Söz Senettir

6.5 out of 10 stars (6,5 / 10)

Film ile ilgili künye, özet ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

Söz Senettir | Es Gilt Das Gesprochene Wort | Yönetmen: İlker Çatak / Senarist: Nils Mohl, İlker Çatak ,Johannes Duncker / Oyuncular: Anne Ratte-Polle (Marion), Ogulcan Arman Uslu (Baran), Godehard Giese (Raphael), Jörg Schüttauf (Mark), Johanna Polley (Leonie), Sebastian Urzendowsky (Johann), Lina Wendel (Evi Stade), Sandra Bourdonnec (Colette), Ali Seçkiner Alıcı (İdris), Özer Arslan (Havalimanı Müdürü), Katharina Behrens (Birte), Adnan Devran (Alper), Klaus Frevert (Güvenlik), Özgür Karadeniz (Ferdi), Elisabeth Pieplow (Sandra), Jan Philip Runge (Jaques), Canan Samadi (Thali), Sasun Sayan (Serhat) / Almanya / 2019 / Renkli / 120´ 

Özet:

Yaz tatili için Almanya’dan Türkiye’ye gelen pilot Marion ve partneri müzisyen Raphael’in yolları, jigololuk yapan genç Baran’la kesişir. Bundan sonra ilişkileri üç kişilik bir oyuna dönüşür. Avrupa’ya gitmeyi kafasına koymuş Baran, Marion’a evlenme teklif eder. Hayatını her zaman kontrol altında tutmayı başarmış ama kanser olduğunu öğrendikten sonra her şeyi yeniden gözden geçirmeye başlayan Marion ise ilk defa bir yabancının müdahalesine izin verir ve Baran’ın teklifini kabul eder. Kâğıt üstünde tanıdık gelebilecek bu anlaşmalı evlilik öyküsü, İlker Çatak’ın elinde, neşesi de eksik olmayan, toplumsal cinsiyet rolleri ve tek eşli ilişkilerin çizdiği çemberleri sürekli esneten, muzip ve dinamik bir romantik drama dönüşüyor.

Not: Yukarıdaki paragraf İstanbul Modern sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda başarılı buldum.
  • Başrolde yer alan Anne Ratte-Polle, “Gerçek Kesit” TV programındaki bölümlerde yer alan Yeşim Gündoğdu’ya oldukça benzemekte.
  • “Baran Bach”
  • “Söz Senetse, Sükut Vadedir”
  • Ümit Besen’in seslendirdiği “Nikah Masası” şarkısını Baran, Marion için uyarlasa aşağıdaki gibi olurdu:
    • Nikahına beni çağır sevgilim
      İstersen mültecin olurum senin
      Bu adam kim diye soran olursa
      Eski bir tanıdık dersin sevgilim

      Hayaller kurardık biz yıllar önce
      Hiç yoktu hesapta ayrılık bizce
      Bilirsin ne kadar görmek isterdim
      Üniformalar içinde seni öylece

Beni Adınla Çağır

image

7 out of 10 stars (7 / 10)

Filmin Künyesi:

BENİ ADINLA ÇAĞIR | CALL ME BY YOUR NAME | Yönetmen: Luca Guadagnino / Senarist: James Ivory (Senaryo), André Aciman (Roman’ın Yazarı) / Oyuncular: Armie Hammer (Oliver), Timothée Chalamet (Elio), Michael Stuhlbarg (Elio’nun Babası), Amira Casar (Annella), Esther Garrel (Marzia), Victoire Du Bois (Chiara), Vanda Capriolo (Mafalda), Antonio Rimoldi (Anchiese), André Aciman (Mounir), Peter Spears (Isaac) / İtalya / 2017 / Renkli / 130´

Sinopsis:

1983 yazında, İtalya’nın kuzeyinde 17 yaşındaki Elio Perlman (Timothée Chalamet) günlerini, ailesinin 17. yüzyıldan kalma villasında geçirmektedir. Miskince notaların kopyasını çıkarıp, arkadaşı Marzia (Esther Garrel) ile flörtleşmektedir. Bir gün, doktora tezi üzerinde çalışan 24 yaşındaki Oliver (Armie Hammer) Greko-Roman kültür alanında çalışan Elio’nun babasına (Mark Stuhlbarg) yardım etmek için yanlarına gelir. Elio ve Oliver kısa bir süre içinde bu yazın, hayatlarını sonsuza dek değiştireceğini fark ederler.

Not: Yukarıdaki paragraf Başka Sinema sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel olarak başarılı buldum.
  • Oyunculuklar başarılı.
  • Filmin geçtiği mekanlar oldukça pastoral ve güzel.
  • Filmdeki müzikler güzel olmakla birlikte belki biraz fazla kullanılmış olabilir.
  • İkinci bölümde tempo bir ara düşer gibi olsa da sonlara doğru yine gücüne kavuşuyor film.
  • Elio’nun fizyonomisi antik dönem heykellerine benzemekte. Oliver’in aradığı ya da bulmaya çalıştığı heykeldir bu belki de.
  • Günümüz döneminde geçen “Mavi En Sıcak Renktir” (Yönetmen: Abdellatif Kechiche) filminde, aşkı yaşama şekli çağa uygun olarak daha hızlıyken; 1980’lerde geçen bu filmde ise yine çağına uygun olarak aşk daha sakin olarak yaşanmakta.
  • “Call Me By Later”
  • “83′ Yazı”

Bir Yaz Masalı

image

Filmin Künyesi:

BİR YAZ MASALI | DEN BÄSTA SOMMAREN | Yönetmen: Ulf Malmros / Senarist: Ulf Malmros, Lars Johansson / Oyuncular: Kjell Bergqvist (Yngve Johansson), Anastasios Soulis (Mårten), Rebecca Scheja (Annika), Cecilia Nilsson (Bayan Svanström) / İsveç / 2000 / Renkli / 91´

Sinopsis:

Yngve Johansson adındaki sert mizaçlı adam, yazı onunla geçirmeleri için iki çocuğu, Mårten ve Annika’yı evine kabul ediyor ve onların bakımını üstleniyor. Yıllardan 1958, İsveç’in neredeyse Brezilya’yı yenip Dünya Kupası’nı kazandığı yıl… Yngve önceleri çocukların gözünde bir diktatörden farksız gözükse de, çocukların öğretmenine aşık olmasıyla işler değişiyor; iki çocuk, iki yetişkini bir araya getirmek için ellerinden geleni yapmaya çalışıyor. Küçük bir erkek çocuğunun gözünden anlatılan Bir Yaz Masalı, kahkaha ve gözyaşını beraberinde getiren o sımsıcak filmlerden.

Not: Yukarıdaki paragraf Pera Müzesi sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Genel anlamda başarılı bir film olmuş.
  • Diyaloglar başarılı.
  • Annika’nın sevgi ve nefret kutulu oyunu güzel/eğlenceli bir düşünceydi.
  • 1958 Dünya Kupası (Futbol).  Kupa İsveç’te düzenlenmekte. Finalde Brezilya – İsveç karşı karşıya. Brezilyalı efsane futbolcu Pele sahneye çıkmakta ve Brezilya’ya Dünya Şampiyonluğunu kazandırmakta. Filmdeki siyahi piyanist karakteri de filmin Pele’si olarak yorumlanabilir.
  • “Küçük Yaz Yalanları”

Deniz Seviyesi

image

Filmin Künyesi:

DENİZ SEVİYESİ | Yönetmen: Esra Saydam, Nisan Dağ / Oyuncular: Damla Sönmez (Damla), Ahmet Rıfat Şungar (Burak), Jacob Fishel (Kevin), Hakan Karsak (Sabri), Sanem Öge (Nayla) / Türkiye / 2014 / Renkli / 105´

Sinopsis:

Damla, senelerdir New York’ta yaşayan başarılı bir iş kadınıdır. Onu seven Amerikalı kocası ve karnındaki 6 aylık bebeğine rağmen Damla mutsuzdur, aklı hala geçmiştedir ve anne olmaya hazır değildir. Çocukluğunu geçirdiği yazlık evi kuzeninin satacağını öğrenince, Damla kocasıyla beraber Ayvalık’a gider. Damla’nın kendisi ve geçmişi ile barışabilmesi için, yıllar önce orada bıraktığı Burak’a ondan senelerce sakladığı sırrını anlatması gerekir.

Artılar

  • Ahmet Rıfat Şungar’ın oyunculuğu oldukça başarılı.
  • Mira’yı canlandıran çocuk oyuncu çok sevimli ve sempatikti.
  • Bir ilk film olarak başarılı ve izlenmeyi hak ediyor.

Eksiler

  • İzlediğim salondaki kopyada mı öyleydi bilemedim ama İngilizce sahnelerde Türkçe altyazı olmaması iyi bir tercih olmamış.
  • Centilmenliğin ne olduğu ile ilgili Burak ve Damla arasında geçen bir sahne var filmde. Bu sahnedeki diyalogların kalitesi filmin geneline oranla çok ayrıksı ve zayıf kalmış.

Keşif

  • Denizde Mira’ya sarılan ahtapotu bir metafor olarak düşündüm. Damla’nın karnını saran ama onun istemediği bebeği olarak mesela.
  • Senaryo daha güçlü olabilirdi.
  • Mira ve Mehmet ikilisinde belki de Damla ve Burak’ın çocukluklarını görüyoruz. Mira’nın biraz tombiş bir kız olması da Damla’nın hamile görüntüsüne uyumlu olmuş 🙂
  • Damla’nın yazlığa geldiğinde arabanın içinden inmeden önceki o kararsızlığı ve korkusu çok iyi sahnelenmiş.
  • Nayla’nın (Damla’nın kuzeni) evinde kalabalık bir yemek sahnesindeyiz. Dışarıdan gelmekte olan Burak ve sevgilisi İpek de yemeğe davet edilirler. Burak’ın tenindeki su damlası arkasından geçtiği sırada Damla’nın sırtına damlar ve deniz seviyesine ineriz bir an.
  • Burak, Damla, Mira ve Mehmet bir sahnede diğer koya gitmişlerdir. Mira ve Mehmet kum seviyesinde Burak ve Damla’nın çocukluklarını temsil ederken, onlar deniz seviyesinde çocukluklarına dönmeyi arzulamaktadırlar belki de.

Öylesine

  • Biraz arabesk kaçacak olsa da Damla ve Burak’ın şarkısı olarak Ferdi Tayfur’un “Avareyim” geldi aklıma nedense.
    “Ben bir damlayım sen bir denizsin, ben gökte yıldız sen güneşimsin…”
  • “Damla’nın Yazı”
  • “Lost in Translation”