Filmin Künyesi:
KUSURSUZLAR | Yönetmen: Ramin Matin / Oyuncular: Esra Bezen Bilgin, İpek Türktan Kaynak, İbrahim Selim, Mehmet Ali Nuroğlu, Suna Selen, Melih Düzenli / Türkiye / 2013 / Renkli / 95´
Sinopsis:
30’lu yaşlarındaki iki kız kardeş, çocukken gittikleri Ege kasabasındaki yazlıklarına, bu sefer başbaşa bir süre dinlenmeye ve kafa dinlenmeye giderler. Anneannelerinin evine, eski odalarına yerleşen Lale ve Yasemin başta sorunsuzca sahile gidip gelen, iyi anlaşan kız kardeşler gibi görünseler de, ikisinin de içinde kopan fırtınalar çok geçmeden su yüzüne çıkacaktır. Aralarındaki gerilim yan komşu Kerim’in hayatlarına girmesiyle iyice su yüzüne çıkar. Beraber geçirdikleri süre boyunca, geçmişten gelen ve halen kanayan yaralar peşlerini bırakmayacaktır. İlk uzun metrajlı işi olan Canavarlar Sofrası filmiyle ile yurt dışı ve yurt içi pek çok ödül alan Ramin Martin’in ikinci uzun metrajlı işi yine aile odaklı bir dram öyküsünü konu alıyor. Filmin oyuncu kadrosunda İpek Türktan, Esra Bezen Bilgin, Elif Tasçıoğlu, Suna Selen ve Mehmet Ali Nuroğlu gibi isimler yer alıyor
Artılar
- “Yasemin” rolünde Esra Bezen Bilgin ve “Lale” rolünde İpek Türktan Kaynak olağanüstü bir oyunculuk sergilemişler.
- Yönetim ve senaryo oldukça başarılı.
- Filmde kullanılan müzikleri kimi sahneler için ilginç bulsam da genel olarak beğendim.
- Tesisatçı ve çırağının Lale ve Yasemin’in evine geldiği sahnedeki diyaloglar ya da belki de diyalogsuzluklar (bakışlar daha bir önem kazanmıştı) oldukça doğal ve naifti.
- Yasemin ve Lale’nin yazlığa geldikleri ilk akşam, evin bahçesinde yan yana yerde uzanırlarken yaptıkları sohbet sahnesi oldukça güzeldi. Burada kameranın tepeden çekim yapması iyi bir tercih olmuş.
- Yasemin’in yazlıktayken dışarıya koşuya çıktığı bir sahnede yerde rastladığı cam kırıklarından kameranın Lale’nin sırtındaki yaralara kesme yapması çok güzel bir uygulama olmuş.
- Kerim (İbrahim Selim), Yasemin ve Lale’nin balık restoranındaki yemek sahnesi yine çok güzel çekilen bir bölüm olmuş.
- Filmin sonlarına doğru arabaları en sonunda bozularak yolda kalan Yasemin ve Lale’nin içinde bulundukları bu ıssız ortamda yaptıkları hesaplaşma/yüzleşme/iç dökme oldukça etkileyiciydi. Araba farının bir sorgu odası havası yaratması, rüzgarın şiddetinin hesaplaşmanın yönünü tayin etmesi gibi detaylar ise çok iyiydi.
Eksiler
- Yasemin ve Lale’nin geçmişlerindeki muğlak noktalar biraz daha aydınlatılmış olsa daha iyi olur muydu diye düşünmeden edemedim.
Keşif
- Lale karakterine hayat veren İpek Türktan Kaynak, sima ve rol açısından bana Füsun Demirel’in canlandırdığı iki TV dizisi karakterinin karışımını hatırlattı: “Sıdıka” dizisindeki “Safiye Saka” ile “Yalan Dünya” dizisindeki “Servet” karakterleri.
- Tesisatçı çırağının Lale ve Yasemin’e olan bakışları bana “Bizimkiler” dizisinde yine bir tesisatçı çırağını canlandıran “Davut Usta”nın (Selçuk Uluergüven) yeğeni “Galip” (Mehmet Gülerbaşlı) karakterini hatırlattı.
- Filmin başrollerinde yer alan iki kardeşin isimleri Yasemin ve Lale aynı anda birer çiçek adı. Çiçeklerin özellikleri ile karakterler arasında bir bağlantı olabileceğini hayal ettim. Yasemin bitkisi her mevsim çiçeklenebilirken; Lale bitkisi yılda bir defa çiçek açar. Filmde de Yasemin karakterini her daim çiçeklenmiş bir pozisyonda görüyoruz Lale’nin aksine.
- Filmin jeneriğinde akan yazılarda kullanılan efekt/uygulama (araba farının yanıp sönmesi şeklinde yorumladım) tercihini beğendim.
Öylesine
- Bulunamadı.