Alt Tarafı Dünyanın Sonu

image

Filmin Künyesi:

ALT TARAFI DÜNYANIN SONU | IT’S ONLY THE END OF THE WORLD | Yönetmen: Xavier Dolan / Senarist: Xavier Dolan / Oyuncular: Vincent Cassel (Antoine), Marion Cotillard (Catherine), Léa Seydoux (Suzanne), Gaspard Ulliel (Louis), Nathalie Baye (Anne) / Kanada / 2016 / Renkli / 97´

Sinopsis:

Harika çocuk Xavier Dolan’ın yine Cannes ödüllü son filmi, Nathalie Baye ve Marion Cotillard başta olmak üzere, Fransız sinemasının güçlü isimlerini oyuncu kadrosunda bir araya getiriyor. Alt Tarafı Dünyanın Sonu, ailesinden uzaklaşmış, 30’larının ortasında bir yazarın sorunlu ailesiyle yüzleşmesini konu alıyor. Fransız yazar Jean-Luc Lagarce’ın 1990 tarihli aynı adlı tiyatro oyunundan uyarlanan filmin anti-kahramanı Louis, uzun yıllardır görüşmediği ailesini ziyarete gider. Amacı, onlara ölümcül bir hastalığını olduğunu söyleyip veda etmektir. Dolan’ın en olgun filmi olarak karşılanan ve Kanada’nın Oscar adayı olarak açıklanan Alt Tarafı Dünyanın Sonu, akıllardan çıkmayacak, güçlü bir melodram.

Not: Yukarıdaki paragraf Başka Sinema sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Vasat bir film olmuş.
  • Oyunculuklar başarılı.
  • Anne karakterini canlandıran Nathalie Baye Gülriz Sururi’ye oldukça benziyor.

Camdan Atlar

image

Filmin Künyesi:

CAMDAN ATLAR | WINDOW HORSES | Yönetmen: ANN MARIE FLEMING / Senarist: ANN MARIE FLEMING / Oyuncular: SANDRA OH (Rosie Ming), ELLEN PAGE (Kelly), SHOHREH AGHDASHLOO (Mehrnaz), DON MCKELLAR (Dietmar), OMID ABTAHI (Ramin), NAVID NEGHABAN (Mehran), NANCY KWAN (Gloria) , EDDY KO (Stephen), PAYMAN MAADI (Payman)  / Kanada / 2016 / Animasyon / 88´

Sinopsis:

Genç Kanadalı şair Rosie Ming İran’da bir şiir festivaline davet edilir. Oysa Fransız kültürüne aşırı meraklı olan Rosie’nin hayalinde Paris yatıyordur. Ona fazlasıyla düşkün Çinli büyükanne ve dedesiyle yaşayan Rosie daha önce tek başına hiçbir yere gitmemiştir. İran’a vardığında kendisini birden şairlerin arasında bulur. Ona dil ve şiir sevgisi aşılarlar. Ayrıca kendisini terk ettiğini düşündüğü İranlı babasıyla ilgili hikâyeler anlatırlar ve bu sayede ona beklenmedik bir kapı açılır. Rosie kendi kültürel kimliğini daha yakından tanıyacağı bir yolculuğa çıkmıştır; babasının geçmişini araştırırken kendi benliğiyle barışma süreci de başlar. Filmin şiirsel animasyon tarzı daha önce görmüş olduğunuz hiçbir şeye benzemiyor; onlarca çizerin üzerinde çalıştığı hikâye izlerken gülümsetecek incelik ve özgünlükte. Ancak Camdan Atlar yalnızca görsel bir zevkle uğurlamıyor izleyicisini; kadın odaklı hikâye anlatımının yepyeni bir örneğini sunuyor.

Not: Yukarıdaki paragraf !f İstanbul sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • “Roise Can”
  • Şiirler ve şairler ile ilgili yapılan atıflar, alıntılar, betimlemeler güzeldi.

Hatırla

image

Filmin Künyesi:

HATIRLA | REMEMBER | Yönetmen: Atom Egoyan / Oyuncular:  Christopher Plummer (Zev Guttman), Martin Landau (Max Rosenbaum), Dean Norris (John Kurlander), Bruno Ganz (Rudy Kurlander #1), Jürgen Prochnow (Rudy Kurlander #4), Heinz Lieven (Rudy Kurlander #2) / Kanada / 2015 / Renkli / 95´

Sinopsis:

Zev, yaklaşık 70 yıl evvel ailesini bir toplama kampında katleden bir Nazi gardiyanın izini bulur. Katil, ABD´de kendisine tahsis edilen yeni bir kimlik altında, Rudy Kurlander adıyla yaşamaktadır. Zev, ilerleyen yaşına ve zayıflayan zihnine rağmen geç kalmış adaleti kendi eliyle sağlamak için bir plan yapar. Çıkmak üzere olduğu uzun yolculuk, birçok kişinin hayatını derinden sarsacak sürpriz sonuçlara gebedir. Usta yönetmen Atom Egoyan´ın girift bir gerilimle ördüğü yeni filmi, hafızasını yitirmekte olan yaşlı bir adamın anılara tutunma hikâyesini anlatırken gücünü Christopher Plummer´ın harika performansından alıyor.

Not: Yukarıdaki paragraf İKSV sayfasından alınmıştır.

Artılar

  • Filmi genel olarak beğendim.
  • Christopher Plummer’in oyunculuğu oldukça iyiydi.

Eksiler

  • Kayıp Zev’in hızlı bir şekilde bulunamaması biraz garip geldi bana.
  • Zev’in silahının kontrollerde yakalanamaması da fazla tesadüfi olmuş.

Keşif

  • Filmin sürprizli finalini sevdim.

Öylesine

  • “Okununca Var Olan Hikayeler”
  • “Orada Olmak İstediğim Yer”
  • “Hatırlamak ya da hatırlamamak, işte bütün mesele bu!”

Yıldız Haritası

image

Filmin Künyesi:

YILDIZ HARİTASI | MAPS TO THE STARS | Yönetmen: David Cronenberg / Oyuncular: Julianne Moore (Havana Segrand), Robert Pattinson (Jerome Fontana), John Cusack (Dr. Stafford Weiss), Mia Wasikowska (Agatha Weiss), Olivia Williams (Christina Weiss), Sarah Gadon (Clarice Taggart), Evan Bird (Benjie Weiss) / Kanada / 2014 / Renkli / 111´

Sinopsis:

Kült yönetmen David Cronenberg’in son filmi, John Cusack’ın tarifiyle “fazla renkli, yüksek ateşli bir Hollywood rüyası”. Sığ ve bencil şöhretlerin yoz ve boş hayatlarını anlatan bu Hollywood taşlamasının anti kahramanları, zengin psikoterapist Stafford, uyuşturucu alışkanlığından henüz kurtulan 13 yaşındaki çocuk yıldız oğlu Benjie, yangın çıkarma alışkanlığı için yatırıldığı sanatoryumdan yeni çıkan kızı Agatha, eski şaşaalı günlerinin özlemiyle parlak bir rol peşine düşen ama bu arada annesinin hayaletinden kurtulamayan güzel oyuncu Havana ve senarist olma hayalleri kuran limuzin şoförü Jerome.

Artılar

  • Mia Wasikowska’nın oyunculuğu oldukça başarılı.
  • Filmin görüntü yönetimi başarılı.

Eksiler

  • Filmi vasat buldum.
  • Julianne Moore’nin Cannes Film Festivali 2014’te En İyi Kadın Oyuncu ödülü alması bence haksızlık olmuş. Bu filmden illa ki biri ödül alacaksa bence o Mia Wasikowska olabilirdi.
  • Tuvalet edebiyatının yapıldığı kimi sahneler yıldızların kaymasına neden oluyor ne yazık ki.

Keşif

  • Film şan şöhret konuları ile başladı sonunda ise enseste bağlandı.
  • Filmin yıldız haritasında işler pek iç açıcı değil maalesef.

Öylesine

  • Havana burnu havada bir yıldız.

Düşman

image

Filmin Künyesi:

DÜŞMAN | ENEMY | Yönetmen:  Denis Villeneuve  / Oyuncular:  Jake Gyllenhaal (Adam + Anthony), Mélanie Laurent (Mary), Sarah Gadon (Helen), Isabella Rossellini (Anne)  / Kanada / 2013 / Renkli / 90´

Sinopsis:

Denis Villeneuve ve Jake Gyllenhaal’ın bu yılki ve festivaldeki ikinci ortaklığı, José Saramago’nun bizde de yayımlanan Kopyalanmış Adam isimli romanının bir uyarlaması. Üstelik Gyllenhaal bu kez bir değil, iki karakter canlandırmakta. Tarih öğretmeni Adam, bir gün izlediği filmde kendisine tıpatıp benzeyen bir adam görür. Bu oyuncunun izini sürmeye başladıkça da gizemli ve ürkütücü bir dünyanın içine çekilir. İlk gösterimi Toronto Film Festivali’nde gerçekleşen ve özellikle atmosferiyle beğeni toplayan Düşman’ı Cronenberg, Lynch, Nolan, De Palma gibi yönetmenlerin filmleriyle karşılaştıran eleştirmenler olmuştu.

Artılar

  • Genel anlamda beğendim.
  • Filmdeki tüm oyunculuklar oldukça başarılıydı.

Eksiler

  • Gerilimi artırmak için müziğe biraz fazla yüklenilmiş gibi geldi bana.
  • Helen’in, eşi Anthony’nin benzerini gördüğünde Anthony’ye göre daha fazla etkilenmiş gözükmesi garip geldi.
  • Diyalogları zayıf buldum.

Keşif

  • Yönetmen film içerisinde ara ara bize gökyüzünden şehrin görüntülerini gösteriyor. Bunu, filmde kullandığı “örümcek” metaforu ile ilişkilendirdim.
  • Tarih hocası Adam’ı okuldaki dersinde  “Diktatörlükler ve Kontrol Arzuları” konusunu işlerken görüyoruz. Filmin ilerleyişinde de Adam ile Anthony arasında da bir kontrol savaşı görmekteyiz.
  • Adam’ın annesi,  oğlunun benzeri Anthony’yi 3. seviye aktör deyip aşağılıyor ama oturdukları evlere bakınca Anthony daha varlıklı gibi duruyor.
  • Film benim açımdan beklenmedik bir anda bitti. Benim için sürpriz oldu.
  • Filmdeki oyuncu kadrosu çok fazla değil. Zaten 2 kişiyi de aynı oyuncu canlandırıyor 🙂

Öylesine

  • “İyi Aile Çocuğu (mu)”

Gabrielle

image

Filmin Künyesi:

GABRIELLE | Yönetmen:  LOUISE ARCHAMBAULT / Oyuncular: GABRIELLE MARION-RIVARD (Gabrielle), ALEXANDRE LANDRY (Martin), MÉLISSA DÉSORMEAUX-POULIN (Sophie), MARIE GIGNAC (Martin’in Annesi), Isabelle Vincent (Gabrielle’in Annesi) / Kanada / 2013 / Renkli / 104´

Sinopsis:

Gabrielle, Williams sendromuna sahip, neşeyle parlayan 25 yaşındaki genç bir kadın. Genetik sendromu zihinsel gelişimini yavaşlatsa da, ona
sıcakkanlılığını ve müzikal yeteneğini bahşediyor. Gabrielle bir bakım evinde arkadaşlarıyla birlikte kalıyor; aşkı Martin de burada yaşıyor. Ancak
Martin ve Gabrielle birbirlerine karşı hissettiklerini fiziksel olarak da paylaşmak istediklerinde, içinde yaşadıkları evin kurallarına çarpıveriyorlar.
Üstelik Martin’in annesi de olanlardan hoşnut görünmüyor. Gabrielle’in arzularıyla tanışması, onun bireysel bağımsızlık yolculuğunun da başlangıcı
oluyor. Yumuşacık ve hayata dair ilham dolu bir film Gabrielle. Masumiyet, bağımsızlık ve cinsel özgürlük temaları arasında tatlı bir ritimle dans
ederken, yılın en ahenk dolu aşk hikâyelerinden birini de anlatmış oluyor.

Artılar

  • Gabrielle, Martin ve Sophie rollerindeki oyunculuklar oldukça başarılı.

Eksiler

  • Filmde Williams sendromlu insanların, toplum tarafından hiç dışlanmamasını ya da önlerine hiç engel çıkmamasını çok ütopik buldum.
  • Kendi başına yaşamayı denemeye çalışan Gabrielle’in karşılaştığı zorluklar çok basit gibi geldi bana.

Keşif

  • Bu filmi, temeline zihinsel bir hastalığı ele alması ve bu hastalıktan dolayı yaşamların etkilenmesi ve aşkı işlemesi açılarından “Aşkın Formülü Yok” (Yönetmen: Andreas Öhman) filmine benzettim. O filmde hasta karakterimiz erkekti. Abisinin sevgilisi ile arası, hastalığı nedeniyle hep kardeşinin yanında yer almaya çalışması nedeniyle bozulmuştu. Bu filmde de ablası Sophie kardeşi Gabrielle’in hep yanında olmaya çalışıyor ve bu durum onun sevgilisi ile ilişkilerinde zaman zaman problemlere yol açıyor.
  • Williams sendromuna sahip insanların rehabilitasyon amaçlı bir koro çalışması içerisinde yer alması formu ve koronun film boyunca önemini koruması bana “Yarım Kalan Şarkı” (Yönetmen: Paul Andrew Williams) filminde yaşlıların oluşturduğu koroyu çağrıştırdı.
  • Gabrielle ile Martin arasındaki cinsel kavuşmanın önüne sürekli engeller çıkması, en olmadık zamanda (yıl sonu koro gösterisinin hemen öncesinde) onların bu işe kalkışmalarına neden oldu. Neyse ki iki olayı da başarılı bir şekilde tamamladılar.
  • Filmin finalinde koromuz yıl boyunca çalıştıkları şarkı yerine başka bir şarkıyı söylüyorlar. Bu şarkıda “Sophie” isminin sıklıkla geçmesini manidar buldum. Sanki Gabrielle’in, ablası Sohpie’ye bir hediyesi gibi.
  • Sophie ve Gabrielle’in annelerinin varlığı bir model olmaktan öteye geçemiyor. Anne için kariyeri kızlarından daha önemli gibi duruyor. Bu açıdan buradaki anne karakterini “Güz Sonatı” (Yönetmen: Ingmar Bergman) filmindeki anneye (Ingrid Bergman) benzettim.
  • Diskodaki eğlence sırasında Martin ve Gabrielle’in yakınlaşması sırasında filmde sesin kesilmesini anlamlı buldum. Diskodaki o büyük gürültü o an bu ikilinin ruhlarında, duygularında tezahür ediyordu belki de.
  • Martin’in annesinin çocuğuna aşırı sahip olması ve sergilediği davranışlar bana “Çocuk Pozu” (Yönetmen: Calin Peter Netzer) filmindeki anne Cornelia (Luminita Gheorghiu) karakterini hatırlattı.
  • Koro çalışmalarında üzerinde sürekli çalışma yapılan şarkıda geçen “Ben Sıradan Bir İnsanım” sözleri oldukça manidar.
  • Filmin sonlarına doğru Martin’in, kendi eliyle yaptığı üzerinde G harfi yazan ahşap saklama kutusunu Gabrielle’e vermesini güzel bir jest olarak yorumladım. Martin kutunun içine bir de kendisinin ve Gabrielle’in evlerinin yerlerini gösteren harita koymuş. Hediyeden kısa bir süre sonra da Martin Gabrielle ile birlikte kutunun üzerindeki G noktasını keşfe çıkıyorlar 🙂

Öylesine

  • Bulunamadı.

Kalbim Durmadan Önce

image

Filmin Künyesi:

KALBİM DURMADAN ÖNCE | Before My Heart Falls | Avant que mon coeur bascule | Yönetmen: Sébastien Rose / Oyuncular: Clémence Dufresne-Deslières, Étienne Laforge / Kanada / 2012 / DCP / Renkli / 96’

Sinopsis:
16 yaşındaki Sarah, otoban kenarında rahatsızlanma numarası yaparak insanların kendisini arabalarına almalarını sağlamakta ve bu kişilere karşı hırsızlık yapmaktadır. Bir gün, hatası nedeniyle, arabasına bindiği adam ölür. Bu olay sonrasında Sarah ile adamın dul kalan eşi arasında bir arkadaşlık yavaş yavaş gelişmeye başlar
.

image