Babamın Kanatları

image

Filmin Künyesi:

BABAMIN KANATLARI | Yönetmen: Kıvanç Sezer / Senarist: Kıvanç Sezer / Oyuncular: Menderes Samancılar (İbrahim), Musab Ekici (Yusuf), Kübra Kip (Nihal), Tansel Öngel (Resul) / Türkiye / 2016 / Renkli / 101´

Sinopsis:

İbrahim, ciddi bir hastalığa yakalandığını öğrenen bir inşaat işçisidir. Onun için hayatındaki en kıymetli değer ise kendisinden uzaklarda yaşayan ailesidir. Yeğeni Yusuf ise işinde yükselme hırsıyla yanıp tutuşan genç bir işçidir. Amcasını anlamaktan çok uzaktır. İbrahim’in çalıştığı bu toplu konut şantiyesinde şartlar gitgide zorlaşırken her geçen gün zihninde aynı soru döner durur; arkasında ailesine ne bırakacaktır, yaşam mı, ölüm mü?

Not: Yukarıdaki paragraf Beyazperde sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Abartıldığı kadar güçlü bir film değil bence.
  • “Diyet” (Yönetmen: Ömer Lütfi Akad) filmini hatırladım. Resul -> Bilal Usta (Erol Taş) ; Yusuf -> Hasan (Hakan Balamir)
  • İbrahim’in anlattığı “Karınca” hikayesi güzeldi.
  • Ölüm/Kan parası verilmesi teması “Üç Maymun” (Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan) filmini hatırlattı.

İki Gün, Bir Gece

image

Filmin Künyesi:

İKİ GÜN, BİR GECE | TWO DAYS, ONE NIGHT | DEUX JOURS, UNE NUIT | Yönetmen: Jean-Pierre Dardenne & Luc Dardenne / Oyuncular: Marion Cotillard (Sandra), Fabrizio Rongione (Manu), Pili Groyne (Estelle), Simon Caudry (Maxime), Olivier Gourme (Jean-Marc) / Belçika / 2014 / Renkli / 95´

Sinopsis:

Dardenne Kardeşler’in Altın Palmiye için yarışan son filmleri, Variety dergisine göre “Belçika işçi sınıfına dair yine güclü bir yapıt; her zamanki gibi harika bir toplumsal dram”. Marion Cotillard’ın canlandırdığı Sandra, depresyon yüzünden bir süre izin aldıktan sonra işine döner. Ne var ki o yokken patronu iş arkadaşlarına 1000’er Avro prim karşılığında Sandra’yı işten cıkarmayı teklif eder. Gizli oylama pazartesi yapılacaktır; Sandra’nın iş arkadaşlarını ikna etmek için sadece bir hafta sonu vardır. “Filmin genel çerçevesi bu” diyor yönetmenler: “Performans takıntısı ve çalışanlar arasındaki vahşi rekabet. Bunu her yerdeki işyerlerinde görüyoruz.”

Artılar

  • Marion Cotillard’ın oyunculuğu harika.
  • Senaryoyu başarılı buldum.
  • Sandra’nın Timur ile olan sahnesi oldukça duygusal ve başarılıydı.

Eksiler

  • Sandra’nın, birkaç yakın mesai arkadaşının dahi telefon numarasını bilemiyor olması tuhaf geldi bana.

Keşif

  • Filmi izlerken Arzu Film’in kalabalık kadrolu aile filmlerindeki (Bizim Aile, Aile Şerefi vb.) sıcaklığı hissettim.
  • Cüneyt Arkın’lı Battal Gazi filmlerinden birinde şöyle bir olay vardır. Battal, babasını öldüren 17 kahpe yara için Bizans imparatorunu 17 kez kılıçtan geçirir. Sandra’nın intihar sahnesinde de acaba dedim Sandra 16 tane mi hap içti? 16 haksız oylama için 16 hap
  • Sandra’nın tek tek aileleri gezmesi sırasında yönetmen bizlere farklı etnik gruplardan insanları ve de mekanları gösteriyor.
  • Sandra için oylama yapacak mesai arkadaşlarından birçoğunun da geçinebilmek için ek işler yaptıklarını görmemiz filmdeki çatışmayı daha da besliyor.
  • Bir sahnede Sandra arabanın camından başını sarkıtıp rüzgarın onu ayıltmasını bekliyor. Bu sahne bana “Üç Maymun” (Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan) filminde İsmail’in (Ahmet Rıfat Şungar) tren vagonunun penceresinden kafasını sarkmasını hatırlattı.
  • Bir sahnede Sandra daldaki öten kuşları fark edince keşke onların yerinde olabilsem diyor.
  • Filmin sonunda Sandra’nın, patronu Dumont’a yaptığı ders verircesine konuşması bana efsane haline gelmiş “Bizim Aile” (Yönetmen: Ergin Orbey) filminde Yaşar Usta’nın (Münir Özkul) fabrikatör Saim Bey’e (Saim Alpago) olan sözlerini anımsattı. “Bizim Aile” filmindeki bu sahneyi gelin bu filme uyarlamayı deneyelim.
    – Dumont, sen mi büyüksün? Hayır, ben büyüğüm, ben Sandra usta. Dokunma mesai arkadaşlarıma, dokunma ikramiyelerine. Eğer işçilerden birinin başına bir şey gelirse, o hapları sana içiririm ve dönüp arkama bakmam bile.
  • Filmin isminde olduğu gibi Sandra’nın çabaları da iki ileri bir geri mehter marşı şeklinde ilerliyor.

Öylesine

  • Kader utanmasın, kader utansın”
  • “Sandra Nasıl Kurtulur”
  • “Beni böyle işe al alacaksan
    Olduğum gibi kalacaksam
    Dokunma işçiye, dokunma ikramiyeye
    Bu ne masraflı diyeceksen”

Yazlık Ev

image

Filmin Künyesi:

YAZLIK EV | SOMMARSTÄLLET | Yönetmen:  Johan Von Reybekiel, Marcus Werner Hed  / Oyuncular:  Sara Blomqvist (Stina), Kalle Josephson (Carl), Ania Chorabik (Helena), Nanna Blondell (Aisa), Carl Dacko (Frank), Tom Lloyd (Nick) / İsveç / 2013 / Renkli / 83´

Sinopsis:

Yaz mevsiminin son hafta sonu. Bir grup eski arkadaş, Carl’ın (Kalle Josephson) doğum gününü kutlamak üzere, ailesinin İsveç’in batı kıyısında bulunan yazlık evinde toplanır. İsveç’e yeniden yerleşmek üzere Londra’dan henüz gelen, Carl’ın güzel kuzeni Stina (Sara Blomqvist), özverili ve sadık erkek arkadaşı Britanyalı Nick’i de (Tom Stanley) kutlamaya davet eder. Yaşadıkları geçişten zaten yıpranmış olan ilişkileri, Nick’in ortama uyum sağlamayı becerememesi, grubun dili ve ritüellerini kavrayamamasıyla hafta sonu boyunca daha da kötüleşir.

Artılar

  • Sara Blomqvist ve Tom Lloyd iyi oyunculuk sergilemişler.

Eksiler

  • Filmi vasat buldum.
  • Nick’in yazlık eve ilk geldiği bölümde, odasına giderken peşine ev ahalisinden birinin takılması ve sonrasında aralarında geçen kısa süreli sohbet sahnesi pek anlamlı durmuyordu.
  • Filmdeki kamera kullanımını çok başarılı bulmadım.
  • Senaryo pek başarılı değildi.

Keşif

  • Kuzey Avrupa filmlerinden aşina olduğumuz aile içi çözümlemeler, ilişkideki çatlaklar gibi temaları bu filmde de görüyoruz.
  • Filmin sonlarına doğru Nick ve Stina arasında geçen yatak odası gerginlikleri bana “Üç Maymun” (Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan) filminde Eyüp (Yavuz Bingöl) ile Hacer (Hatice Aslan) arasındaki yatak odası sahnesini hatırlattı.
  • “Drinking Buddies” (Yönetmen: Joe Swanberg) filmindeki iki çiftin beraber hafta sonu tatili bölümü bu filmi izlerken yer yer gözümde canlandı.

Öylesine

  • “Seks her şeyi affeder mi
    Dersin zamanla geçer mi
    Güzel gecelerin hatrına
    Seks her şeyi affeder mi”

Medealar

image

Filmin Künyesi: MEDEALAR | MEDEAS| MEDEAS | Yönetmen:  Andrea Pallaoro / Oyuncular: Catalina Sandino Moreno (Christina), Brian F. O´Byrne (Ennis), Kevin Alejandro (Noah), Ian Nelson (Micah), Mary Mouser (Ruth), Mary Knight (Jacob), Jake Vaughn (Jonas) / A.B.D / 2013 / Renkli / 97´

Sinopsis:

Medealar, ılık bir yaz akşamında pastoral bir aile portresiyle başlıyor. Zaten, bu aileyi son kez mutlu ve bir arada görüşümüz. Ödüllü sinema ve tiyatro yönetmeni Andrea Pallaoro’nun bu ilk uzun metrajlı filmi, çalışkan ve cesur mandıracı Ennis ile kulağı duymayan karısı Christina’nın, sıkıntıları arttıkça birbirlerinden ve beş çocuklarından adım adım kopuşunu izliyor. Prömiyeri Venedik Film Festivali’nin “Ufuklar”bölümünde yapılan Medealar’da yabancılaşma, samimiyet, tutku, umutsuzluk ve gönül yarasının nasıl algılandığı mercek altına alınıyor.

Artılar

  • Şiirsel bir film olmuş.
  • Bir ilk film olarak bence gayet başarılı.
  • Sahnelerdeki ve görüntülerdeki dinginliği beğendim.
  • Filmde müzik kullanmama tercihini beğendim.
  • Annenin yalnız başına olduğu ve Jacob-Jonas kardeşlerin yalnız oldukları sahneleri özellikle beğendim.

Eksiler

  • Annenin, sevgilisi ile buluşmaya yanlarına çocukları da alıp gitmesi ve onları hemen karavanın dışarısında oynamaya bırakması çok basit bir uygulama gibi geldi bana.
  • Yönetmen ailedeki tüm bireylere özelde yer vermeye çalışmış ama aile kalabalık olunca karakterlerde derinleşme imkanı pek bulamıyoruz.
  • Yaşadıkları köyde/kasabada hiç komşuları ile iletişim halinde görmüyoruz ailemizi. Oysaki çok da dışarıya kapalı bir aile imajı vermiyor gibi geldi bana.

Keşif

  • Film bana bölüm bölüm Hirokazu Koreeda filmlerini hatırlattı. Kalite anlamında onun filmlerinin daha altında şimdilik. Ve daha sakin ilerleyen bir film.
  • Anneyi oynayan Catalina Sandino Moreno’yu sima olarak Bergüzar Korel’e benzettim.
  • Ailemizde bir “Üç Maymun” olayına tanık oluyoruz diye düşünebiliriz. Anne, sağır olduğu için işitemiyor; Baba, zaman zaman gözüne kaçan tozlar nedeniyle olayları net göremiyor; Jacob ise annesinin babasını aldatması ile ilgili konuşamıyor.
  • Ailemizin çiftliği gördüğüm kadarı ile büyük ve çok sayıda hayvan var. Bu kadar işin altından babanın tek başına kalkması garip. Belki de altından kalkamıyor aslında. Annenin hiç çiftlik işlerine yardım etmediğini görüyoruz. Gerçi annede 5 çocuk bir de yolda bekleyen var nasıl yardım etsin orası da ayrı bir konu.
  • Filmin sonunda yemek masasının üzerine konan kuş güzel bir uygulama olmuş. Talihsizlik kuşu ya da anne için talih de olabilir bakış açısına bağlı olarak.

Öylesine

  • “Sağır duymaz aldatır.”
  • Kadın ses etmiyor diye o kadar da çocuk yapılmaz ki 🙂