Gurbet Kuşları

7 out of 10 stars (7 / 10)

Film ile ilgili künye, özet ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

Gurbet Kuşları | Yönetmen: Halit Refiğ / Senarist: Orhan Kemal, Halit Refiğ, Turgut Özakman / Oyuncular: Mümtaz Ener (Tahir, Baba), Muadelet Tibet (Hatice, Anne), Cüneyt Arkın (Selim, En Büyük Erkek Çocuk), Tanju Gürsu (Murat, Ortanca Erkek Çocuk), Özden Çelik (Kemal, En Küçük Erkek Çocuk), Pervin Par (Fatoş, Kız Çocuk), Filiz Akın (Ayla), Sevda Ferdağ (Seval / Naciye), Önder Somer (Orhan), Muzaffer Nebioğlu (Mualla), Hüseyin Baradan (Haybeci), Gülbin Eray (Despina), Mualla Sürer (Ev Sahibi), Muammer Gözalan (Saim, Ayla’nın Babası), Mahmure Aydan (Ayla’nın Annesi) / Türkiye / 1964 / Siyah-Beyaz / 103´ 

Özet:

Tahir Ağa, Maraş’ta işleri bozulunca bütün mal varlığını satar. Karısı Hatice, oğulları Selim, Murat, Kemal ve kızı Fatoş’la İstanbul’a göç eder, burada bir tamirci dükkânı açmayı kafasına koyar. Fakat büyükşehirde işler hiç de düşündüğü gibi gitmez.

Not: Yukarıdaki paragraf MUBI sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Oyunculuklar başarılı.
  • Aile bireyleri “Şah olacağız İstanbul’a…” diye planlıyorlardı ama “Mat olacağız İstanbul’a” oluverdi.
  • Erkek kardeşlerin birbirlerine “Kayarto” (Argo: Ahlaksız kimse) diye seslenmeleri ilginçti.
  • “Fatoş” (Pervin Par), Michelangelo Antonioni filmlerinde Monica Vitti’nin hayat verdiği karakterleri anımsatır, özellikle de “Batan Güneş” filmini.
  • “Kayarto”

Yavrularım

7 out of 10 stars (7 / 10)

Film ile ilgili künye, özet ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

Yavrularım | Yönetmen: Bilge Olgaç / Senarist: Erdoğan Tünaş / Oyuncular: Hülya Koçyiğit (Seher), Çetin Tekindor (Cemal), Nermin Dülger (Safiye), Neslihan Kuru (Aycan), Canan Kurtay, Aslı Kayıkçılar, Burçin Yılmaz, Erkan Temel, Sonat Bilgin (Ebru), Necdet Türkantoz (Doktor), Selçuk Yalçıntan (TRT Muhabiri) / Türkiye / 1984 / Renkli / 82´ 

Özet:

Filmde, Almanya’dan Türkiye’ye dönen bir ailenin yaşadıkları anlatılır. Altı çocuklu Cemal ile Seher çifti Almanya’da on beş yıl çalıştıktan sonra Türkiye’ye yerleşirler. Çalıştıkları süre boyunca edindikleri birikimleriyle evlerini kurarlar. Cemal bir fabrikada çalışmaya başlar. Seher de Almanya’dayken yaptığı akvaryum balığı yetiştirme işini devam ettirir. Tam düzenlerini kurmuşken Seher’in kanser olduğunu öğrenirler. Bu durum bütün aile için zor günlerin de başlangıcı olur.

Not: Yukarıdaki paragraf TSA sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Oyunculuklar başarılı.
  • Sıcak ve samimi bir film olmuş.
  • Ailenin kalabalık nüfusu “Yedi Evlat İki Damat” (Yönetmen: Halit Refiğ) filmini hatırlatır.
  • Filmin başlangıcı da sonu da bir şekilde medyatik olur.
  • “Altı Evlat İki Hasta”

Anneler ve Kızları

7 out of 10 stars (7 / 10)

Film ile ilgili künye, özet ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

Anneler ve Kızları | Yönetmen: Ömer Lütfi Akad / Senarist: Ömer Lütfi Akad / Oyuncular: Yıldız Kenter (Fatma), İzzet Günay (Aydın), Neşe Karaböcek (Neşe), Ekrem Dümer (Bekir, Gazino Patronu), Yonca Koray (Ayşegül’ün Gençlik Hali, Neşe’nın Kızı), Leyla Kenter (Iraz’ın Gençlik Hali, Fatma’nın Kızı), Turgut Boralı (Rasim, Neşe’nin Aile Dostu), Bahri Beyat (Cemal), Tarzan Baba (Komşu), Asım Nipton (Parktaki Adam), Ali Demir (Orhan), Engin Tara, Hüseyin Kutman, Sabahat Işık, İpekçik, Tülin Oran / Türkiye / 1971 / Renkli / 92´ 

Özet:

Film, İstanbul’da hayata tutunmaya çalışan bir grup kadının hikâyesini konu alır. Fatma, İstanbul’da kalacak bir yer ve iş aramaktadır. Neşe de kıt kanaat geçinmeye çalışmaktadır. Neşe, Fatma ve kızı Iraz’ın durumuna kayıtsız kalamaz. Bunun için maddi durumu elvermese de Fatma’yı yardımcısı olarak eve alır. Yaşadıkları maddi zorlukları Neşe’nin şarkıcılık kariyerinin yükselişe geçmesiyle atlatırlar. Yıllar geçtikçe büyüyen kızlarıyla araları açılır. Neşe gittiği turnelerden kızına vakit ayıramaz hâle gelir. Iraz ise köyden gelmiş olmayı ve içinde bulundukları sosyal ortamı kabullenemez. Aile parçalanma noktasına gelir. Ancak yaşanan bir olay onları tekrar bir araya getirecektir.

Not: Yukarıdaki paragraf TSA sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Film, Douglas Sirk’in çektiği “Zehirli Hayat” (Imitation of Life, 1959) filminden uyarlanmıştır.
  • Diyalogların metni güzel ve zarif.
  • Hem karakter isminin aynı olması hem de Yıldız Kenter’in yine cefakar ve fedakar bir anneyi canlandırması yönlerinden bu çalışma “Fatma Bacı” (Yönetmen: Halit Refiğ) filmini hatırlatır.
  • Filmde seslendirilen şarkılar oldukça güzel tercihler olmuş. Arapça bir şarkı bile seslendirilmiş.
  • Neşe Karaböcek biraz donuk/tutuk bir oyunculuk sergilemiş. Başka bir oyuncu tercih edilseydi belki daha başarılı olunabilirdi.
  • Iraz’ın gençlik halini canlandıran Leyla Kenter’in oyunculuğu pek başarılı olamamış.
  • Filmden bir replik: “Her bir derdini insan kendi yenmelidir.”
  • Filmden bir replik: “Ana gözü kör de olsa görür.”
  • Filmden bir replik: “Sebepsiz kuş uçmaz.”
  • Fazla sayıda şarkı kullanılması arabesk sanatçı/şarkıcı filmlerini hatırlatır.
  • Iraz’ın sevgilisinin, Iraz’ı ailesine tanıttığı sahne enteresandı.
  • Kızların çocukluk ve gençlik hallerini canlandıran oyuncular fiziksel olarak uyumlu seçilmiş.
  • “Ayşegül Parkta”
  • Kızım Iraz”
  • “Fatma Bacı”

Brooklyn

image

Filmin Künyesi:

BROOKLYN | Yönetmen: John Crowley / Senarist: Nick Hornby, Colm Tóibín / Oyuncular: Saoirse Ronan (Eilis), Domhnall Gleeson (Jim Farrell), Emory Cohen (Tony), Jim Broadbent, Julie Walters (Bayan Kehoe), Fiona Glascott (Rose Lacey), Jessica Paré (Fortini)  / İngiltere / 2015 / Renkli / 112´

Sinopsis:

Sundance´te yaptığı prömiyerin ardından yılın en çok ses getiren filmlerinden biri olacağının sinyallerini veren, Toronto ve New York´taki gösterimlerinin ardından ise “hit”e dönüşen ve üç dalda Oscar ´a aday olan Brooklyn, 1950´lerde dünyanın cazibe merkezi New York´a gelen İrlanda göçmeni genç Ellis´in hikâyesini anlatıyor. Ellis, Brooklyn´de yaşamı için beyaz bir sayfa açarken, hayatını değiştirecek yeni bir aşka tutuluyor. Gelgelelim, birlikte göç ettiği geçmişi onu iki ülke ve iki hayat arasında bir tür seçim yapmaya zorluyor. Filmin övgüye mazhar senaryosu, ünlü romancı Nick Hornby imzalı.

Not: Yukarıdaki paragraf İKSV sayfasından alınmıştır.

Artılar

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Oyunculuklar oldukça başarılı.
  • Dekor tasarımı ve kostümler eğlenceli.

Eksiler

  • Eilis’in, İrlanda’ya dönüş sonrasında Brooklyn’deki aşkı Tony’yi unutması ani işlenmiş.

Keşif

  • Tony’nin en küçük kardeşi filme renk katmış.
  • “Özgürlük Dansı” (Yönetmen: Ken Loach) filmindeki tadı verdi bu film.
  • Filmin romantik tarafında bir Çağan Irmak filmi havası vardı.

Öylesine

  • Bulunamadı.

Annemin Şarkısı

image

6.5 out of 10 stars (6,5 / 10)

Filmin Künyesi:

ANNEMİN ŞARKISI | Yönetmen: Erol Mintaş / Oyuncular: Feyyaz Duman (Ali), Zübeyde Ronahi (Nigar), Nesrin Cavadzade (Zeynep) / Türkiye / 2014 / Renkli / 103´

Sinopsis:

Ali, annesi Nigar’la beraber Tarlabaşı’nda yaşamaktadır. Doğu’da köylerinin boşaltılması üzerine göç ettikleri mahallede hayatları tekrar kesintiye uğramıştır. Şehirden uzak yüksek beton binaların arasına taşınmalarıyla beraber sorunlar başlar. Komşularının köye geri döndüğüne inanan Nigar, sabahları köyüne geri dönmek üzere evdeki eşyaları toparlar. Bazı günlerse, kendini İstanbul sokaklarına atar. Genç öğretmen Ali, gittikçe hastalanan annesini mutlu etmek için farklı yöntemlere başvurur: Hediyeler alır, gittiği her yere onu da motoruyla götürür, rüyalarına giren şarkının peşine düşer. Aynı zamanda, Ali kız arkadaşı Zeynep’in hamile olduğunu öğrenir; fakat kendini baba olmaya hazır hissetmemektedir. Ali iki kadının arasında çaresiz kalmıştır.

Not: Yukarıdaki paragraf Başka Sinema sayfasından alınmıştır.

Artılar

  • Filmi genel olarak beğendim. Düzgün bir iş çıkarılmış ortaya.
  • Oyunculuklar başarılı.

Eksiler

  • Ali’nin sevgilisi ve onun anne ile olan ilişkisi, buradaki süreç çok iyi aktarılamıyor.
  • Zaman zaman filmde tempo sorunu yaşanıyor.

Keşif

  • Filmin başında Kürtçe anlatılan “Karga ve Tavus Kuşu” hikayesinin yıllar sonra aynı aileden biri tarafından bu sefer Türkçe olarak anlatılması iyi bir uygulama olmuş.
  • Nigar anne memleketine tekrar dönemeden ebedi memlekete doğru yolcu oluyor maalesef.
  • Nigar karakteri “Küf” (Yönetmen: Ali Aydın) filmindeki Basri’yi (Ercan Kesal) çağrıştırdı.

Öylesine

  • Bulunamadı.

Rüzgarların Arasında

image

Filmin Künyesi:

RÜZGARLARIN ARASINDA | RISTTUULES | Yönetmen: MARTTI HELDE / Oyuncular: LAURA PETERSON (Erna), MIRT PREEGEL (Eliide), TARMO SONG (Heldur), INGRID ISOTAMM (Hermiine), EİNAR HİLLEP / Estonya / 2014 / Siyah-Beyaz / 87´

Sinopsis:

Rüzgarların Arasında bugüne kadar zorunlu göç hakkında yapılmış en şiirsel film olabilir. 1941 Haziran’ında Baltık ülkelerinde evlerinden zorla çıkarılarak Sibirya’ya trenlere bindirilen, on yıllarca açlığa, soğuğa, zor çalışma koşullarına ve ölüme göğüs germek durumunda kalan yüz binleri anmak için yazılmış bir şiir gibi. Gerçek bir hikayeden esinlenen senaryo, Erna ve kızının hikayesini siyah-beyaz yaşayan tablolar, Erna’nın mektuplarını okuyan üst ses ve fısıltıları ortam sesleriyle karıştıran bir ses tasarımı ile usulca aktarırken, izleyiciyi trajediyle daha önce girmediği bir ilişkiye sokuyor ve kalbine işliyor. Karanlık, çok karanlık bir dönemde, zamanın donduğu anlarda, hafızanın paramparça edebilen hallerinde, bir rüya ya da bir kabus olarak yaşamın bilgisinde ve insanın dayanma gücünün ucu açık sınırlarında bir yolculuk bu. İnsanlık tarihini böyle görebilseydik, burası farklı bir yer olurdu.

Not: Yukarıdaki paragraf !f İstanbul sayfasından alınmıştır.

Artılar

  • Genel anlamda başarılı bir film olmuş.
  • Siyah-Beyaz renk tercihi olumlu olmuş.
  • Dış ses kullanılarak sürekli mektup okur gibi bir yapı kullanılması başarılı olmuş.

Eksiler

  • Tempo azıcık daha iyi dengelenebilirdi.
  • Gerçek hikayenin aktarılmasında dönemin gerçekliği ile ilgili biraz daha ayrıntı verilebilirdi.

Keşif

  • Filmden bir replik: “Dul, eşi olmayan; öksüz, anne-babası olmayan; peki çocuğu olmayan kadına ne denir?”
  • Filmin bir yerinde geçen “öpüp öpüp gözyaşı silme” ne güzel bir ifade ediştir.
  • Küçük çocuğun sürgünde zorla tutulurken resim yapmaya çalıştığı sahne güzeldi.
  • Senaryonun dilindeki şiirsel yapıyı beğendim.
  • Film kimi yönleriyle zaman zaman “Kuleli Ev” (Yönetmen: Eva Neymann) filmini anımsattı.

Öylesine

  • “Fotoğraflar ve Suretler”