Beni Çok Sev

6.5 out of 10 stars (6,5 / 10)

Film ile ilgili künye, özet ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

Beni Çok Sev | Yönetmen: Mehmet Ada Öztekin / Senarist: Mehmet Ada Öztekin / Oyuncular: Sarp Akkaya (Musa), Songül Öden (Nuriye), Ercan Kesal (Sedat), Aleyna Özgeçen (Yonca), Füsun Demirel (Nebahat, Musa’nın Annesi), Güner Özkul (Gülendam, Sedat’ın Eşi), Ushan Çakır (Müfettiş), Serpil Özcan (Nihan), Ali Seçkiner Alıcı (Apo), Sinan Arslan, Doğukan Polat / Türkiye / 2021 / Renkli / 124´ 

Özet:

Sedat, Konya kapalı cezaevinde gardiyan olarak çalışan bir adamdır. Kendisine verilen görev gereği Sedat, mahkum olan Musa’yı bir günlüğüne cezaevinden çıkararak memleketine götürür. Musa, hapishanede olduğu 14 yılın ardından ilk defa karısını, annesini ve kendisinden uzaklaşan kızı Yonca’yı görür. Kızı ile muhteşem bir gün geçiren Musa, bir şeylerin yanlış gittiğine dair bir hisse kapılır. Çok geçmeden annesi Musa’dan sakladıkları her şeyi anlatır. Yonca aslında Musa’nın kızı değildir. Kızının öldürüldüğünü öğrenen Musa, onun başına gelenleri öğrenmek zorundadır.

Not: Yukarıdaki paragraf Beyazperde sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda vasat buldum.
  • Ercan Kesal nedense hep aynı karakterleri oynuyor/canlandırıyor gibi geliyor bana.
  • Filmin süresi biraz daha kısa olabilirmiş.
  • Final bölümü başarılı.

Anneler ve Kızları

7 out of 10 stars (7 / 10)

Film ile ilgili künye, özet ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

Anneler ve Kızları | Yönetmen: Ömer Lütfi Akad / Senarist: Ömer Lütfi Akad / Oyuncular: Yıldız Kenter (Fatma), İzzet Günay (Aydın), Neşe Karaböcek (Neşe), Ekrem Dümer (Bekir, Gazino Patronu), Yonca Koray (Ayşegül’ün Gençlik Hali, Neşe’nın Kızı), Leyla Kenter (Iraz’ın Gençlik Hali, Fatma’nın Kızı), Turgut Boralı (Rasim, Neşe’nin Aile Dostu), Bahri Beyat (Cemal), Tarzan Baba (Komşu), Asım Nipton (Parktaki Adam), Ali Demir (Orhan), Engin Tara, Hüseyin Kutman, Sabahat Işık, İpekçik, Tülin Oran / Türkiye / 1971 / Renkli / 92´ 

Özet:

Film, İstanbul’da hayata tutunmaya çalışan bir grup kadının hikâyesini konu alır. Fatma, İstanbul’da kalacak bir yer ve iş aramaktadır. Neşe de kıt kanaat geçinmeye çalışmaktadır. Neşe, Fatma ve kızı Iraz’ın durumuna kayıtsız kalamaz. Bunun için maddi durumu elvermese de Fatma’yı yardımcısı olarak eve alır. Yaşadıkları maddi zorlukları Neşe’nin şarkıcılık kariyerinin yükselişe geçmesiyle atlatırlar. Yıllar geçtikçe büyüyen kızlarıyla araları açılır. Neşe gittiği turnelerden kızına vakit ayıramaz hâle gelir. Iraz ise köyden gelmiş olmayı ve içinde bulundukları sosyal ortamı kabullenemez. Aile parçalanma noktasına gelir. Ancak yaşanan bir olay onları tekrar bir araya getirecektir.

Not: Yukarıdaki paragraf TSA sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Film, Douglas Sirk’in çektiği “Zehirli Hayat” (Imitation of Life, 1959) filminden uyarlanmıştır.
  • Diyalogların metni güzel ve zarif.
  • Hem karakter isminin aynı olması hem de Yıldız Kenter’in yine cefakar ve fedakar bir anneyi canlandırması yönlerinden bu çalışma “Fatma Bacı” (Yönetmen: Halit Refiğ) filmini hatırlatır.
  • Filmde seslendirilen şarkılar oldukça güzel tercihler olmuş. Arapça bir şarkı bile seslendirilmiş.
  • Neşe Karaböcek biraz donuk/tutuk bir oyunculuk sergilemiş. Başka bir oyuncu tercih edilseydi belki daha başarılı olunabilirdi.
  • Iraz’ın gençlik halini canlandıran Leyla Kenter’in oyunculuğu pek başarılı olamamış.
  • Filmden bir replik: “Her bir derdini insan kendi yenmelidir.”
  • Filmden bir replik: “Ana gözü kör de olsa görür.”
  • Filmden bir replik: “Sebepsiz kuş uçmaz.”
  • Fazla sayıda şarkı kullanılması arabesk sanatçı/şarkıcı filmlerini hatırlatır.
  • Iraz’ın sevgilisinin, Iraz’ı ailesine tanıttığı sahne enteresandı.
  • Kızların çocukluk ve gençlik hallerini canlandıran oyuncular fiziksel olarak uyumlu seçilmiş.
  • “Ayşegül Parkta”
  • Kızım Iraz”
  • “Fatma Bacı”

Rüya

image

Filmin Künyesi:

RÜYA | Yönetmen: Derviş Zaim / Senarist: Derviş Zaim / Oyuncular: Gizem Erdem (1. Sine), Ebru Helvacıoğlu (2. Sine), Dilşad Bozyiğit (3.Sine), Gizem Akman (4. Sine), Mehmet Ali Nuroğlu (Yaren), Enis Arıkan (Hakan) / Türkiye / 2016 / Renkli / 106´

Sinopsis:

Sine günümüzdeki mimarlık pratiğinin aldığı biçimden hoşlanmayan genç bir kadın mimardır. Yedi uyuyanlar menkıbesinden hareket ederek mağara biçiminde bir farklı bir cami modeli tasarlamıştır. Ancak inşaat bir sürü problem nedeni ile yarım kalır. Stres nedeni ile Sinede uyku hastalığı başgösterir. Sine sonunda bir uyku hastalıkları merkezinde tedavi olmayı kabul eder, merkezde iken bir düş görür: Düşünde yedi uyuyanlar mitinin içindedir ve olaylara şahit olmaktadır. Rüyadan uyanır, ancak fiziksel ve ruhsal olarak değişmiştir. Etrafındaki kimse ondaki bu değişikliği farketmez. Sine uyku hastalıkları kliniğine her gidişinde fiziki ve ruhi olarak değişir; her değişimde ise etrafındaki engellere ve kendi meselelerine daha evvel yaptıklarından farklı biçimde yanıt vermeye başlar.

Not: Yukarıdaki paragraf Başka Sinema sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Keşke bu film gerçekten bir rüya olarak kalsaydı.
  • Derviş Zaim’den böyle bir film çıktığını görmek olumsuz anlamda şaşırtıcı oldu. “Balık” filmi ile birlikte yönetmen bir düşüş sürecine girmiş gibi geldi bana.
  • Oyunculuklarda bir ruh eksikliği vardı.
  • Hikaye iyi aslında ama senaryoda ciddi açık noktalar var.
  • Hikayedeki maneviyatın aksine filmin kendisinde bir yavanlık söz konusu.
  • Medyaya gerçekleri açıklama fikri/yöntemi “Yüz Numaralı Adam” (Yönetmen: Osman Fahir Seden) filmini hatırlattı.
  • “Rüyalar Gerçek Olmasa”
  • Filmde de sıkça kullanıldığı gibi Derviş Zaim de bizim gazımızı almış.