Alev Alev

7 out of 10 stars (7 / 10)

Film ile ilgili künye, özet ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

Alev Alev | Yönetmen: Halit Refiğ / Senarist: Erdoğan Tünaş / Oyuncular: Gülşen Bubikoğlu (Alev), Tarık Akan (Murat), Cüneyt Arkın (Şahin), Çiğdem Tunç (Ümran, Şahin’in Yeğeni), Hulusi Kentmen (Asım Reis), Sevda Aktolga (Leyla), Şemsi İnkaya (Reklamcı Bülent, Leyla’nın Sevgilisi), Baki Tamer (Alev’in Babası), Nuran Aykut (Alev’in Annesi), Talat Gözbak (Doktor), Turgut Boralı (Mahmut, Alev’in Patronu), Tevhid Bilge (Uşak), Nevzat Okçugil (Hizmetçi), Hüseyin Güler (Şahin’in Adamı), Renan Fosforoğlu (Rıza, İş İnsanı), Melih Çardak (Dansçı), Ali Demirel (Polis), Mesut Sürmeli / Türkiye / 1984 / Renkli / 93´ 

Özet:

Filmde, genç bir kızla onu aldatan sevgilisinin öyküsü konu edilir. Murat, yakışıklı bir yat kaptanıdır. Sevgilisi Alev ile evlilik plânları yapmaktadır. Ancak bunun için paraya ihtiyaçları vardır. Murat, zengin bir iş adamı olan Şahin’in yeni bir kaptan aradığını öğrenir. Kendisine bol kazanç sağlayacak bu iş sayesinde evlilik masraflarını karşılamayı tasarlar. Ancak bir yolculuk sırasında Şahin’in yeğeniyle birlikte olur. Bu ihanet, Murat ile Alev’in yeniden bir araya gelmesini imkânsız bir hâle getirecektir.

Not: Yukarıdaki paragraf TSA sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Filmin müzikleri güzel.
  • Cüneyt Arkın, Gülşen Bubikoğlu ve Tarık Akan üçlüsüne, benzer aşk/sevgili rollerinde yine Halit Refiğ’in yönettiği, senaryosunu de yine Erdoğan Tünaş’ın kaleme aldığı “Paramparça” filminde de rastlarız.
  • Filmden bir replik: “Evliliğim senin arzunla oldu, ayrılığım da benim arzumla”
  • “Alev Olmuş Bir Genç Kızın Portresi”
  • “Alev Almış Bir Genç Kızın Dalgası”

Bir Yudum Mutluluk

6.5 out of 10 stars (6,5 / 10)

Film ile ilgili künye, özet ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

Bir Yudum Mutluluk | Yönetmen: Orhan Aksoy / Senarist: Orhan Aksoy / Oyuncular: Orhan Gencebay (Orhan), Necla Nazır (Zehra), Haluk Kurtoğlu (Sadık), Numan Paknel (Kemal, Sadık’ın Oğlu), Erol Günaydın (Aşık Noksani), Dilaver Uyanık (Hasan, Orhan’ın Babası), Şükriye Atav (Orhan’ ın Annesi), Tuncer Sevi (Orhan’ın Arkadaşı), Necdet Kökeş (Cafer, Orhan’ın Arkadaşı), Ahmet Uz (Orhan’ın Arkadaşı), İhsan Gedik (Sadık’ın Adamı), Selahattin Fırat (Hakim), Asuman Arsan (Mama), Ahmet Kostarika (Meyhaneci), Ahmet Turgutlu (Meyhaneci), Arap Celal (Bahçıvan), Muzaffer Cıvan (Fedai), Çetin Başaran (Fedai), Coşkun Göğen (Fedai), Abdi Algül (Fedai), Osman Alyanak (Köşkün Sahibi), Garibe Gündem (Köşkün Sahibinin Eşi), Cevdet Arıkan (Bardaki Adam), Sezai Kaya (Berberdeki Müşteri), Tevfik Şen, Dilaver Uğurlu, Kader Demir / Türkiye / 1982 / Renkli / 105´ 

Özet:

Film, bir adamın sevdiği kızı kötü yola düşürenlerden intikam alma mücadelesini anlatır. Orhan ve Zehra evlenmek isteyen iki gençtir. Orhan, düğün için para biriktirmek amacıyla iki seneliğine Almanya’ya çalışmaya gider. Döndüğünde evlilik hayalleri kuran Orhan, Zehra’yı kötü yola düşmüş olarak bulur. Bu acıya dayanamaz ve onu öldürmeye çalışır. Bu yüzden hapse düşer. Aradan uzun yıllar geçer ve Orhan hapisten çıkar. Bir tesadüf iki aşığı tekrar bir araya getirir. Orhan, Zehra’yı içinde bulunduğu hayattan kurtarır. Artık geriye Zehra’yı bu hayata düşürenlerden intikam almak kalmıştır.

Not: Yukarıdaki paragraf TSA sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda vasat buldum.
  • Orhan Gencebay bir filminde daha yine araba tamircisi rolünde 🙂
  • Aşık Noksani’nin bağlamayı ısırdığı sahneler ilginçti.
  • Orhan’ın Zehra’yı bahçe hortumu ile ıslatması ilginç bir sahneydi.
  • Şükriye Atav’a Güler Ökten seslendirmesi hiç güzel olmamış. Keşke kendi sesi ile yer alabilseymiş.
  • Bu bir Cristian Mungiu filmi olsaydı ismi “5 Yıl, 8 Ay, 10 Gün” olurdu.
  • “Sadık Bir Adam”
  • “Noksan-i Aşk”

Yeryüzünde Bir Melek

7 out of 10 stars (7 / 10)

Film ile ilgili künye, özet ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.

Filmin Künyesi:

Yeryüzünde Bir Melek | Yönetmen: Orhan Aksoy / Senarist: Ahmet Üstel / Oyuncular: Hülya Koçyiğit (Zehra), Tarık Akan (Ömer Mutlu), Hulusi Kentmen (Murat Reis), Turgut Boralı (Mustafa Mutlu, Ömer’in Babası), Zerrin Arbaş (Meral), Erol Günaydın (Şemsi, Berber), Salih Kırmızı (Meral’in Arkadaşı), Yılmaz Gruda (Meral’in Babası), Şeref Çokşeker (Meral’in Annesi), Haluk Orçun, Yüksel Gözen (Fırıncı/Pastaneci), İsmail Hakkı Şen (Mahalleli), Ahmet Turgutlu (Esnaf), Muzaffer Mozaik (Lokantacı), Nermin Altınses, Yılmaz Şahin, Hikmet Gül (Fikriye), Cevat Kurtuluş (Şaban), Murat Sümer (Düğündeki Genç), İhsan Özenç (Mahalleli), Bahar Şen/ Türkiye / 1973 / Renkli / 101´ 

Özet:

Film, Zehra, Ömer ve Meral’in arasındaki aşk üçgenini anlatır. Zehra ailesini bir trafik kazasında kaybetmiş, ada esnafını ailesi bellemiştir. Manav Mustafa’nın oğlu Ömer, zengin bir ailenin kızı olan Meral’e âşıktır. Fakat aşkının imkânsız olduğunu düşünmekte ve intihar etmek istemektedir. Bir mektup yazıp kayalıklardan denize atlamak üzereyken Zehra gelir. Ömer’e aşkını itiraf etmesi gerektiğini söyler. Bunun üzerine Ömer, Meral ile konuşur ve birliktelikleri başlar. Ömer ile Meral’in mutluluğunun en büyük pay sahibi olan Zehra, kendi kalbinin isteklerini görmezden gelmektedir.

Not: Yukarıdaki paragraf TSA sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi genel anlamda beğendim.
  • Adanın kıyısında Zehra ile Ömer’in birlikte konuştuğu bir sahnede görüntü sanki bir tablo gibiydi.
  • Zehra’nın iyilikseverliği/yardımseverliği “Hayat Sevince Güzel” (Yönetmen: Temel Gürsu) filmindeki Ayşe (Zeynep Değirmencioğlu) karakterini hatırlatır.
  • Ömer ile Meral’in sinemada izledikleri filmde Tarık Akan’ın başka bir filminden sesini duymamız güzel bir düşünce olmuş.
  • Filmden bir replik: “- Düşerim diye mi korkuyorsun? – Hayır, sevinçten havaya uçacaksın diye”
  • Meral’in okuduğu kitabı görürüz bir sahnede: “Aşk Hasreti” (Yazar: Kerime Nadir)
  • Zehra’nın, doğum günü kutlamasında Ömer ile dans etmesi ve yaşadığı duygu, yine Hülya Koçyiğit’in canlandırdığı Ceylan Ateşoğlu karakterinin “Hayat Bayram Olsa” (Yönetmen: Orhan Aksoy) filminde Doğan Barutoğlu’nu (Kadir İnanır) rüyasında gördüğü sahneyi hatırlatır. Hatta, bu sahnelerdeki müzik kullanımları da ton anlamında benzer gibidir.
  • Mahallelinin, Zehra’ya olan sevgi ve sahiplenme tutumları (olumlu anlamda) “Bizim Kız” (Yönetmen: Türker İnanoğlu) filmindeki Zeynep (Gülşen Bubikoğlu) karakterini hatırlatır.
  • “Hayat Sev(dir)ince Güzel”

Kelebekler

image

Filmin Künyesi:

KELEBEKLER | Yönetmen: Tolga Karaçelik / Senarist: Tolga Karaçelik / Oyuncular: Tolga Tekin (Cemal), Bartu Küçükçağlayan (Kenan), Tuğçe Altuğ (Suzan), Serkan Keskin (Muhtar), Hakan Karsak (İmam), Ercan Kesal (Çoban) / Türkiye / 2018 / Renkli / 117´

Sinopsis:

Üç kardeşin yolları yıllar önce ayrılmıştır. Aradan geçen 30 yılın ardından babaları çocuklarını bir araya getirmek ister ve onları Hasanlar Köyü’ndeki evlerine geri çağırır. Kardeşlerden en büyüğü Cemal, onları alır ve nedenini bilmedikleri bir yolculuğa çıkar. Üç kardeş köye gittiklerinde ise babalarının öldüğünü öğrenirler. Babaları, köyün acayipliklerinden biri olan kelebeklerin gelişinde gömülmeyi vasiyet etmiştir. Birbirlerini çok az tanıyan kardeşler köyde kaldıkları süre boyunca yaşadıkları olaylarla kendilerini, birbirlerini ve babalarının kim olduğunu anlamaya çalışır.

Not: Yukarıdaki paragraf Beyazperde sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi oldukça beğendim. Güzel bir çalışma olmuş.
  • Önceki iki filmi (“Gişe Memuru”, “Sarmaşık”) ile karşılaştırıldığında benim en çok beğendiğim film bu oldu.
  • Senaryodaki absürt mizahı oldukça başarılı buldum. Mizahı elden bırakmadan dramatik açıdan da işlevini yerine getirmiş film.
  • Tüm oyuncu ekibi başarılı. Yan rollerde Muhtar ve İmam karakterleri de iyi iş çıkarmışlar.
  • Filmdeki müzik kullanımını ve tercihini başarılı buldum.
  • Üç kardeşin babaları, anneleri ve geçmişleri ile ilgili belki biraz daha fazla ayrıntı olabilirdi.
  • Filmin içerisinde “Afar” tabelasını ve Serkan Ercan’ı görmek güzeldi. Yönetmenin “Gişe Memuru” filmine bir selamı oldu.
  • Yönetmen Emin Alper’i de kısa da olsa bir rolde görmüş olmak güzel.
  • “Sarmaşık” filminde salyangozlar metaforunu kullanan yönetmen bu filminde de kelebekleri kullanmış.
  • “Beş Yüz Liracık Borç Verir Misin?”
  • “Baba Beni Uzaya Gönder”

İşe Yarar Bir Şey

image

7.5 out of 10 stars (7,5 / 10)

Filmin Künyesi:

İŞE YARAR BİR ŞEY | SOMETHING USEFUL | Yönetmen: Pelin Esmer / Senarist: Pelin Esmer, Barış Bıçakçı / Oyuncular: Başak Köklükaya (Leyla), Öykü Karayel (Canan), Yiğit Özşener (Yavuz), Ayşenil Şamlıoğlu (Gülistan), Berfu Öngören (Dilara), Melih Düzenli (Canan’ın Babası), Sedat Kalkavan (Sarhoş Adam), Aslıhan Kandemir (Ayşe), Nilay Erdönmez (Telefondaki Pazarlamacı Kadın), Hakan Sallı (Graffitici Çocuk)   / Türkiye / 2017 / Renkli / 104´

Sinopsis:

Leyla gibi biri neden lise arkadaşlarıyla buluşma yemeğine gider ki? Yirmi beş yıldır hiçbir lise yemeğine gitmemiş… Üstelik 16 saat süren bir tren yolculuğuyla! Hemşirelik son sınıf öğrencisi Canan, o niye trende? Gönlünde oyuncu olmak varken hemşire adayı olarak hiç istemediği bir iş görüşmesine gidiyor. Peki Yavuz? Hareketsiz yatıyor bir pencerenin önünde, seyyar satıcıları, faytonları, sokaktaki insanları izliyor bütün gün. Canan’ı bekliyor, belki de Leyla’yı, belki de bir gece treninde yolları kesişen katil ile şairi.

Not: Yukarıdaki paragraf Başka Sinema sayfasından alınmıştır.

Öylesine

  • Filmi oldukça başarılı buldum.
  • Senaryoyu ve içindeki edebi tadı beğendim.
  • Oyunculuklar, özellikle de Başak Köklükaya ve Yiğit Özşener’in oyunculukları çok başarılı.
  • Sahne tasarımı ve mekan kullanımı başarılı.
  • Film müzikleri de oldukça keyifli.
  • Filmde kullanılan şiirler de ayrı bir güzeldi. “Bir Kitabın Yaprakları” şiiri bir filmin karelerine dönüşmüştü sanki.
  • Leyla bir şair olarak hayatın hep içinde aslında. Herkesten önce de ilk kendini gözlemliyor her zaman. Bazen bir vagonun camında, bazen bir çay bardağında, bazen bir evin penceresinde, hatta kırık bir aynada.
  • Bu filmi izledikten sonra işe yarar bir şey yaptığını düşünüyor insan.
  • “Yavuz şair ev sahibini bastırır”
  • “İnsanları Seyreden Karga”

İki Gün, Bir Gece

image

Filmin Künyesi:

İKİ GÜN, BİR GECE | TWO DAYS, ONE NIGHT | DEUX JOURS, UNE NUIT | Yönetmen: Jean-Pierre Dardenne & Luc Dardenne / Oyuncular: Marion Cotillard (Sandra), Fabrizio Rongione (Manu), Pili Groyne (Estelle), Simon Caudry (Maxime), Olivier Gourme (Jean-Marc) / Belçika / 2014 / Renkli / 95´

Sinopsis:

Dardenne Kardeşler’in Altın Palmiye için yarışan son filmleri, Variety dergisine göre “Belçika işçi sınıfına dair yine güclü bir yapıt; her zamanki gibi harika bir toplumsal dram”. Marion Cotillard’ın canlandırdığı Sandra, depresyon yüzünden bir süre izin aldıktan sonra işine döner. Ne var ki o yokken patronu iş arkadaşlarına 1000’er Avro prim karşılığında Sandra’yı işten cıkarmayı teklif eder. Gizli oylama pazartesi yapılacaktır; Sandra’nın iş arkadaşlarını ikna etmek için sadece bir hafta sonu vardır. “Filmin genel çerçevesi bu” diyor yönetmenler: “Performans takıntısı ve çalışanlar arasındaki vahşi rekabet. Bunu her yerdeki işyerlerinde görüyoruz.”

Artılar

  • Marion Cotillard’ın oyunculuğu harika.
  • Senaryoyu başarılı buldum.
  • Sandra’nın Timur ile olan sahnesi oldukça duygusal ve başarılıydı.

Eksiler

  • Sandra’nın, birkaç yakın mesai arkadaşının dahi telefon numarasını bilemiyor olması tuhaf geldi bana.

Keşif

  • Filmi izlerken Arzu Film’in kalabalık kadrolu aile filmlerindeki (Bizim Aile, Aile Şerefi vb.) sıcaklığı hissettim.
  • Cüneyt Arkın’lı Battal Gazi filmlerinden birinde şöyle bir olay vardır. Battal, babasını öldüren 17 kahpe yara için Bizans imparatorunu 17 kez kılıçtan geçirir. Sandra’nın intihar sahnesinde de acaba dedim Sandra 16 tane mi hap içti? 16 haksız oylama için 16 hap
  • Sandra’nın tek tek aileleri gezmesi sırasında yönetmen bizlere farklı etnik gruplardan insanları ve de mekanları gösteriyor.
  • Sandra için oylama yapacak mesai arkadaşlarından birçoğunun da geçinebilmek için ek işler yaptıklarını görmemiz filmdeki çatışmayı daha da besliyor.
  • Bir sahnede Sandra arabanın camından başını sarkıtıp rüzgarın onu ayıltmasını bekliyor. Bu sahne bana “Üç Maymun” (Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan) filminde İsmail’in (Ahmet Rıfat Şungar) tren vagonunun penceresinden kafasını sarkmasını hatırlattı.
  • Bir sahnede Sandra daldaki öten kuşları fark edince keşke onların yerinde olabilsem diyor.
  • Filmin sonunda Sandra’nın, patronu Dumont’a yaptığı ders verircesine konuşması bana efsane haline gelmiş “Bizim Aile” (Yönetmen: Ergin Orbey) filminde Yaşar Usta’nın (Münir Özkul) fabrikatör Saim Bey’e (Saim Alpago) olan sözlerini anımsattı. “Bizim Aile” filmindeki bu sahneyi gelin bu filme uyarlamayı deneyelim.
    – Dumont, sen mi büyüksün? Hayır, ben büyüğüm, ben Sandra usta. Dokunma mesai arkadaşlarıma, dokunma ikramiyelerine. Eğer işçilerden birinin başına bir şey gelirse, o hapları sana içiririm ve dönüp arkama bakmam bile.
  • Filmin isminde olduğu gibi Sandra’nın çabaları da iki ileri bir geri mehter marşı şeklinde ilerliyor.

Öylesine

  • Kader utanmasın, kader utansın”
  • “Sandra Nasıl Kurtulur”
  • “Beni böyle işe al alacaksan
    Olduğum gibi kalacaksam
    Dokunma işçiye, dokunma ikramiyeye
    Bu ne masraflı diyeceksen”