Paranın Kokusu

6.5 out of 10 stars (6,5 / 10)

Film ile ilgili künye, özet ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

Paranın Kokusu | Yönetmen: Ahmet Boyacıoğlu / Senarist: Ahmet Boyacıoğlu / Oyuncular: Murat Kılıç (Mehmet), Şevval Sam (Melek), Emrah Kolukısa (Adnan), Rıza Sönmez (Metin), Erkan Can (Sarhoş Yolcu), Ercan Kesal (Nazmi Bey), Muzaffer Özdemir, Bahadır Çalı, Ecrin Usta, Murat Akal, Zuhal Ergen, Ahmet Yay, Yavuz Gürsoy, Hasan Bülent Kahraman, Burhanettin Al, Aysun İdil, Alen Hüseyin Gürsoy, Şahin Yenişehirlioğlu, Uğur Dökmeci, Tamer Deniz, Can Akal, Sefa Öker, Muttalip Müjdeci, Seda Yeşiltaş, Ferdi Müjdeci, Mert Kara, Fulya Sade, Pınar Yüksel, Samet Dülek, Barış Kaya / Türkiye / 2018 / Renkli / 98´ 

Özet:

Taksi şoförü Mehmet, kahve işletmecisi Metin ve işsiz gazeteci Adnan, Ankara’nın bir kenar mahallesinde yaşamaktadır. Mehmet taksisine binen insanların karıştığı kanundışı işleri arkadaşlarına anlatınca taksiye bir kamera koyarlar. Zengin bir iş adamına ait kayıt, şantaj ile para almalarını sağlar.

Not: Yukarıdaki paragraf MUBI sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Kalabalık bir oyuncu kadrosu var.
  • Sıcak ve doğal bir film olmuş.
  • Mehmet’in “Kar” hikayesi/anısı güzeldi.
  • Filmdeki mahalle havası “Çinliler Geliyor” (Yönetmen: Zeki Ökten) filmini hatırlatır.
  • “Mehmet Hood”

Âşıklar Bayramı

7 out of 10 stars (7 / 10)

Film ile ilgili künye, özet ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

Âşıklar Bayramı | Yönetmen: Özcan Alper / Senarist: Özcan Alper, Kemal Varol (Kemal Varol’un aynı adlı eserinden uyarlanmıştır. ) / Oyuncular: Kıvanç Tatlıtuğ (Yusuf), Settar Tanrıöğen (Heves Ali), Uğur Uzunel (Salim), Erkan Can (Kul Yakup), Laçin Ceylan (Zere Kadın), Burcu Cavrar (Dilek, Hemşire), Çetin Sarıkartal (Mamoş), Erkan Pektaş (Bekir Çavuş), Pınar Göktaş, Nihayet Şahin (Serap), Can Özmen (Doktor), Şirin Ergüven Hamşioğlu, Süleyman Kabaali (Hamamcı), Çınar Babiz (Çocuk Yusuf), Aydın Şentürk (Genç Heves Ali) / Türkiye / 2022 / Renkli / 102´ 

Özet:

Film, 25 yıl ayrı kaldıktan sonra yolları yeniden kesişen bir baba ve oğlunun hikayesini konu ediyor. Yıllar önce yolları ayrılan Avukat Yusuf ve saz âşığı babası Heves Ali’nin yolu, 25 yılın sonunda yeniden kesişir. Çıktıkları uzun belki de son yolculukta bir araya gelen baba oğul, bu süreçte geçmişyleriyle yüzleşip, gelecekleriyle ilgili olan sorunların üstesinden gelmeye çalışır.

Not: Yukarıdaki paragraf Beyazperde sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Oyunculuklar başarılı.
  • Filmde geçen “Yandı Ha Yandı” türküsünü Kemal Sunal da “Çöpçüler Kralı” (Yönetmen: Zeki Ökten) filminde seslendirmiştir.
  • Yusuf, babası Heves Ali için Duman’ın “Her Şeyi Yak” şarkısını şu şekilde uyarlamak istese:
    Beni yak kendini yak, türkünü yak
    Bir akordun yeter, ben hazırım bak
    İster çal, oyna; istersen öldür
    Aşk için ölmeli (mi) aşk, o zaman (mı) aşk
  • “Inside Heves Ali” | “Sen Türkülerini Yak”
  • “Kefenin Sazı Yok”

Üzgünüz, Size Ulaşamadık

6.5 out of 10 stars (6,5 / 10)

Üzgünüz, Size Ulaşamadık filmi ile ilgili künye, özet ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

ÜZGÜNÜZ, SİZE ULAŞAMADIK | SORRY WE MISSED YOU Yönetmen: Ken Loach / Senarist: Paul Laverty / Oyuncular: Kris Hitchen (Ricky Turner), Debbie Honeywood (Abbie Turner), Rhys Stone (Sebastian ‘Seb’ Turner), Katie Proctor (Lisa Jane Turner), Ross Brewster (Gavin Maloney), Charlie Richmond (Henry Morgan), Alfie Dobson (Jack O’Brien), Micky McGregor (Davis) / İngiltere / 2019 / Renkli / 100´ 

Özet:

En son 2016’da Ben, Daniel Blake filmini izlediğimiz Loach aynı şehirde, Newcastle’da sözleşmeli çalışanların sıkıntılarından yola çıkıyor ve yine gözyaşlarımızı zorlayacak acı-tatlı bir dramı beyazperdeye aktarıyor. “İşçi sınıfının yönetmeni” olarak birçok başyapıta imza atan Ken Loach, bu kez iki çocuklu bir aileye odaklanıyor. Filmde, telefon app’leri çağında kendi kamyonetini almak isteyen Ricky’nin bu hamlesi, evlere bakıcılığa giden eşi Abby’nin düzenli çalışma hayatını sekteye uğratıyor. Loach’un uzun yıllardır birlikte çalıştığı Paul Laverty’nin senaryosunu yazdığı film, Mayıs ayında Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarıştı.

Not: Yukarıdaki paragraf Film Ekimi sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Oyunculuklar başarılı.
  • Yönetmenin bir önceki kurmaca uzun metraj filmi “Ben, Daniel Blake | I, Daniel Blake” daha başarılı bir film olmuştu. O filmle ilgili Öylecine Bir Aşk sayfasındaki değerlendirme yazısına buradan erişebilirsiniz.
  • Ricky’nin teslimat yaptığı bir müşteri ile yaptığı futbol muhabbeti/tartışması sahnesi güzeldi.
  • Kargo şirketinin sorumlu amiri Maloney karakterinin çalışanları sömürme, köle gibi kullanma tavırları Kemal Sunal’ın başrolünde yer aldığı “Yoksul” (Yönetmen: Zeki Ökten) filmindeki Odacı Sülüman Bey’i (Yaman Okay) hatırlatır.

Üzgünüz, Size Ulaşamadık Filmi için Öylesine İsim Önerileri 

  • “Üzgünüz, Size Ulaşırken Kendimizi Kaybettik”.
  • “Newcastle’ye kargo için giderken evdeki bulgurdan olmak”
  • “Ricky Balboa”

Güvercin Filmi Üzerine Öylesine Notlar

"Güvercin" filminden bir sahnede Yusuf ile güvercini Maverdi

Güvercin filmi ile ilgili künye, sinopsis ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

GÜVERCİN | THE PIGEON | Yönetmen: Banu Sıvacı / Senarist: Banu Sıvacı / Oyuncular: Kemal Burak Alper (Yusuf), Ruhi Sarı (Halil), Demet Genç (Rumeysa), Michal Elia Kamal (Gülfem) / Türkiye / 2018 / Renkli / 78´

Sinopsis:

Yusuf, Adana’nın kenar mahallelerinden birinde, ağabeyi ve ablasıyla birlikte yaşayan bir gençtir. Oturdukları evin çatısında, ölen babasından kalan güvercinlerini tutkuyla besleyip eğitmektedir. Yusuf, Maverdi adını verdiği dişi güverciniyle özel bir bağ kurmuştur. Ağabeyi Yusuf’a, çalışması ve para kazanması konusunda baskı yapar. Kuşlarından başka bir dünyayı tanımayan Yusuf, çalışma hayatı ve mahallesinin gerçekleriyle yüzleşir.

Not: Yukarıdaki paragraf Başka Sinema sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Bir ilk film olarak başarılı bir çalışma olmuş.
  • Yusuf karakterini canlandıran Kemal Burak Alper iyi bir performans ortaya çıkarmış.
  • Filmde yer alan güvercinler de gerçekten iyi oyunculuk sergilemiş.
  • Filmin zayıf yönü hikaye örgüsündeki konuların yavan ve kısır kalması olmuş.
  • Zayıf yapılı olan Yusuf’un kendisi de kuş kadar besleniyor.
  • Yusuf karakteri bana biraz Zeki Ökten ve Ömer Kavur filmlerindeki saf ve iyi yürekli insan temsillerini hatırlatıyor.
  • Yusuf’un içine kapanık olması, yalnızlık çekmesi, vefat etmiş anne-babasını özlemesi “Yumurta” (Yönetmen: Semih Kaplanoğlu) filminde başrolde yer alan Yusuf (Nejat İşler) karakterini anımsatıyor. Bu arada iki filmde de Yusuf karakterinin “yumurta” ile olan sahneleri yer almakta. “Yumurta” filmi ile ilgili Öylecine Bir Aşk sayfasındaki değerlendirme yazısına buradan erişebilirsiniz.

    Güvercin Filmi için Öylesine İsim Önerileri 

  • “Yusuf ile Maverdi”
  • “Güvercinleri Seyreden İnsan”

 

Rauf

image

Filmin Künyesi:

RAUF | Yönetmen: Soner Caner, Barış Kaya / Senarist: Soner Caner/ Oyuncular: Yavuz Gürbüz (Ahmet), Alen Hüseyin Gürsoy (Rauf), Veli Ubic (Bedo), Muhammed Ubic (Zeman), Şeyda Sözüer (Zana) / Türkiye / 2016 / Renkli / 94´

Sinopsis:

Kars’ın bir köyünde görünmeyen bitmez bir savaşın gölgesi altında yaşayan 9 yaşındaki Rauf, sevdiği kız Zana için pembe rengi bulmak üzere bir yolculuğa çıkar. Zana, Rauf´un yanında çıraklık yaptığı marangozun 20 yaşındaki kızıdır. Rauf için pembe, hayallerindeki aşkın rengidir; umut etme cesaretinin ve hiç görmediği barışın rengidir… Pembeyi arayışı kızı gülümsetme arzusuyla başlar, fakat gri bir dünyada yaşayacağı deneyimler Rauf’a siyah ve beyazı da öğretecektir…

Not: Yukarıdaki paragraf Beyazperde sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • “Bir Rengin Peşinde”
  • “Korkusuz Korkuluk”
  • Filmin hem Kars’ta geçmesi hem de çocuklarla ilgili olması “Kar Korsanları” (Yönetmen: Faruk Hacıhafızoğlu) filmini hatırlatıyor.
  • Korkuluğu gömme fikri güzeldi.
  • “Hero (Kahraman) Dede” filme renk katmış. “Çinliler Geliyor” (Yönetmen: Zeki Ökten) filminde Salih Kalyon’un hayat verdiği Koreli karakterini hatırladım.
  • “Çiçek Rauf”
  • Rauf ile arkadaşının konuştukları bir sahnede kameranın balonları gösterdiği sahne güzeldi.
  • Final sahnesi güzel ve şiirseldi.

Kalandar Soğuğu

image

Filmin Künyesi:

KALANDAR SOĞUĞU | Yönetmen: Mustafa Kara / Senarist: Mustafa Kara , Bilal Sert / Oyuncular: Haydar Şişman (Mehmet), Nuray Yeşilaraz, Hanife Kara, İbrahim Kuvvet / Türkiye / 2015 / Renkli / 134´

Sinopsis:

Karadeniz’in bir dağ köyünde, ailesiyle birlikte yaşayan Mehmet, bir yandan beslediği birkaç hayvanla, günlük ihtiyaçlarını temin ederken, diğer yandan büyük bir tutkuyla; dağlarda maden rezervi aramaktadır. Zamanla umutsuz bir çabaya dönüşen maden arama fikri Mehmet’in duyduğu bir haberle yerini yeni bir maceraya bırakır; Mehmet Artvin’de gerçekleştirilecek olan boğa güreşlerine katılacaktır. Sıradan bir yaşam mücadelesi gibi görünen bu hikâyenin arka planında, dokunaklı bir hayatın, inceden inceye örülen bir mücadelenin ve doğa, insan, hayvan ilişkisinin naif bir portresi çizilmektedir.

Not: Yukarıdaki paragraf Başka Sinema sayfasından alınmıştır.

Artılar

  • Filmi oldukça beğendim.
  • Film yönetimi, görüntü yönetimi ve oyunculuklar başarılı.

Eksiler

  • Artvin’deki Kafkasör Şenlikleri ile ilgili daha anlaşılır bir bilgi akışı olsa daha iyi olabilirdi.
  • Çocukların okul durumundan hiç bahsedilmiyor.

Keşif

  • Mehmet’in dağlarda maden araması yaptığı sahnelerden birinde kamera bize bir kaya parçasının yuvarlanışını gösteriyor. Bu sahne bana “Bir Zamanlar Anadolu’da” (Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan) filmindeki yuvarlanan elma sahnesini anımsattı.
  • Poyraz’ın yarışı kaybetmesinden sonra İbrahim’in alnında beliren çizgiler çok şey anlatıyor.
  • Karamsar giden filmin sonunun umuda yönelmesi güzel olmuş. Mehmet’in hasta olan oğlu sayesinde kaybolan Poyraz bulunuyor. Öte yandan salyangozlar sayesinde de belki de Mehmet’in peşinde olduğu maden bulunuyor.
  • Mehmet için asıl madeni aslında ailesi. Gece uyumayıp ona yemek hazırlayan, yarışı kazansınlar diye oruç tutan annesi; hem evin hem de ahırın işlerini çekip çeviren eşi; ona işinde yardımcı olan çocukları.
  • Mehmet’in ufak oğlunun hastalığı ve onun bu durum karşısında tıbbi bir çözüm arayışına girmemesi “Gelin” (Yönetmen: Ömer Lütfi Akad) filmini hatırlattı.
  • Film içerisinde kullanılan temalar/nesneler zihnimde başka filmlere ilişkin referansların belirmesini sağladı. Şöyle ki, salyangoz kullanımı “Sarmaşık” (Yönetmen: Tolga Karaçelik) filmi; boğa ile kurulan dostluk “Sivas” (Yönetmen: Kaan Müjdeci); son umut olarak boğanın yarışlara götürülmesi “Sürü” (Yönetmen: Zeki Ökten); boğanın ortadan kaybolması “Nabat” (Yönetmen: Elçin Musaoğlu) filmi.
  • Sinemamıza yeni bir Nuri Bilge Ceylan geliyor olabilir.

Öylesine

  • “Poyraz Kalandar”
  • “Umut fakirin madenidir”

Amcam

image

Filmin Künyesi:

AMCAM | MON ONCLE| Yönetmen: Jacques Tati / Senarist: Jacques Lagrange, Jean L’Hôte, Jacques Tati / Oyuncular: Jacques Tati (Monsieur Hulot), Jean-Pierre Zola (Charles Arpel), Adrienne Servantie (Madame Arpel), Alain Bécourt (Gerard Arpel) / Fransa / 1958 / Renkli / 117´

Sinopsis:

Jacques Tati’nin hem yönettiği hem başrolünü oynadığı, senaryosunu yazıp yapımcılığını da üstlendiği bu film, geleneksel ahlâk değerlerinin oluşturduğu yaşam tarzı ile tüketim toplumunun ortaya çıkardığı kargaşa ve koşuşturma arasındaki çelişkiyi vurguluyor. 2. Dünya Savaşı sonrasında Fransa’da başlayan Amerikan tarzı tüketim sevdasını, geleneksel mimarinin yok edilip yerini soğuk modern yapıların almasını ve otomobil çılgınlığını eleştiriyor. Film, betimlenen absürt modern mimarinin vurgulanabilmesi için Henri Schmitt’in tasarımı olan bir dekorda çekilmişti.

Not: Yukarıdaki paragraf İstanbul Modern sayfasından alınmıştır.

Artılar

  • Filmi oldukça beğendim. Filmin mizahi dili ise özellikle başarılı.
  • Oyunculuklar iyi bir seviyede.
  • Filmin müziği pek güzel.

Eksiler

  • Kimi sahnelerde yakın kamera çekimi tercih edilebilirdi diye düşündüm.
  • Amcanın yeğenine aynı ölçüde ve karşılıkta bir sevgi beslediğini pek hissedemiyoruz.

Keşif

  • Amcanın yaşadığı daireye çıkması sırasında kameranın tam karşı açıdan bize tüm süreci gösterdiği sahneyi başarılı buldum.
  • Amcanın, kardeşi ve yengesinin evde verdiği partiye katıldığı sahne oldukça keyifliydi.
  • Çağdaş ev ile geleneksel ev arasındaki zıtlıklar iyi bir şekilde aktarılmış.
  • Konusunun bir amca/dayı ve yeğen arasındaki dostuluğu, bağlılığı da içermesinden dolayı bu film aklıma “Sevgili Dayım” (Yönetmen: Zeki Ökten) filmini getirdi.

Öylesine

  • Bulunamadı.

Sürü

image

Filmin Künyesi:

SÜRÜ | THE HERD | Yönetmen: Zeki Ökten / Oyuncular: Tarık Akan (Şivan), Melike Demirağ (Berivan), Tuncel Kurtiz (Hamo), Meral Niron (Sülo’nun Eşi), Levent İnanır (Sülo), Güler Ökten (Sıddık’ın Eşi), Savaş Yurttaş (Sıddık), Yaman Okay (Abuzer), Şener Kökkaya (Çerçi) / Türkiye / 1978 / Renkli / 129´

Sinopsis:

Yılmaz Güney´in yazdığı, Zeki Ökten´in yönetmenliğini üstlendiği Sürü´nün en etkileyici özelliği destansı bir hikâyeyle, toplumsal gerçekçi bir tablo çizmesi. Veysikanlar ile Halilanlar aşiretleri arasında yıllardır süren husumet, Halilanların Veysikanlardan Şivan´a kızkardeşleri Berivan´ı vermesiyle çözülmeye çalışılmıştır. İki ailenin birleşmesi ve böylelikle de temelli barışın tesisi amaçlanmıştır. Ancak bebekleri bir bir ölen Berivan lal olmuş, Şivan´ın babası da onu iyiden iyiye uğursuz bellemiştir. Berivan´ı bir gölge gibi takip ederek onunla konuşmaya çalışan ağabeyleri bir yanda, sürekli üstlerine karabasan gibi çöken baba hükümleri diğer yanda, Şivan ve Berivan kafeste çırpınan birer kuş gibi sıkışmıştır bu âlemde. Tek çare, çıkıp gitmektir. Bu esnada, ufuktaki tepelerde hep bir traktör görünür. Makinenin gelişiyle birlikte araziler tarıma açılmakta, tarlalar genişlemekte, hayvancılık ölmektedir. Traktörün giderek yakınlaşması ve ufuktaki arazilerin giderek daha fazlasının tarlaya dönüşmesiyse, yeni ekonomik düzenin bu topraklara ulaşmasını ifade eder. Koyunlarını trenle Ankara´daki alıcıya götüren Veysikanlar yol boyunca büyük kente yaklaştıkça bu düzenin türlü yüzleriyle karşılaşacak, incitilecek, kandırılacak ve sömürülecektir. Ankara´ya varışları ise iyice çıkışsızlığa sürüklenmeleri ve perişan halde kentte bir bir yok olmalarıyla sonuçlanacaktır.

Not: Yukarıdaki paragraf İKSV sayfasından alınmıştır.

Artılar

  • Filmi oldukça beğendim.
  • Yönetim, senaryo, oyunculuklar, müzik hepsi oldukça başarılı.

Eksiler

  • Mirza ve Abuzer’in filmden çıkmaları tam olarak yansıtılamamış.
  • Berivan hasta iken hep birlikte Ankara’da gazinoya gitme isteği pek anlaşılamıyor.

Keşif

  • Berivan’ın halindeki ürkeklik ve mahzunluk beslediği kekliklerden belli. İkisi de kafese sokulmuş gibi.
  • “Berivan” karakterinde Melike Demirağ sessizliğiyle renk katmış.
  • Sıddık’ın çocuğu “Düttürü Dünya” (Yönetmen: Zeki Ökten) filmindeki Dütdüt Mehmet’in (Kemal Sunal) kızını hatırlattı.
  • Tren yolculuğundaki sahneler oldukça çarpıcı ve güzeldi.
  • Gerçeklerin sertçe dile getirildiği sahneler güzeldi.

Öylesine

  • Demir ağlarla ördük
    Sürü filmini dört baştan”

Nefesim Kesilene Kadar

image

Filmin Künyesi:

NEFESİM KESİLENE KADAR | Yönetmen: Emine Emel Balcı / Oyuncular: Esme Madra (Serap), Riza Akin (Baba), Gizem Denizci (Dilber) / Türkiye / 2015 / Renkli/ 94´

Sinopsis:

Serap bir tekstil atölyesinde ortacıdır. Ablası ve eniştesiyle birlikte yaşamak, onun için giderek çekilmez bir hal almıştır. Serap’ı ayakta tutan tek şey, uzun yol şoförü olan babasıyla yeni bir eve çıkabilme umududur. Sürekli uzaklarda olan babasının kayıtsızlığı arttıkça köşeye sıkışan Serap, ipleri eline almaya karar verir.

Not: Yukarıdaki paragraf Başka Sinema sayfasından alınmıştır.

Artılar

  • Esme Madra’nın ve Gizem Denizci’nin oyunculukları başarılı.

Eksiler

  • Filmin finali daha iyi olabilirdi.

Keşif

  • Film genel anlamda vasat sayılır.
  • Sonlara doğru dahil olan Serap’ın yetiştirme yurdundan arkadaşı filme oldukça olumlu bir katkı yapmış.
  • Serap, babası ile ilgili düşüncelerinde, hayallerinde aslında bir “serap” görmüş.
  • Konu ve işleniş açısından akıllara “Zerre” (Yönetmen: Erdem Tepegöz) filmini getirse de başarı çıtası daha düşük.
  • “Yoksul” (Yönetmen: Zeki Ökten) filmindeki gibi bir sınıf atlama çabası da var bu filmde.

Öylesine

  • Bulunamadı.

Çöldeki İzler

image

Filmin Künyesi:

ÇÖLDEKİ İZLER | TRACKS | Yönetmen:  John Curran  / Oyuncular:  Mia Wasikowska (Robyn Davidson), Adam Driver (Rick Smolan), Emma Booth (Marg), Melanie Zanetti (Annie), Jessica Tovey (Jenny), Rainer Bock (Kurt Posel), Carol Burns (Bayan Ward), Robert Coleby (Pop), Tim Rogers (Glendle), Bryan Probets (Geoff), Roly Mintuma (Eddie), John Flaus (Sallay), Felicity Steel (Gladdy), Darcy Crouch (Tolly), Daisy Walkabout (Ada)  / İngiltere, Avustralya / 2013 / Renkli / 110´

Sinopsis:

John Curran’ın yeni filmi Tracks, Avustralyalı yazar Robyn Davidson’ın kendi anılarını kaleme aldığı aynı adlı kitabından bir uyarlama. Mia Wasikowska’nın Davidson’ı canlandırdığı film, yazarın köpeği ve dört deveyle 1977 yılında Avustralya çöllerinde yaptığı yolculuğu konu alıyor. Adam Driver ise, Davidson’ın yolculuğunu kaydeden National Geographic fotoğrafçısı Rick Smolan rolünde. Film büyüleyici görüntüler eşliğinde nefes kesici bir yolculuğu anlatırken; genç bir kadının meydan okuyuşuyla feminizmden, hikâyenin geçtiği coğrafya nedeniyle sömürgeciliğe kadar pek çok temaya da değiniyor. Yönetmen John Curran, New York’tan Avustralya’ya yerleştiği dönemde, 80’li yıllarda keşfetmiş Robyn Davidson’ın kitabını. Genç kadının bir anlamda kendisini de keşfetmek için yaptığı bu yolculuğu, kendi yolculuğuna çok yakın bulan Curran, yıllar sonra bu uyarlamayı yapmaktan büyük heyecan duymuş.

Artılar

  • Mia Wasikowska’nın oyunculuğunu oldukça başarılı buldum.
  • Gökyüzünden yapılan görüntü çekimlerini başarılı buldum.
  • Genel anlamda film için vasatın biraz üstü diyebilirim.

Eksiler

  • Müzik kullanılmayıp sadece doğanın kendi sesini dinlesek daha mı iyi olurdu diye düşündüm.
  • Robyn’in babası ve ablasının filmdeki varlığı/etkisi çok zayıf geldi bana.
  • Yolculuk öncesinde Robyn’in yanına uğrayan arkadaşlarının kısa süreli rock müzik etkinliği tüm o melankolik havayı bozuverdi 🙁

Keşif

  • Robyn’in bu yolculuğu belki de onun annesini ya da ilk köpeğini arama hikayesi bir açıdan da.
  • Yolculuk sırasında Robyn’in karşılaştığı Eddie karakteri dikkatimi çekti. Oranın bir yerlisi olan Eddie genellikle kendi dilince bir şeyler konuşur ve Robyn onunla bir şekilde anlaşır. Bu durum bana “Yoksul” (Yönetmen: Zeki Ökten) filminde Yoksul (Kemal Sunal) ile sürekli tesbih çeken, dua eden ama normal şekilde konuşamayan (büyük ihtimalle dilsiz) Hacı (Mustafa Suphi Baltacı) arasındaki ilişkiyi hatırlattı.
  • Dayanamıyorum diye çıldıran Robyn yangınını Rick ile yaptığı bir sevişme ile söndürüp yolculuğuna kaldığı yerden devam ediyor.
  • Çölün ortasındaki arayış teması bana “Nokta” (Yönetmen: Derviş Zaim) filminde Tuz Gölü’ndeki arayışı hatırlattı.
  • Robyn’in çöl yolculuğu sırasınca karşılaştığı ve ona yardımcı olan karakterleri onun hayatındaki diğer kişilerle aşağıdaki gibi ilişkilendirebiliriz.
    Eddie – Deve bakıcılığını öğreten Afganlı adam
    Yaşlı çift – Anne ve Babası
    Yerli kadınlar – Yakın arkadaşları
  • Bu film bana benzer şekilde gerçek bir olaya dayanan bir yolculuk hikayesi anlatan “Kon-Tiki” (Yönetmen: Joachim Roenning , Espen Sandberg) filmini hatırlattı. Kon-Tiki filminde Norveçli kaşif Thor Heyerdahl’ın Pasifik Okyanusu’nu 1947’de 5 kişilik bir ekip ile geçme hikayesi anlatılmıştı. Kon-Tiki filmini bu filme göre daha başarılı buldum.
  • Develerin bir ara kaybolması durumu bana “Tosun Paşa” (Yönetmen: Kartal Tibet) filmini hatırlattı. O filmde gerçekten develer Şaban’ın (Kemal Sunal) eşeğine uyup ortalıktan kaybolmuşlardı. İyi ki bu filmde Robyn’in köpeği Diggity’ye uyup da kaybolmadı develer 🙂

Öylesine

  • “Çöller Kızı Robyn”
  • “Çöl dedi gözlerim”
  • “İzler çölün aynasıdır”
  • Çöl yolculuğu için kararlı olan “Develi Kadın” Robyn için “Kibar Feyzo” (Yönetmen: Atıf Yılmaz) filminde bir sahnede geçen şu şekildeki bir sesleniş nasıl olurdu acaba : “Hele sen ne diysen Sekine Kadın” 🙂