Violette

image

Filmin Künyesi:

VIOLETTE | VIOLETTE   | Yönetmen:  Martin Provost  / Oyuncular:  Emmanuelle Devos (Violette Leduc), Sandrine Kiberlain (Simone de Beauvoir), Olivier Gourmet (Jacques Guérin), Catherine Hiegel (Berthe Leduc), Jacques Bonaffe (Jean Genet), Olivier Py (Maurice Sachs), Nathalie Richard (Hermine), Erwan Creignou (Marcel), Jean-Paul Dubois (Ernest)  / Fransa / 2013 / Renkli / 139´

Sinopsis:

Martin Provost’un Toronto Film Festivali’nde prömiyerini yapan filmi Violette, adını Fransız kamuoyunda kadın cinselliği, kürtaj gibi meseleleri tartışmaya açan ilk yazarlardan Violette Leduc’ten alan bir dönem filmi. Evlilik dışı bir ilişkiden doğan Violette, yıllarca çaba gösterdikten sonra ancak 1964 yılında La Bâtarde / Piç adını verdiği anılarıyla şöhreti yakaladı. Violette’in ünlü kadın yazar Simone de Beauvoir ile ömür boyu süren dostluğu ve Jean Genet ile mesleki yakınlığını merceği altına yatıran film, feminizm, dostluk ve edebiyat kavramlarını da sorguluyor. “Violette hakkında bulduklarım ne kadar artarsa, içinde sakladıkları beni o kadar etkiliyordu; kırılganlığı, kırgınlığı, ki bunlar yanında herkesin bildiği skandallara karışan şatafatlı kişiliği (yani şöhrete kavuştuğu 1960’lardan sonra) beni pek ilgilendirmedi, bir maske sayılırdı bunlar. Hayat ona iyi davranmadı. İnsanlar onun zor olduğunu söylerdi. Ama bu bana yetmedi.” – Martin Provost

Artılar

  • Filmi oldukça etkileyici ve başarılı buldum.
  • Emmanuelle Devos’un ve Sandrine Kiberlain’in oyunculukları çok iyiydi.

Eksiler

  • Bulunamadı.

Keşif

  • Violette’in ürettiği kitaplar ile hayatındaki değişimler dikkatimi çekti. “Boğulmak” kitabını yazıyor sonrasında kurtuluyor boğulmaktan; “Açlık” kitabını yazıyor sonrasında eli para görmeye başlıyor; “Fırtınalar” kitabını yazıyor sonrasında hayatı durgunluk dönemine giriyor; Son olarak “Piç” kitabını yazıyor sonrasında herkes tarafından sahipleniliyor/tanınıyor.
  • Filmin son karesi muhteşem. Sanki bir Claude Monet tablosu gibi.
  • Violette’in hayal olarak gördüğü sahneler güzeldi. Özellikle de annesini gelinlikle karnını tekmelerken gördüğü sahne anlamlıydı.
  • Violette biraz uzaklaşmak için bir seyahate çıkıyor. Buradaki bir sahnede Violette’i mastürbasyon yaparken görüyoruz. Kameranın sonrasında bize gürüldeyen nehri göstermesini anlamlı buldum.
  • Bir sahnede Violette’i seyahat için gittiği yerde iki ağacın kökleri arasında dururken görüyoruz. Bunu Violette’in kadın-erkek kimliği arasındaki arada kalmışlığı şeklinde okuyabilir miyiz acaba?
  • Violette ile Simone’in ikili sahneleri çok güzel çekilmiş. Hele o tiyatrodaki sahnede, kamera bize onları seyirci koltuklarında yüzleri sahneye dönük arka arkaya otururlarken gösteriyor ya, muhteşem.
  • Filmden aklımda kalan bir replik: “Sokakta, kadınlar güzeldir dönüp güzelliklerine bakarlar; çirkindir dönüp çirkinliklerine bakarlar.”
  • Filmden bir replik: “Koleksiyoncuları sevmem ölü şeyleri toplarlar. Oysa kelimeler canlıdır.”
  • Simone belki de Violette’te kendisinde olmayan kırılgan tarafı gördüğü için ona daha çok yaklaştı.
  • “Kelebeğin Rüyası” (Yönetmen: Yılmaz Erdoğan) filminde nasıl şiire övgü ve saygı duruşu varsa; bu filmde de romana/yazmaya övgü ve saygı duruşu var.

Öylesine

  • “Violet Violette”
  • “Çığlıklar ve Fırtınalar”
  • “Simone ve Violette”
  • “Violette’in Simonu”
  • “Violette Leduc, 1950”
  • Violette Leduc’un sinemadaki temsilcisi Catherine Breillat olabilir.