Acı ve Zafer

7.5 out of 10 stars (7,5 / 10)

Acı ve Zafer filmi ile ilgili künye, özet ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

ACI VE ZAFER | PAIN AND GLORY | DOLOR Y GLORIA | Yönetmen: Pedro Almodóvar / Senarist: Pedro Almodóvar / Oyuncular: Penélope Cruz (Jacinta, Salvador Mallo’nun Annesi [Gençlik Hali]), Antonio Banderas (Salvador Mallo), Leonardo Sbaraglia (Federico Delgado), Asier Etxeandia (Alberto Crespo), Nora Navas (Mercedes), Asier Flores (Salvador Mallo’nun Çocukluk Hali), Julieta Serrano (Jacinta, Salvador Mallo’nun Annesi [Yaşlılık Hali]), César Vicente (Eduardo) / İspanya / 2019 / Renkli / 113´ 

Özet:

ACI VE ZAFER, Salvador Mallo ismindeki, deneyimli ama gençlik günleri artık geride kalmış bir yönetmenin geçmişten bugüne yaptığı seçimleri ve yaşamında iz bırakan olayları konu ediyor. Filmde, Mallo’nun çocukluğunu yaşadığı 60’lı yıllara, annesiyle birlikte köylerinden ayrılıp daha rahat bir yaşam umuduyla Valencia’ya göç etmesine, 80’lerin Madrid’inde kalbinin hızla çarpmasına neden olan ilk aşkına, kendisi için kurtuluş ve terapi aracı olan yazı ve sinema ile tanışmasına ve kendisini tanımasına yol açan olaylara değiniliyor. Bir yönüyle Almodóvar’ın kendi hayat hikâyesi sayılabilecek Acı ve Zafer, başrol oyuncusu Antonio Banderas’ın devleşen performansının da eklenmesiyle ilettiği duygular perdeden dışarı taşan, bir yandan hüzünlü, bir yandan da umut verecek bir film.

Not: Yukarıdaki paragraf İKSV sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Oyunculuklar başarılı.
  • Müzik tercihleri başarılı. Özellikle de bu şarkı.
  • Görsel tasarım ve renk kullanımı her zaman olduğu gibi yine etkileyici.
  • Salvador Mallo’nun geçmişten kişilerle karşılaşma hikayelerinde sanki biraz kolaya kaçılmış.

Acı ve Zafer Filmi için Öylesine İsim Önerileri 

  • “Ağrım Hakkında Her Şey”.

İsmail’in Hayaletleri

image

Filmin Künyesi:

İSMAİL’İN HAYALETLERİ | ISMAEL’S GHOSTS | Yönetmen: Arnaud Desplechin / Senarist: Arnaud Desplechin, Léa Mysius, Julie Peyr / Oyuncular: Mathieu Amalric (Ismaël Vuillard), Marion Cotillard (Carlotta Bloom), Charlotte Gainsbourg (Sylvia), Louis Garrel (Ivan Dedalus), Alba Rohrwacher (Arielle / Faunia), László Szabó (Henri Bloom),  Hippolyte Girardot (Zwy) / Fransa / 2017 / Renkli / 114´

Sinopsis:

Yeni filminin hazırlıklarıyla meşgul olan İsmail (Mathieu Amalric), hayatına kısa zaman önce giren Sylvia (Charlotte Gainsbourg) ile şehirden uzakta sakin bir hayat yaşamaktadır. Ancak çok vakit geçmeden sorunlar baş gösterir. Yazılarında tıkanmaya başlayan İsmail, daha sonra 20 yıl öncesinde bıraktığı bir hayaletin çıkagelmesiyle sarsılır. Yıllar önce habersizce çekip giden karısı Carlotta (Marion Cotillard), geri dönmüştür. İsmail iki kadının arasında gelgitler yaşarken, filmi de tamamlamanın yollarını aramaya başlar. Fransa’nın yıldızlarından oluşan kadrosu ile dikkat çeken yapım aynı zamanda bu seneki Cannes Film Festivali’nin açılış filmiydi.

Not: Yukarıdaki paragraf Başka Sinema sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Genel anlamda filmi beğendim.
  • Oyunculuklar ve diyaloglar başarılı.
  • Filmin görsel tonlaması ve renk kullanımı iyi bir seviyede.
  • Film güçlü bir giriş yapıyor fakat Carlotta’nın dönüşü sonrasında bu gücü devam ettiremiyor. İsmail’in kendi filmini tamamlamaya dair yaşadığı tıkanıklık filmin kendisinde de baş gösteriyor.
  • İsmail (Damat) ile kayınpederi (Baba)  Henri Bloom arasındaki ilişki ve Carlotta Bloom’un (Kız) buradaki konumu “Aynanın İçinden” (Yönetmen: Ingmar Bergman) filminde benzer rollerde yer alan Martin (Max Von Sydow, Damat), David (Gunnar Björnstrand, Baba), Karin (Harriet Andersson, Kız) arasındaki ilişkiyi hatırlattı.
  • Filmde farklı karakterlerden zaman zaman duyduğumuz bir replik var “Ben yaşlı biriyim”. Aradan 20 yılı aşkın bir süre geçince herkes bir nebze yaşlanmış oluyor haliyle.
  • Sylvia’nın filmin sonlarına doğru engelli kardeşi ile ilgili yaşadığı duruma dair paylaştığı duygular/cümleler güzeldi.
  • “İsmail’in Kadınları”
  • “Hayaletlerim, Aşkım ve Sen”

Annem

image

Filmin Künyesi:

ANNEM | MIA MADRE | Yönetmen: Nanni Moretti / Oyuncular: Margherita Buy (Margherita), John Turturro (Barry Huggins), Giulia Lazzarini (Ada), Nanni Moretti (Giovanni), Beatrice Mancini (Livia) / İtalya / 2015 / Renkli/ 107´

Sinopsis:

Ergen bir kız, şahane bir anne, bir de kendini beğenmiş Amerikalı film yıldızı. Hayatı alt üst olmuşken yeni filmini bitirmeye çalışan kadın yönetmenin son dertleri bunlar. Sinemacı Margerita annesinin ölümcül bir hastalığa yakalanmasıyla duygusal açıdan yıkılmıştır. Sanki yetmezmiş gibi, (Moretti’nin canlandırdığı) aşırı dirayetli abisi sayesinde kendini iyice yetersiz hissetmeye başlar.

Çektiği filmin Amerikalı yıldız oyuncusunun ukalanın teki çıkması da bardağı taşıran son damla olur. Nanni Moretti’nin bu yarı-otobiyografik filmi, dramla mizahı ustaca harmanlıyor.

Not: Yukarıdaki paragraf Başka Sinema sayfasından alınmıştır.

Artılar

  • Başarılı bir film olmuş.
  • Oyunculuklar çok iyiydi. Özellikle de Margherita Buy ve John Turturro.
  • Müzik filmde iyi bir şekilde kullanılmış.

Eksiler

  • Hikayenin varacağı nokta belli olduktan sonra film süre anlamında hafif uzun tutulmuş.
  • Giovanni’nin kardeş olma anlamındaki varlığı filmde çok iyi hissettirilemiyor.

Keşif

  • Film, aile kavramına getirdiği bakış ve duygulara dokunma anlamında Japon filmlerini anımsattı.
  • Sinema dünyasına ve onun içindeki kişilere (yönetmen, oyuncu vb. gibi) yapılan öz eleştiriler güzeldi.
  • Margherita karakteri üzerinden yönetmenin yaptığı tespitler ve/veya anlatmaya çalıştığı şeyler biraz Ingmar Bergman filmi gibi hissettirdi.

Öylesine

  • “Latin Çilekleri”

Neden Tarkovski Olamıyorum…

image

Filmin Künyesi:

NEDEN TARKOVSKİ OLAMIYORUM… | Yönetmen: Murat Düzgünoğlu / Oyuncular: Tansu Biçer (Bahadır), Menderes Samancılar (Hasan), Esra Kızıldoğan (Yonca), Vuslat Saraçoğlu (Ceyda) / Türkiye / 2014 / Renkli / 91´

Sinopsis:

Büyük hayalleri olan ve hayatını televizyona ucuz türkü filmleri çekerek sürdüren 35 yaşındaki bir yönetmenin, Bahadır’ın, traji-komik hikayesini konu edinen Neden Tarkovski Olamıyorum, Andrey Tarkovski’nin sanatına öykünen ve bir gün onun gibi filmler çekebileceğine inanan Bahadır’ın hayalleri ve hayatın gerçekleri arasında kalmışlığını anlatıyor.

Not: Yukarıdaki paragraf Başka Sinema’nın sayfasından alınmıştır.

Artılar

  • Genel anlamda başarılı bir film olmuş.
  • Tansu Biçer’in oyunculuğu oldukça iyi.

Eksiler

  • Senaryoda kimi yerler düz bir şekilde mesaj kaygısı taşıyor gibi.

Keşif

  • Özellikle TV filminin çekimi sırasındaki absürt durumlar pek güzel işlenmiş: Telleri olmayan saz, ismi “Ala Geyik” olmasına rağmen çekim için gerçek bir geyiğin bulunamaması vb. gibi.
  • Filmde Bahadır’ın arkadaşlarının beraber Andrey Tarkovski filmi izlerken sıkıldıkları görülüyor. Benzer bir durum “Uzak” (Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan) filminde Mahmut’un (Muzaffer Özdemir) Yusuf’u (Mehmet Emin Toprak) erken yatırma yöntemi olarak kullanılması şeklinde karşımıza çıkıvermişti.
  • Bahadır’ın senaryosunu yazdığı ve çekmek istediği filmin adı: “Issız”. Bu kelime pek bir onu tarif ediveriyor sanki.
  • Bahadır’ın durmadan çalan telefonları onu yönetmenlikten devamlı ıssızlaştırıyor.
  • Bahadır gerçek hayatta Tarkovski gibi film çekemiyor belki ama rüyaları en azından Tarkovski filmleri gibi.
  • Bahadır’ın Hasan ile olan dostluğunun film içerisindeki devamlılığı iyiydi.
  • Bahadır’ın en çok korktuğu şeylerden biri belki de ilki, durumunun babasının bitmek bilmeyen inşaatına benzeyecek olması. Bahadır da hayatını yönetememek, yönetmenliğini inşa edememekten korkuyor.
  • Bahadır’ın Tarkovski olamamasında dahili (aile, ev arkadaşları vb.) ve harici (yapımcı, sektör vb.) bedhahları var.
  • Finalde küçük bir aynada görünen Bahadır’ın sureti kadrajın tamamını kaplıyor sonrasında. Kendini dev kadrajında mı görüyor Bahadır acaba?

Öylesine

  • Bulunamadı.