Konformist

image

Filmin Künyesi:

KONFORMİST | IL CONFORMISTA | Yönetmen: Bernardo Bertolucci / Senarist: Bernardo Bertolucci / Oyuncular: Jean-Louis Trintignant (Marcello Clerici), Stefania Sandrelli (Giulia), Gastone Moschin (Manganiello), Enzo Tarascio (Profesör Quadri), Fosco Giachetti (Albay), José Quaglio (Italo), Dominique Sanda (Anna Quadri), Pierre Clémenti (Lino) / İtalya / 1970 / Renkli / 111´

Sinopsis:

1930’lu ve 1940’lı yıllarda Mussolini döneminde ve sonrasında geçen film, genç bir adamın kişiliğinde İtalyan burjuvazisinin faşizme gönüllü kucak açışını ele alır, faşist ideolojinin sosyo-psikolojik kökenlerini irdeler. Toplumsal histeriye uyarak yeni düzene hiç sorgulamadan boyun eğip uyum sağlayan bu zayıf iradeli ‘konformist’ genç (Trintignant), bir yandan geçmişiyle hesaplaşırken, diğer yandan da yabancı bir ülkede devleti adına tetikçiliğe soyunacaktır. Konformist, kısa cümlelerle tanımlamak gerekirse, faşist dönemde bir genç adam için yazılmış ‘yükselmenin el kitabı’ veya faşist işbirlikçiler aleyhine bir iddianamedir. 1970’te ilk gösteriminin yapıldığı Berlin Film Festivali’nde “Altın Ayı” ödülüne aday gösterilen filme, burada “Interfilm Ödülü” ve “Gazeteciler Özel Ödülü” verildi. David di Donatello Ödülleri’nden “En İyi Film David Ödülü”nü aldı.

Not: Yukarıdaki paragraf Pera Müzesi sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Oyunculuklar başarılı.
  • Kamera ve müzik kullanımı etkileyici.
  • Marcello Clerici’nin bir sahnede elindeki silahı etrafına ve kafasına doğrultması “Korkusuz Korkak”(Yönetmen: Natuk Baytan) filmini hatırlattı.
  • Marcello Clerici’nin bir sahnede şapkasını kaybettiğini anlaması ve kapıdan çıkarken ki tuhaf davranışları “Süt Kardeşler” (Yönetmen: Ertem Eğilmez) filmini hatırlattı.
  • “Konforsuz Konformist”
  • Manganiello’nun parkta Marcello Clerici’ye seslenmesi sırasında etrafındakiler tarafından kuşlarla konuşuluyor sanılması “Yedi Bela Hüsnü” (Yönetmen: Natuk Baytan) filmini hatırlattı.
  • Herkesin farklı olmaya çalışırken Marcello Clerici’nin aslında herkes gibi normal olmak istemesi.

Allah İzin Verirse

image

Filmin Künyesi:

ALLAH İZİN VERİRSE | SE DIO VUOLE| GOD WILLING | Yönetmen: Edoardo Falcone / Senarist: Edoardo Falcone, Marco Martani / Oyuncular: Marco Giallini (Tommaso), Alessandro Gassmann (Don Pietro), Laura Morante (Carla), Ilaria Spada (Bianca), Edoardo Pesce (Gianni), Enrico Oetiker (Andrea), Carlo De Ruggieri (Pizzuti), Giuseppina Cervizzi (Rosa) / İtalya / 2015 / Renkli / 87´

Sinopsis:

Senarist Edoardo Falcone´nin ilk yönetmenlik denemesi Allah İzin Verirse, geçen yılın en başarılı İtalyan filmlerinden. Hem izleyicilerin hem de eleştirmenlerin beğenisi toplayan bu komedinin başkarakteri, çok başarılı ancak bir o kadar da kibirli kalp cerrahı Tomasso. Tomasso, kendi işinde ne kadar başarılı olursa olsun aile ilişkilerinde pek iyi değildir. Karısıyla arası son zamanlarda bozuktur ve kızı Bianca´nın da hayatta hiçbir amacının olmamasına katlanamaz. Bunlar yetmezmiş gibi, bütün umudunu bağladığı ve kendisi gibi bir cerrah olmasını beklediği oğlu Andrea tüm hayatını değiştirecek bir karar verdiğini söyler. Tomasso bu haberin şokunu atlatır atlatmaz, oğlunun aklına kimin girdiğini bulmaya koyulur.

Not: Yukarıdaki paragraf İKSV sayfasından alınmıştır.

Artılar

  • Filmi genel olarak beğendim.
  • Oyunculuklar, senaryo ve diyaloglar başarılı.

Eksiler

  • Bianca karakteri biraz fazla karikatürize edilmiş gibi geldi bana.
  • Yer yer biraz skeç havası hakim.

Keşif

  • Dengede bir mizah kullanılmış filmde.
  • Tommaso’nun Rahip ile evdeki tanışma sahnesi oldukça eğlenceliydi.
  • Allah izin verirse Rahip Pietro yaşamaya devam edecek.
  • Marco Giallini Cüneyt Gökçer’e ne de çok benziyor.

Öylesine

  • “The Rahip”

Denizdeki Ateş

image

Filmin Künyesi:

DENİZDEKİ ATEŞ | FUOCOAMMARE| FIRE AT SEA | Yönetmen: Gianfranco Rosi / Oyuncular: Samuele Pucillo (Samuele), Mattias Cucina (Mattias), Samuele Caruana (Samuele), Pietro Bartolo (Pietro), Giuseppe Fragapane (Giuseppe), Maria Signorello (Maria), Francesco Mannino (Francesco), Maria Costa (Maria) / İtalya / 2015 / Renkli / 108´

Sinopsis:

Üç yıl önce Çevreyolu ile Altın Aslan kazanan Gianfranco Rosi, Berlin´den Altın Ayı ile dönen yeni belgeseli Denizdeki Ateş´te günümüzün en acil ve en önemli toplumsal sorununa değiniyor. Film, özellikle Kuzey Afrikalı mültecilerin Avrupa´ya giriş noktası olan, İtalyan adası Lampedusa´da geçiyor. Rosi, adanın çeşitli sakinlerinin hayatını takip ediyor: Bir balıkçı ailesi, bir radyo DJ´i, adada göçmenlerle ilgilenen tek doktor ve 12 yaşındaki Samuele… Bir anlamda filmin yıldızı olan Samuele´nin göz hastalığı, sapanla oynadığı oyunlar, hatta onunla ilgili hemen her şey Avrupa´nın göçmen sorununa yaklaşımıyla ilgili bir metafora dönüşüyor.

Not: Yukarıdaki paragraf İKSV sayfasından alınmıştır.

Artılar

  • Genel anlamda iyi bir film olmuş.
  • Filmin yönetimini başarılı buldum.

Eksiler

  • Radyo DJ’nin filme pek bir katkısı olmamış.
  • Adadaki yaşama dair biraz daha detay aktarılsa iyi olurmuş.

Keşif

  • Samuele filme oldukça güç katmış. Sapan macerası, deniz macerası, okul macerası, doktor macerası …
  • Samuele’nin başından geçen olaylarla mültecilerin yaşadığı durumlar arasında bir paralellik kurulabilir: Sapan ile avlanma (mültecilerin denizdeki tehlikesi), mide tutması (yaşananların kaldırılamaması), göz tedavisi (olayları daha iyi görme), nefes darlığı (iltica etme şartları)
  • Bir mültecinin ağıt formunda konuştuğu bölüm oldukça çarpıcıydı. Denizin yol olmasına dair vurgu ilginçti.
  • Samuele’nin sofrada seslice makarna yemesi bana “Bekçiler Kralı” (Yönetmen: Osman F. Seden) filminde Bekçi Şaban Özgüneş’in (Kemal Sunal) karakoldaki sesli çay içme sahnesini hatırlattı.
  • Filmin ismi ile aynı olan şarkı güzel.

Öylesine

  • “Gece Kuşu Samuele”

Annem

image

Filmin Künyesi:

ANNEM | MIA MADRE | Yönetmen: Nanni Moretti / Oyuncular: Margherita Buy (Margherita), John Turturro (Barry Huggins), Giulia Lazzarini (Ada), Nanni Moretti (Giovanni), Beatrice Mancini (Livia) / İtalya / 2015 / Renkli/ 107´

Sinopsis:

Ergen bir kız, şahane bir anne, bir de kendini beğenmiş Amerikalı film yıldızı. Hayatı alt üst olmuşken yeni filmini bitirmeye çalışan kadın yönetmenin son dertleri bunlar. Sinemacı Margerita annesinin ölümcül bir hastalığa yakalanmasıyla duygusal açıdan yıkılmıştır. Sanki yetmezmiş gibi, (Moretti’nin canlandırdığı) aşırı dirayetli abisi sayesinde kendini iyice yetersiz hissetmeye başlar.

Çektiği filmin Amerikalı yıldız oyuncusunun ukalanın teki çıkması da bardağı taşıran son damla olur. Nanni Moretti’nin bu yarı-otobiyografik filmi, dramla mizahı ustaca harmanlıyor.

Not: Yukarıdaki paragraf Başka Sinema sayfasından alınmıştır.

Artılar

  • Başarılı bir film olmuş.
  • Oyunculuklar çok iyiydi. Özellikle de Margherita Buy ve John Turturro.
  • Müzik filmde iyi bir şekilde kullanılmış.

Eksiler

  • Hikayenin varacağı nokta belli olduktan sonra film süre anlamında hafif uzun tutulmuş.
  • Giovanni’nin kardeş olma anlamındaki varlığı filmde çok iyi hissettirilemiyor.

Keşif

  • Film, aile kavramına getirdiği bakış ve duygulara dokunma anlamında Japon filmlerini anımsattı.
  • Sinema dünyasına ve onun içindeki kişilere (yönetmen, oyuncu vb. gibi) yapılan öz eleştiriler güzeldi.
  • Margherita karakteri üzerinden yönetmenin yaptığı tespitler ve/veya anlatmaya çalıştığı şeyler biraz Ingmar Bergman filmi gibi hissettirdi.

Öylesine

  • “Latin Çilekleri”

Arianna

image

Filmin Künyesi:

ARIANNA | Yönetmen: Carlo Lavagna / Oyuncular: Ondina Quadri (Arianna), Massimo Popolizio (Marcello), Valentina Carnelutti (Adele), Blu Yoshimi (Celeste), Miriam Galanti, Eduardo Valdarnini (Martino), Corrado Sassi (Zio Arduino), Lidia Vitale (Ginecologa) / İtalya / 2015 / Renkli/ 84´

Sinopsis:

Arianna on dokuz yaşındadır ve hala regl olmayı beklemektedir. Yazın gelmesiyle birlikte, ailesi, Arianna’nın üç yaşına kadar yaşadığı ama sonradan hiç uğramadığı Bolzano gölü yakınlarındaki eski evlerine geri dönmeye karar verir. Aile yazı geçirmek üzere yerleşirken, uzun süredir bastırılmış anılar su yüzüne çıka. Arianna ebeveynlerinin şehre dönüşünden sonra orada kalmaya devam edecektir.

Not: Yukarıdaki paragraf Beyoğlu Sineması sayfasından alınmıştır.

Artılar

  • Genel anlamda vasatın az üstünde bir film olmuş.

Eksiler

  • Senaryo filmin hikayesine göre biraz zayıf kalmış.

Keşif

  • Filmin son karesi güzeldi.
  • Filmin dingin yapıdaki ilerleyişi, mekan atmosferi başka bir İtalya filmi olan “Mucizeler” (Yönetmen: Alice Rohrwacher) i hatırlattı.

Öylesine

  • Bulunamadı.

Gençlik

image

7.5 out of 10 stars (7,5 / 10)

Filmin Künyesi:

GENÇLİK | YOUTH | LA GIOVINEZZA | Yönetmen: Paolo Sorrentino / Oyuncular: Michael Caine (Fred Ballinger), Harvey Keitel (Mick Boyle), Rachel Weisz (Lena Ballinger), Paul Dano (Jimmy Tree), Jane Fonda (Brenda Morel) / İtalya / 2015 / Renkli/ 118´

Sinopsis:

Paolo Sorrentino’nun Roma’ya aşk mektubu Oscar’lı Muhteşem Güzellik’ten sonra çektiği Gençlik, kayıp zamana, kaçırılan fırsatlara ve kaçıp giden sevgililere bir aşk mektubu. Mizahi yaklaşımı da esirgemeyen Gençlik, Michael Caine’in canlandırdığı besteci Fred ile Harvey Keitel’in canlandırdığı yönetmen arkadaşı Mick’i tatilleri boyunca izliyor. İki yaşlı adam, İsviçre’de lüks bir spa tesisinde ölüm, yaşlılık, sanatçılar, prostat, Miss Universe ile gençlik anılarından söz ediyor, kendilerini ve hayatı gözden geçiriyorlar. Cannes’da Altın Palmiye için yarışan Gençlik, Sorrentino’nun alâmetifarikası ilginç kamera açıları, çarpık yüzler, muhteşem müzikler ve stilize görseller geçidiyle yine nefes kesici bir seyirlik sunuyor.

Not: Yukarıdaki paragraf Film Ekimi sayfasından alınmıştır.

Artılar

  • Oldukça güzel bir film olmuş.
  • Oyunculuklar başarılı.
  • Diyaloglardaki edebi üslubu, ahengi yerinde buldum.
  • Filmin mizahi yönü kuvvetliydi.
  • Görsel atmosfer önceki Paolo Sorrentino filmlerinde olduğu gibi yine etkileyiciydi.

Eksiler

  • Lena’nın, annesi ve babası ile ilgili düşüncelerinde, tavırlarında zaman zaman inandırıcılık sorunu yaşanıyor.

Keşif

  • Filmden bir replik: “Her şeye inanmam gerekir. Ben bir hikaye yazarıyım.”
  • “Kolaylık, kolaya kaçma” konuları üzerine filmdeki tespitler eğlenceli olmuş.
  • Maradona figürü filme renk katmış.
  • Lena’nın, babası Fred ‘e geçmişle ilgili hesap sorduğu sahne aklıma “Güz Sonatı” (Yönetmen: Ingmar Bergman) filmini getirdi. Ayrıca o filmde hesap sorulan anne de müzisyendi. Diğer yandan, sahnenin başında yatakta duran baba, kızından daha yukarı bir seviyede. Hesap sorulduktan sonra yüksekliği ayarlanabilir yatak daha aşağı bir hizaya çekiliyor. “Yerin dibine geçmek” deyiminin eyleme dönüşmüş hali gibi sanki.
  • Birbirleri ile hiç konuşmayan çiftin ormanda çığlık çığlığa konuşması ve bu durumla ilgili Fred’in bahsi kaybetmesi güzel bir uygulamaydı.
  • Fred’in çayırlık alanda hayvanlardan kurduğu orkestra, daha sonra aynı alanda Mick’in, eski filmlerindeki aktrisleri bir arada gördüğü fantastik sahneler güzeldi.
  • Kamera ve mekan kullanımında aşırıya kaçmayan illüzyonist dokunuşlar yerindeydi.
  • Bir Sorrentino filminde yine uzun bir başlangıç sahnesi. Yönetmenin alametifarikası.

Öylesine

  • Bulunamadı.

Aç Kalpler

image

Filmin Künyesi:

AÇ KALPLER | HUNGRY HEARTS | Yönetmen: Saverio Costanzo / Oyuncular: Adam Driver (Jude), Alba Rohrwacher (Mina), Roberta Maxwell (Anne) / İtalya / 2014 / Renkli/ 109´

Sinopsis:

Venedik Film Festivali’nde Adam Driver’a En İyi Erkek Oyuncu; filmin diğer başrol oyuncusu Alba Rohrwacher’a En İyi Kadın Oyuncu ödülü kazandıran yapım, birbirlerine ilk görüşte aşık olan bir çiftin hikayesini etkili bir dille anlatıyor. Jude ve Mina, New York’ta bir tesadüf eseri tanışıp ilk görüşte aşık olurlar. Jude’un sosyal ve girişken kişiliğini Mina sakinliği ve çekingenliği ile tamamlayınca ilişkileri evliliğe kadar gider. Kısa süre sonra bebeklerinin dünyaya gelmesinin ardından, çiftin aslında ebeveynlik konusunda birbirlerinden çok farklı düşündükleri ortaya çıkar. Mina pek çok ilaç almakta, ağır bir diyet yapmaktadır ve bu diyeti bebeğine de uygulamaya çalışmaktadır. Bebeğin büyüme sorunlarıyla karşı karşıya kaldığını gören Jude, bu duruma müdahale etmeye çalışınca büyük bir aşk ile başlayan ilişkileri kırılma noktasına gelecektir.

Not: Yukarıdaki paragraf Başka Sinema sayfasından alınmıştır.

Artılar

  • Vasatın az üstü bir film olmuş.
  • Filmin başlangıç sahnesi oldukça başarılıydı.

Eksiler

  • Anne ve baba karakterlerinin dış dünyadan yalıtılmış hali az da olsa inandırıcılık sorunu barındırıyor.

Keşif

  • Film yer yer aklıma “Rosemary’nin Bebeği” (Yönetmen: Roman Polanski) filmini getirdi.
  • Sondaki baba oğlun el ele yürüdükleri sahne ve çalan müzik güzeldi.
  • Düğün sahnesinde “Kırık Çember” (Yönetmen: Felix Van Groeningen) filmindeki bluegrass müzik grubu havası hakimdi.

Öylesine

  • Bulunamadı.

Akşam Yemeği

image

Filmin Künyesi:

AKŞAM YEMEĞİ | I NOSTRI RAGAZZI| THE DINNER | Yönetmen: İvano De Matteo / Oyuncular: Alessandro Gassmann (Massimo), Giovanna Mezzogiorno (Clara), Luigi Lo Cascio (Paolo), Barbora Bobulova (Sofia), Rosabell Laurenti Sellers (Benedetta), Jacopo Olmo Antinori (Michele), Lidia Vitale (Giovanna) / İtalya / 2014 / Renkli / 92´

Sinopsis:

Birbirine hiç mi hiç benzemeyen iki erkek kardeş (biri havalı bir avukat, diğeri çocuk doktoru) ve sürekli gereksiz rekabetteki eşleri, ayda bir kez şık bir lokantada buluşur. Konuştukları konular fındık kabuğunu doldurmaz: Yedikleri yemekler, son filmler, gündemdeki hırsız politikacılar… Ta ki günün birinde, o sahte gülüşleri bir yana bırakıp çocuklarının birlikte yaptığı korkunç bir şeyi konuşmaları gerekinceye kadar. İnsanı hem şaşırtan, hem de epey rahatsız eden Akşam Yemeği, kentsoylu aile yaşamının perdesini aralayarak, altta yatan ikiyüzlülüğü ve şiddeti acımasızca gözler önüne seriyor.

Not: Yukarıdaki paragraf İKSV sayfasından alınmıştır.

Artılar

  • Filmi genel anlamda başarılı buldum.
  • Oyuncu seçimi ve de oyunculuklar başarılı.

Eksiler

  • Gençlerin başına gelen olaydaki adli boyutun filmde gösterilmemesini garip karşıladım.

Keşif

  • Filmin giriş bölümü başarılı olmuş.
  • Filmin sonunda kardeşlerin saflarının değişmesi ilginçti.
  • Hem kuzenlerin karıştıkları olay hem de ortak oyuncular olması “İnsan Sermayesi” (Yönetmen: Paolo Virzì) filmini aklıma getiriverdi.

Öylesine

  • “Doktor olan kardeş hayat kurtarırken avukat olan hayat karartıyor.”

Harika Çocuk

image

Filmin Künyesi:

HARİKA ÇOCUK | IL GIOVANE FAVOLOSO| LEOPARDI | Yönetmen: Mario Martone / Oyuncular: Elio Germano (Giacomo Leopardi), Michele Riondino (Antonio Ranieri), Massimo Popolizio (Monaldo Leopardi), Anna Mouglalis (Fanny Targioni-Tozzetti), Valerio Binasco (Pietro Giordani), İsabella Ragonese (Paolina Leopardi) / İtalya / 2014 / Renkli / 137´

Sinopsis:

Kederli bir sanatçı, bir harika çocuk, romantik bir şair, asinin önde gideni, zamanının en sınır tanımaz düşünürlerinden; deha, eza, şiir, aşk ve maceraperestlik üzerine bir öykü… Giacomo Leopardi, görünürde kütüphane olsa da esasen hapishaneden farksız evinde, babasının sıkı gözetiminde büyür. Nihayet, 24 yaşına geldiğinde evden ayrılır. Yolu önce güzeller güzeli Fanny ve Antonio Ranieri ile aşk üçgeni kuracağı Floransa’ya, sonra da sağlığı günbegün kötüleşmesine rağmen sefahatten bir an olsun vazgeçmeyeceği Napoli’ye çıkar. Son günlerini ise yazarak ve ölümü bekleyerek Vezüv eteklerinde bir villada geçirir.

Not: Yukarıdaki paragraf İKSV sayfasından alınmıştır.

Artılar

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Görsel atmosfer ve dekor tasarımı başarılı.

Eksiler

  • Anne figürü filmde pek eksik ve geride kalmış.

Keşif

  • Giacomo ve ailesinin yaşadığı evin içi oldukça aydınlık, kütüphanedeki kitapların birçoğunun kapağı beyaz renkli. Evin sakinleri ise hep siyah renk giyiniyor. Belki de bir türlü tam olarak aydınlanamıyorlar.
  • Volkanik yanardağ patlaması bir bakıma Giacomo’nun da içsel patlamasını temsil ediyor. Zira en uzun şiirini bu olaydan sonra yazıyor.
  • Giacomo öpülse belki de prense dönüşecekti ama bu bir türlü gerçekleşmedi.
  • Filmin genel yapısındaki kasvetli hava “Faust” (Yönetmen: Aleksandr Sokurov) filmini anımsattı.
  • “Violette” (Yönetmen: Martin Provost) filminde bir yazarın hayatı düşüşten yükselişe doğru işlenmişti. Bu film tam tersi olarak bir yazarın yükselişten düşüşe olan dönüşümünü inceliyor.
  • Genel izlenim olarak İtalyan filmlerinde tarihi yapıların, atmosferin çok iyi gösterildiğini düşünüyorum. Bu filmde de öyleydi.

Öylesine

  • “Erkekliğin Öpüşme ile İmtihanı
  • “Ben, Kendim ve Kamburum”

İnsan Sermayesi

image

7 out of 10 stars (7 / 10)

Filmin Künyesi:

İNSAN SERMAYESİ | HUMAN CAPITAL | IL CAPITALE UMANO | Yönetmen: Paolo Virzi / Oyuncular: Fabrizio Bentivoglio (Fabrizio Bentivoglio), Matilde Gioli (Serena Ossola), Valeria Bruni Tedeschi (Carla Bernaschi), Guglielmo Pinelli (Massimiliano Bernaschi), Fabrizio Gifuni (Giovanni Bernaschi), Gigio Alberti (Giampi), Valeria Golino (Roberta), Silvia Cohen (Adriana Crosetti), Giovanni Anzaldo (Luca Ambrosini) / İtalya / 2013 / Renkli / 109´

Sinopsis:

İflasın eşiğindeki Rovelli ailesi ile zengin Bernaschi ailesinin kaderleri, bir trafik kazası ile kesişir. Bu trajik kazanın aileler üzerindeki etkilerini üç farklı farklı bakış açısından anlatan yönetmen kapitalist bir düzende arzunun, para hırsının ve toplumsal statülerin insani değerleri nasıl hiçe sayabileceğine değiniyor. Sınıf eleştirisiyle cinayet esrarını stil bir dramda buluşturan film, katıldığı her festivalden bir ödülle döndü.

Not: Yukarıdaki paragraf İstanbul Modern sayfasından alınmıştır.

Artılar

  • Film genel anlamda vasatın üstünde.
  • Oyunculuklar genel olarak başarılı.

Eksiler

  • Filmin sonlarında Massimiliano, Serena ve Luca arasında geçen sahnelerin, diyalogsuz müzik eşliğinde uzunca bir süre devam ettirilmesi pek başarılı bir tercih olmamış.
  • Filmin sonunda Dino’nun akıbeti ne oldu o da gösterilse iyi olabilirmiş.

Keşif

  • Dino’nun kalem bulma sahnesinde üzerinden çıkardığı nesneler mi daha çok yoksa “İyi Aile Çocuğu” (Yönetmen: Osman F. Seden) filminde Kemal’in (Kemal Sunal) adres bulma sahnesinde üzerinden çıkardığı nesneler mi? : )
  • Dino’nun kanıt karşılığında Carla’dan paranın yanında bir de öpücük istemesi ilginçti : )
  • Kazayı gerçekten kimin yaptığı konusu filmin büyük bölümünde iyi bir şekilde gizli tutuluyor.
  • Filmin kurgulanması dikkat çekici. Yönetmen aynı olayları 3 farklı karakteri merkeze alıp 3 farklı açıdan gösteriyor.
  • Filmin para ile kurduğu ilişki teması “Kapital” (Yönetmen: Costa-Gavras) filminde de görülebilir.
  • Carla’yı canlandıran kadın Lady Diana’ya oldukça benziyor.
  • Carla’da biraz, “Kış Uykusu” (Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan) filminde Nihal (Melisa Sözen) karakterindeki hal var. Zengin koca, bir şeyler başarma isteği, sosyal sorumluluk projesi girişimi vb. açılardan.
  • Giovanni ile Carla arasında biraz “Mavi Yasemin” (Yönetmen: Woody Allen) filmindeki zengin çift durumu var.
  • Dino -> GiovanniGiovanni -> CarlaCarla -> Dino için bir insan sermayesi.

Öylesine

  • Bulunamadı