Buğday

image

Filmin Künyesi:

BUĞDAY | GRAIN | Yönetmen: Semih Kaplanoğlu / Senarist: Semih Kaplanoğlu, Leyla İpekçi / Oyuncular: Jean-Marc Barr (Prof. Erol Erin), Ermin Bravo (Cemil Akman), Grigory Dobrygin (Andrei), Cristina Flutur (Alice) / Türkiye / 2017 / Siyah-Beyaz / 128´

Sinopsis:

Yakın ve belirsiz bir gelecekte, ani bir iklim değişimi meydana gelmiş ve yeryüzündeki yaşamı yok oluşa doğru sürüklemiştir. Sınırların yeniden kurulduğu yeni dünyada, göçmen halklar manyetik kalkanlarla korunan şehirlere kabul edilmek için kamplarda bekletilmektedir. Bir diğer sorun ise genetiğiyle oynanmış tohumların sürdürülebilirliği konusunda yaşanan kaostur.

Parlak kariyerini ve şehri terk edip modern hayata sırtını dönen Cemil’le, tohum genetiği uzmanı Profesör Erol Erin’in yolları Ölü Topraklar bölgesinde kesişir. Yeşertecekleri tohumları aramak için çıktıkları yolculuk, Erol’un bugüne kadar öğrendiği her şeyi değiştirecektir…

Not: Yukarıdaki paragraf Kaplan Film sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda başarılı buldum.
  • Yönetmenlik açısından iyi bir iş kotarılmış.
  • Filmin finalini başarılı buldum.
  • Senaryoda bazı zaaflar yer almakta.
  • Derviş Zaim’in “Rüya” filminde yapmak isteyip de yapamadığını Semih Kaplanoğlu bu filmde yapmış sanki.
  • Filmin kurguladığı gelecek biçimi ve ayrılmış bölge uygulaması “Son Şans” (Yönetmen: Ari Folman) filmini hatırlattı bana.
  • “Erol Rublev”
  • “Buğday Mirror”
  • “Bu Kaoslar Neden Cemil?”

Beden ve Ruh

image

8 out of 10 stars (8 / 10)

Filmin Künyesi:

BEDEN VE RUH | ON BODY AND SOUL | Yönetmen: Ildikó Enyedi / Senarist: Ildikó Enyedi / Oyuncular: Géza Morcsányi (Endre), Alexandra Borbély (Mária), Zoltán Schneider (Jenö) / Macaristan / 2017 / Renkli / 116´

Sinopsis:

Bir mezbahada yöneticilik yapan ve pek de konuşkan sayılmayan Endre’nin hayatı, mezbahayı denetlemek için gelen Maria’nın ortaya çıkması ile tamamen değişir. Endre, görür görmez etkilendiği Maria’ya karşı olan duygularını kendine bile söyleyemez. Maria’nın kılı kırk yaran tavrı da bu durumu kolaylaştırmamaktadır. Fabrikada gerçekleşen hırsızlık olayının soruşturması devam ederken bu iki insan aslında her gece kimsenin bilmediği bir alemde buluşmaktadır.

Not: Yukarıdaki paragraf Başka Sinema sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi oldukça beğendim. Gerçekten güzel bir film olmuş.
  • Oyunculuklar başarılı.
  • Filmin hikaye ve kurgusu da oldukça iyi.
  • Görsel atmosfer ve görüntü yönetimi başarılı.
  • Psikolog, Endre’nin ve Mária’nın kendisi ile geyik yaptıklarını düşündü ama gerçekten de geyiklerdi.
  • Yemekhane sahnelerindeki insan yaşamına ve gündelik hayata dair döngüsellik “Paterson” (Yönetmen: Jim Jarmusch) filmini hatırlatıyor.
  • “Duyuların Sessizliği”
  • “Rüyalar Gerçek Olsa”
  • “Dokununca Var Olan Hikayeler”
  • “Dokunmayın Mariama”

Rüya

image

Filmin Künyesi:

RÜYA | Yönetmen: Derviş Zaim / Senarist: Derviş Zaim / Oyuncular: Gizem Erdem (1. Sine), Ebru Helvacıoğlu (2. Sine), Dilşad Bozyiğit (3.Sine), Gizem Akman (4. Sine), Mehmet Ali Nuroğlu (Yaren), Enis Arıkan (Hakan) / Türkiye / 2016 / Renkli / 106´

Sinopsis:

Sine günümüzdeki mimarlık pratiğinin aldığı biçimden hoşlanmayan genç bir kadın mimardır. Yedi uyuyanlar menkıbesinden hareket ederek mağara biçiminde bir farklı bir cami modeli tasarlamıştır. Ancak inşaat bir sürü problem nedeni ile yarım kalır. Stres nedeni ile Sinede uyku hastalığı başgösterir. Sine sonunda bir uyku hastalıkları merkezinde tedavi olmayı kabul eder, merkezde iken bir düş görür: Düşünde yedi uyuyanlar mitinin içindedir ve olaylara şahit olmaktadır. Rüyadan uyanır, ancak fiziksel ve ruhsal olarak değişmiştir. Etrafındaki kimse ondaki bu değişikliği farketmez. Sine uyku hastalıkları kliniğine her gidişinde fiziki ve ruhi olarak değişir; her değişimde ise etrafındaki engellere ve kendi meselelerine daha evvel yaptıklarından farklı biçimde yanıt vermeye başlar.

Not: Yukarıdaki paragraf Başka Sinema sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Keşke bu film gerçekten bir rüya olarak kalsaydı.
  • Derviş Zaim’den böyle bir film çıktığını görmek olumsuz anlamda şaşırtıcı oldu. “Balık” filmi ile birlikte yönetmen bir düşüş sürecine girmiş gibi geldi bana.
  • Oyunculuklarda bir ruh eksikliği vardı.
  • Hikaye iyi aslında ama senaryoda ciddi açık noktalar var.
  • Hikayedeki maneviyatın aksine filmin kendisinde bir yavanlık söz konusu.
  • Medyaya gerçekleri açıklama fikri/yöntemi “Yüz Numaralı Adam” (Yönetmen: Osman Fahir Seden) filmini hatırlattı.
  • “Rüyalar Gerçek Olmasa”
  • Filmde de sıkça kullanıldığı gibi Derviş Zaim de bizim gazımızı almış.

Karda Bir Beyaz Kuş

image

Filmin Künyesi:

KARDA BİR BEYAZ KUŞ | WHITE BIRD IN A BLIZZARD | Yönetmen: Gregg Araki / Oyuncular: Shailene Woodley (Kat Connor), Eva Green (Eve Connor), Christopher Meloni (Brock Connor), Shiloh Fernandez (Phil), Gabourey Sidibe (Beth), Thomas Jane (Dedektif Scieziesciez), Dale Dickey (Bayan Hillman), Mark İndelicato (Mickey), Sheryl Lee (May), Angela Bassett (Dr. Thaler) / ABD / 2014 / Renkli / 91´

Sinopsis:

En son kıyamet komedisi Kaboom / Gümmm! ile geçtiğimiz Filmekimi’nde izlediğimiz Gregg Araki’nin üç yıl aradan sonra çektiği bu ilk film, sıradışı ve gizem dolu bir dram ve bir büyüme öyküsü. Kusursuz ev kadını, güzel, çekici, gizemli ve huzursuz Eve ortadan kaybolunca, 17 yaşındaki kızı Kat, yıllardır onu ezen duygusal baskılardan kurtulmanın heyecanıyla annesinin yokluğunu hiç yadırgamaz. Cinselliğini keşfedip bir yandan büyüme sancıları çekerken bir yandan da rüyalarında annesinin yardım çağrılarını görmeye devam eder. Ne var ki, zaman geçtikçe Kat, sonunda kendi inkarını görecek ve annesinin gidişi hakkındaki gerçekleri kabullenecektir.

Artılar

  • Eva Green ve Shailene Woodley başarılı bir oyunculuk sergilemişler.

Eksiler

  • Filmi genel anlamda vasat buldum.
  • Dedektif karakterindeki oyunculuk pek doğal değildi biraz eğreti duruyordu.
  • Filmin hikaye derinliği çok kuvvetli değil.

Keşif

  • Kat’ın ergenlik dönemi davranış ve tavırları bana “Genç ve Güzel” (Yönetmen: François Ozon) filmindeki Isabelle (Marine Vacth) karakterini hatırlattı.
  • Eve karakterini hem sima hem de tavır anlamında “Mavi Kadife” (Yönetmen: David Lynch) filmindeki Dorothy Vallens (Isabella Rossellini) karakterine benzettim.
  • Kat’ın çocukluk dönemine dair sahneleri sempatikti.

Öylesine

  • Beyaz bir kuştu gönlüm
    Elimden uçtu annem”