenceli bulduğum bir film oldu.
  • Hemen hemen tüm oyunculuklar başarılıydı. Arceila Ramirez ve Demian Bichir ise birer adım daha öne çıkıyorlar.

Eksiler

  • Yönetmen ikili ilişkileri 3 pencereden/koldan göstermek istemiş : Susana, Kız kardeşi Nora ve büyükanneleri. Susana dışındaki kısımlar sanki çok sönük kalmış.
  • Kamerayı kullanma biçimi ve çekim açılarını pek beğenmedim.
  • Carlos’un ailesinden hiç kimseyi filmde göremiyoruz.

Keşif

  • Carlos’un kişniş ile maydanozu ayırt edememe konusu film boyunca kullanılıyor. “Kişniş idi Maydanoz idi” “Kişniş idi Maydanoz idi” … 🙂
  • Filmden bir replik: “Acı çekmek sanatımız (Meksika toplumuna ithafen)”
  • Nora’nın çektiği belgesel görüntülerin film içerisine serpiştirilme fikri ve uygulaması güzel olmuş.
  • Bu film bana “Ne Olacak Şimdi” (Yönetmen: Atıf Yılmaz) ile “Aşık Oldum” (Yönetmen: Ertem Eğilmez) filmlerinin bir karışımı gibi geldi sanki.
  • Psikiyatristin ara ara filmde göründüğü ve özellikle kadın-erkek ilişkileri hakkında bilgiler verdiği bölümler güzeldi. Yalnız psikiyatristin bunu Meksika toplumu ile kısıtlamasına gerek yoktu 🙂 Tüm dünya için ortak olan dertler bence.
  • Susana kendisine aşık olan gencin tezini okumaktadır bir sahnede. Genç artık daha fazla dayanamaz ve doktorasını vermek için hemen çalışmalara başlar 🙂
  • Susana ile Carlos arasındaki ilişkide çatlaklar, bir süre yalnız yaşama ve bu süreçte yeni aşklara yelken açma gibi temalar bana “Bu Aşk Fazla Sürmez” (Yönetmen: Dan Mazer) filmini hatırlattı.
  • Filmde cinsellik ve erotizm dozunda kullanılmış.
  • Vicky karakteri filmin temposuna olumlu yönde katkı yapmış.

Öylesine

  • “Kırılgan Bir Aşk Hikayesi”

Diva

image

Filmin Künyesi:

DİVA | DIVA | DIVA HUA LI ZI JUN | Yönetmen:  Heiward Mak  / Oyuncular: Joey Yung, Chapman To, Hu Ge, Meg Lam, Carlos Chan  / Hong Kong / 2012 / Renkli / 102´

Sinopsis:

J, menajeri Kin-sun tarafından bir diva olmaya sevk edilir. Bir konser sırasında sesini kaybedince, ortadan yok olur ve görme engelli bir masörle beklenmedik bir ilişki içine girer. Bu sırada Kin-sun, kariyeriyle aşkı arasında seçim yapması gereken Red adlı bir başka şarkıcıyla ilgilenmeye başlar. J geri dönüp Red’e yardım ederken, kendi kariyerini sürdürmesi için baskı altına girer.

Artılar

  • Genel anlamda beğendiğim bir film oldu.
  • J ve Kin-sun karakterlerindeki oyunculuklar oldukça başarılı.
  • Filmin görsel atmosferi, dekor ve kostüm tasarımları başarılı.

Eksiler

  • Red karakterinin filmde bayağı da bir süre yer almasına rağmen yeterince seyirci ile özdeşleşemediğini düşünüyorum. J’nin Fi ile olan rekabeti üzerine kurulan bir film olsa daha mı iyi olurdu diye düşünmeden edemedim.
  • İntihar girişiminden sonra hayata geri dönen J’yi birdenbire üzerinde “emekli öğretmen” temalı giysilerle görmeye başlıyoruz. Bu dönüşüm sanki çok hızlı oldu 🙂
  • Şarkıcılık dünyasına ilişkin bildik konulara göndermeler yapan pek yeni bir şey söylemeyen bir film olmuş.

Keşif

  • Filmin son sahnesinde J, veliahdı olan Red ile konuşuyor. J, Red’e onda kendi ilk zamanlarını gördüğünü söylüyor. Bu sahne bana “Banker Bilo” (Yönetmen: Ertem Eğilmez) filminde Banker Mahmut’a (Şener Şen) kayınbabası Tefeci Ali’nin (Ali Şen) söylediği şu sözleri anımsattı : “10 yıl evvel İstanbul’a gelen Çulsuz Ali’ye çok benziyon”
  • Bir sahnede kocaman bir yatak odasında J ile menajeri Kin-sun konuşurlar. Sonrasında J o büyük odada tek başına kalır. Kameranın burada bize J’yi gösterdiği açı oldukça güzeldi.
  • Red ve sevgilisi bir sahnede arkalarına ışıltılı Hong Kong caddelerinin bir görüntüsünü de alarak farlar altında öpüşürler. Bu sahnedeki çekim başarılıydı.
  • Menajer Kin-sun’u film boyunca hep aynı siyah renkli takım içerisinde görüyoruz.
  • Menajerin çalışma ofisindeki dekor tasarımı gerçekten şarkıcı adaylarını büyüleyici bir tarzda hazırlanmış.

Öylesine

  • “Sen Divasın Büyük Düşün”
  • “Şöhret soğuk yenen bir yemektir”
  • “Yıldızlar da kayar,
    Durmaz yerinde,
    Solar sahne performansın,
    Kalmaz sesinde”

Siyah Gökyüzü

image

Filmin Künyesi:

SİYAH GÖKYÜZÜ | CIELO NEGRO | Yönetmen:  Manuel Mur Oti   / Oyuncular: Susana Canales (Emilia), Fernando Rey (Ángel López Veiga), Luis Prendes (Ricardo Fortun), Teresa Casal, Manuel Arbó, Rafael Bardem, Julia Caba Alba (Fermina), Raúl Cancio, Casimiro Hurtado (Pepe), José Isbert, Manolo Morán  / İspanya / 1951 / Siyah-Beyaz / 90´

Sinopsis:

Emilia moda evinde çalışan mütevazı bir kadındır ve aşıktır. Sevgilisi ile bir şenliğe katılmak üzere çalıştığı yerden izinsiz bir kıyafet alır. Ancak işler beklediği gibi gitmez: Hırsızlığı ortaya çıkar, işinden atılır ve bu daha başlangıçtır.

Artılar

  • Susana Canales ve Fernando Rey oyunculukları oldukça başarılı.
  • Emilia’nın şair Ángel’i evinde basıp onu Fortun’un yerine geçmesi için ikna ettiği sahne oldukça iyi çekilmiş.
  • Şair Ángel’in kafede Lola ile buluşup Emilia’nın mektuplarına Fortun’un adına cevap yazığı sahneler güzeldi.

Eksiler

  • Panayır gecesinden sonra Fortun’un Emilia’ya bir daha hiç ulaşmamasını ya da haber vermemesini garip karşıladım.
  • Emilia’nın, gözlükleri kırıldıktan sonra rahatsız olan gözlerinin çaresine hemen bakmaması kararını pek anlaşılır bulmadım.

Keşif

  • Emilia’nın filmin finalinde Kiliseye doğru koşusu bana “Cennette Savaş” (Yönetmen: Carlos Reygadas) filminde Marcos’un (Marcos Hernández) benzer o uzun süreli Kiliseye olan yolculuğunu hatırlattı.
  • Filmden bir replik: “Taksiler telgraf gibidir”
  • Emilia şair Ángel López Veiga’nın evine gider. Angel yatağında uzanmış Euripides’in Tragedyalarını okumaktadır. Emilia ona şöyle cevap verir: “Benim kendi tragedyalarım var zaten”
  • Emilia’nın çalıştığı moda evinde kötü kadın rolündeki Lola bana Yeşilçam’ın klasik kötü kadınlarından Lale Belkıs’ı hatırlattı.
  • Moda evinde arkadaşlarının Emilia’yı aşk konusunda işletmeleri bana “Sev Kardeşim” (Yönetmen: Ertem Eğilmez) filminde Alev’in (Hülya Koçyiğit) benzer işletilme sahnesini hatırlattı.
  • Panayır yerinde yağmurun yaklaştığı gözükmesine rağmen Emilia, Fortun ile biraz daha fazla zaman geçirmekte ısrar eder. Sonunda hem Emilia hem de Fortun aşırı derecede ıslanırlar. Fortun, herhalde içinden Emilia’ya şöyle demiştir “Çöpçüler Kralı” (Yönetmen: Zeki Ökten) filmine ithafen: “Lan Emilia! Kendini ıslatıncaya kadar uğraştın be” 🙂
  • Emilia’nın oturduğu evin kapıcısı ile temizlikçi arasındaki gündelik diyaloglar bana  “Çöpçüler Kralı” (Yönetmen: Zeki Ökten) filminde Çöpçü Abdi Şakrak (Kemal Sunal) ile Kapıcı İsmail (Türker Tekin) arasındaki diyalogları hatırlattı.
  • Filmin sonlarına doğu işlerin birden uhrevi boyut kazanması şaşırtıcıydı.
  • Filmden bir replik: “Mutluluk daha yavaş öldürür çünkü daha az uğrar bize”

Öylesine

  • “Çanlar Emilia İçin Çalıyor”
  • “Kahve ve Poğaça”
  • “Siyah Gökyüzü: Bir Panayır Hikayesi”